İzmir’in boşanma gerekçelerini ele alan Hiebert, gelin kaynana çatışmalarının altında yatan psikolojik nedenleri açıkladı. Evliliklerinde mutsuz olan çiftlerin duygusal tatminlerini çocukları ile giderdiklerini belirten Hiebert, evliliğin asla bir kumar oyunu olmadığını ifade ederek çiftlere önemli tüyolar verdi. Hiebert, “Evlilik öncesi eşinizle ne kadar çok zaman geçirirseniz evliliğiniz o kadar başarılı olur. Dolayısıyla evlilik bir kumar oyunu değildir. Evlilik öncesi tanışma süresi ne kadar uzunsa, evliliğin yolunda gitmesi de o kadar kolay olur” dedi.

Yaşar Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirilen eğitimlere öncülük eden William J. Hiebert dünyanın dört bir yanında yaşanan gelin kaynana çatışmalarında ABD’li ve Türk kadınlarının davranış biçimlerini de değerlendirdi. Hiebert, “Türkiye’de siz bir kişi ile evlenmiyorsunuz. O kişinin ailesi ile de evleniyorsunuz. Bu durumdan kurtulabilmenin tek yolu çiftlerin mevcut aile yapısı içinden ayrışıp kendi aile düzenlerini kurmasından geçiyor. Bu da hem mesafe koymakla, hem de ekonomik özgürlükle sağlanabiliyor. Yani kadın çalışıyorsa, çiftler arasında duygusal bağlılık varsa ve geleneksel aile yapısı kırılabilmişse, çiftler daha mutlu olabiliyorlar” dedi.

Türk erkeklerinin anne ve eşleri arasında sıkışıp kaldığına değinen Hiebert, “Türkiye’de gözlemlediğim bir şey var ki Türk erkekleri uçakta bile hem annesinin hem de eşinin yanında durmaya çalışıyor. Bizde kesinlikle böyle bir şey yaşanmaz. Amerika’da hiçbir kadın kaynana baskısı çekmez ve baştan tavrını koyar. Çünkü baştan tavır konulmazsa ömür boyu bu durum yaşanır. Üstelik tüm taraflar mutsuz kalır” dedi.

İzmir’de geleneksel aile kültüründen uzaklaşıldığını belirten Hiebert bu durumun boşanma üzerindeki etkilerine değindi. Hiebert tespitlerini şöyle paylaştı:

“Bir kültürde ne olup bitiyorsa boşanma oranları da onu takip eder. Daha geniş aile kültürünün olduğu yıllarda evlilikler sorunlu olsa bile daha uzun yıllar devam ettiriliyordu. Ancak kentleşme oranı arttıkça insanlar geniş aile sisteminin dışına çıkıp çekirdek aile sistemini benimsemeye başladılar. İzmir’de de yaşanan bu aile yapısıyla büyüklere ve eşlere itaat etme geleneği ortadan kalktı. Ayrıca boşanma tek bir kuşağa bağlı olarak gelişmiyor. Boşanmaya karar veren kadın kendi annesinin yaşadıklarını ele alıyor ve ‘Ben annemin çektiği sıkıntıyı çekmem, aynı senaryoyu yaşamam’ diyor. Böylece evliliğini uzatmadan boşanmaya karar veriyor.”

ABD’de 80’lerden sonra boşanma oranlarında yaşanan düşüşe dikkat çeken Hiebert, “En son yapılan araştırmalar şunu gösteriyor ki erken yaşta evlenmenin boşanma üzerinde büyük etkisi var. Çünkü erken evlilikler ergenlik dönemi ilişkilerine benzer. Amerika ve Avrupa’da ilk evlilik yaşı 30, Türkiye’de ise ilk evlilik yaşı ortalama 24-25 arasında değişiyor. Yine eğitim seviyesi düştükçe boşanma oranları da artabiliyor” dedi.

ABD’de “Evlilik ve Danışma Hizmetleri” adlı kurumun bünyesinde yer alan Hiebert Enstitüsü, 1970 yılından bu yana profesyonel eğitim programları uygulayan yüksek lisans sonrası bir eğitimi kurumu. Hiebert Enstitüsü tarafından verilen dersler, İllinois Eyaleti Evlilik ve Aile Terapileri Lisans Kurulu tarafından da tanınıyor ve kabul görüyor. Hiebert Türkiye’deki çalışmalarını ise Yaşar Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (YÜSEM) bünyesinde gerçekleştirdiği “Evlilik ve Aile Terapisi Eğitimi Sertifika Programı” ile sürdürüyor.