İZMİR EKSPRES

'Hayır'ı sorgulayan Hollanda'ya baksın

Abone Ol

Gökay Akgün-Almanya'nın ardından Hollanda'nın da bakanlarımızın yapacağı referandum toplantılarına engel olması dış politikada yaşanan krizlere bir yenisini daha ekledi. Yaşananları 'Türkiye'deki hukuk sisteminin kişiye özel işlemesine' bağlayan İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan, 'İşte bu yüzden verilecek karar çok önemli. Neden refarendumda 'Hayır' çıkmasını istediğimizi sorgulayanlar, Hollanda'da yaşananlara baksın' dedi.


Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin Almanya'da yapılacak 'referandum bilgilendirme toplantılarında' konuşacak salon bulamaması iki ülkeyi karşı karşıya getirmişti. Alman yetkililer, bakanların yapacağı toplantıları 'salonun önünde yeterli park yeri olmadığı' gibi sudan sebeplerle iptal etmişti. Almanya ile yaşanan gerginlik henüz tatlıya bağlanmamışken bir kriz de Hollanda'da çıktı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun ülkelerinde propaganda amaçlı toplantı yapamayacağını söyleyen Hollandalı yetkililer, bakanın uçağına iniş izni vermedi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya şansını karayoluyla denedi ama Hollanda polisi görülmemiş bir uygulamaya imza atarak Kaya'nın Roterdam'daki Türkiye konsolosluğuna gitmesini engelledi.
Gerginlik Hollanda sokaklarında, bakanların kapıdan çevrilmesini protesto etmek isteyen gurbetçi Türklere polis tarafından sert müdahale edilmesine kadar vardı. İki ülke arasındaki krizin Avrupa'nın geri kalanında Türkiye karşıtı bir tutum oluşturmasından endişe ediliyor.


'Türkiye için tehlikeli'


İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan'a göre anayasa değişikliği referandumunda 'Evet' sonucu çıkması halinde yeni krizlerin doğması kaçınılmaz. Hollanda krizini değerlendirirken referanduma neden ihtiyaç duyulduğunu sorgulayan Özcan, 'Devletin en üst makamında bulunanlar yasalara aykırı hareket etti. Bu tutum fiili duruma dönüştü ve fiili durumu yasaya uydurma telaşı başladı. Bu Türkiye için son derece tehlikeli' ifadelerini kullandı.
Hukukun üstünlüğü ilkesini ayaklar altına almaya kimsenin hakkı olmadığını vurgulayan Aydın Özcan, 'Cumhurbaşkanı da, Türkiye'nin en ücra köyünde yaşayan vatandaş da yasalar önünde eşit olmalı. Eğer devletin yüksek makamlarında bulunanlar yasaları umursamaz ve keyfi uygulamalar yapmakta ısrar ederlerse elbette içeride ve dışarıda çokça sorun yaşanır. Yurt dışında propaganda yapmak yasalarımıza aykırı olmasına rağmen bakanlarımız Almanya ve Hollanda'da miting tipi toplantılar yapmak için uğraşıyor. Ne yazık ki yasalarımız çiğneniyor. Halbuki bu yasaya uygun hareket edilse, Avrupa ülkeleriyle olan iyi ilişkilerimizin bozulması için bir neden yok' dedi.
Avrupa'da yaşayan Türklerin gerilimden olumsuz etkileyeceğini kaydeden Özcan, 'Almanya ve Hollanda'da yaşayan soydaşlarımız gerginlik yüzünden sıkıntı yaşarsa ne olacak? Onları mağdur etmeye kimsenin hakkı yok. İtidalli olmalıyız ve sorunları barışçıl diplomasi ile çözmek için azami gayret göstermeliyiz' diye konuştu.


'İşte bu yüzden hayır!'


Aydın Özcan, 16 Nisan'da sandıktan 'Hayır' sonucu çıktığı takdirde bağımsız ve tarafsız bir yargının yeniden tesis edilmesinin çok daha kolay olacağını savunarak şunları söyledi:
"Barolar olarak Türkiye'nin her yerinde toplantılar yapıyoruz ve insanlara niçin sandıkta 'Hayır' seçeneğini tercih etmeleri gerektiğini anlatıyoruz. Fiili durumun yasaya uydurulmaması için 'Hayır' demek zorundayız. Yargı önünde kimseye imtiyaz tanınmaması için 'Hayır' demek zorundayız. Kuvvetler ayrılığıyla denetim sistemi korunmalı ve devleti yönetenlerin  hukuk dışı keyfi davranışlarda bulunmasının önüne geçilmeli. Daha fazla özgürlük ve demokrasi ancak böyle mümkün olur. Bu seçimde ülkeyi yönetecek partiyi seçmeyeceğiz. Ülkeyi yönetecek partinin başında olacak kişinin tek başına 'kanun' olmasını isteyip istemediğimize karar vereceğiz. Neden referandum sonucunda 'Hayır' oylarının daha fazla olmasını istediğimizi sorgulayanlar Hollanda'da yaşananlara bakabilirler. Yeni krizlerle boğuşup yorgun düşmek istemiyorsak kuvvetler ayrılığı ve hukukun üstünlüğüne dört elle sarılmalıyız."