Gökay Akgün-Son dönemde evlilik kararı vermeyi düşünen birçok çift, danışmanlık yapan psikologlara başvuruyor. Çiftler, hayatı paylaşmadan önce uzmanların karşısında 'görücüye' çıkıyor ve erken teşhisler sayesinde muhtemel sorunlar yaşanmadan çözüme kavuşuyor


Artık devir değişti ve tabi görücüler de değişti. Evlilik öncesinde aile büyüklerinin temsil ettikleri genç adına eş adaylarını 'sınava' tabi tutmasıyla işleyen görücü sistemi, şimdilerde yerini psikologlara bıraktı. Özellikle son 5 yıl içinde izdivaca karar vermeden önce uzman görüşüne başvuran çiftlerin sayısında ciddiartış söz konusu. Bilinçli gençler, hayatlarının en ciddi kararını alabilmek ya da aldıkları kararın doğruluğundan emin olmak için ilişkilerini psikologlara anlatıyor. Uzmanlar da, yaptıkları kişilik tahlillerinin ardından çiftleri yönlendirmeye ve bu sayede boşanmayla sonuçlanması muhtemel yanlış evliliklerin önüne geçmeye çalışıyor.
Evlilik öncesi danışmanlık hizmeti veren uzman psikologların ortak görüşü, kötü sonuçlanan pek çok ilişkinin bitmesi için elle tutulur nedenler olmadığı yönünde. Dolayısıyla çiftlerin hayatlarını birleştirmeden önce 'bir bilene sormasında' fayda var. Maddi gücü psikolog yardımı almaya yetmeyenler için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na bağlı danışma merkezleri de mevcut. Bu merkezlerde ağırlıklı olarak evli çiftlere hizmet veriliyor, ancak sağlıklı bir evlilik konusunda endişeli olanlardan da yardım esirgenmiyor. Psikolog olmayan ama aldığı çeşitli sertifikalara dayanarak kendisini 'psikolojik danışman' olarak tanımlayan kişilere ise dikkat etmek gerek. Yeterli eğitime sahip olmayan bu danışmanlar, destek yerine köstek de olabiliyor.

Uzmanların konuya ilişkin görüşleri şöyle:

Psikolog Cem Aslıtürk: Aile kurumunu tesis etmeden önce uzman desteğine ihtiyaç duyan çiftler her zaman vardı ama son birkaç yılda bize gelen talep büyük artış gösterdi. Bu artışa yol açan en önemli etkenin sosyo-ekonomik koşulların değişmesi olduğunu düşünüyorum. İnsanların yaşam biçimi artık daha farklı. Kadınlar, ekonomik yaşama eskiye oranla daha fazla katılım gösteriyor. Medyanın konuya ilgi göstermesi ve dizilerde bile ilişkideki sıkıntıların profesyonel yardım yoluyla çözülebileceğinin işlenmesi de oldukça önemli. Ancak hala çok ciddi bilgi eksikliği var. Ülkemizde 'Psikolog benden iyi mi bilecek?' şeklindeki düşünce özellikle erkeklerde çok yaygın. Buna rağmen bizden destek isteyen çiftlerle görüştüğümüzde erkekerin bu görüşünün değiştiğine şahit oluyoruz. Mutlu bir evlilik için sorun oluşturabilecek potansiyel konuların daha yuva kurulmadan ortadan kalkması herkesi mutlu ediyor. İddia ediyorum, ciddi bir istatistik çalışması yapılsa ilişkilerin bitmesine yol açan nedenlerin üstesinden gelinemeyecek meseleler olmadığı sonucuna rastlarız. İnsanların hatalarının farkına varamamaları normal. Onları hata yaptıkları için yadırgamıyor, empati kurmaya teşvik ediyoruz. Neticede çok sayıda olumlu geri dönüş alıyoruz.


Evlilik öncesinin önemi


Psikolog Başak Dalda: Evlilik içi ilişki sorunları nedeniyle bize başvuran çiftlerin sayısı evlenmeden önce başvuranlardan oldukça fazla. Ancak birkaç yıl içinde oranlar dengelenecek gibi görünüyor. Evlenmek istediklerini ama anlaşamadıkları pek çok konu olduğunu söyleyerek yardım isteyen çiftlere terapi uyguladığımızda aslında o kadar fazla sorun olmadığını, iletişim problemi çözüldüğünde mutlu bir evliliğin kapılarının açılacağını görüyoruz. İletişimin sağlıklı olabilmesi için empati yeteneğinin gelişmesi ve öfke kontrolünün sağlanmasına ihtiyaç var. Biz, destek isteyen çiftleri bunları sağlamaya teşvik ediyoruz ve yol göstermeye çalışıyoruz. Aldığımız geri dönüşler genelde olumlu ama alamadığımız geri dönüşler de öyle! Bazı erkekler, bize gelmeden önce yaptıkları muhalefetten caydıklarını itiraf edemedikleri için 'İyi ki gelmişim' demekten kaçınıyorlar ama onlardaki değişim sayesinde ilişkileri mutlu bir evliliğe evriliyor.


İnternet etkisi

Psikolog Manolya Özek: İnternetin her eve girmesi ve yaygın kullanılmasıyla evlenmeden önce uzmanlara danışan çiftlerin sayısı da arttı. Çekingenlik ise azalmasına rağmen hala yardımla daha mutlu hale getirilebilecek ilişkilerin önünde bir duvar olarak durmaya devam ediyor. Genellikle internet üzerinden sorular alıyoruz ve sorunlar genelde soruyu soranların 'bir arkadaşına' ait oluyor. Zamanla bunun değişeceğine, insanların yardım almanın gurur kırıcı bir şey olmadığını idrak edeceklerine inanıyorum. Destek almak için başvuranlar çoğunlukla kadınlar oluyor. Çünkü erkeklerimiz dışa daha kapalı ve paylaşmaya kadınlar kadar yanaşmıyorlar. Zaten sıkıntı da ağırlıklı olarak onların yeterince paylaşmamasından kaynaklanıyor. İlişki sırasında, çiftlerin birbirini daha iyi tanımasını sağlayacak olan paylaşımdan uzak durdukları gibi sevgililerini hiç kimseyle paylaşmayı da istemiyorlar. Birçok kadın, kendi hayatını kıskançlık sorunu yüzünden istediği şekilde yaşayamadığı şikayetiyle geliyor. Elbette bu konuda kadınların tamamını temize çıkarmıyorum. Soruna yol açan davranışlar sergileyen birçok kadına da destek oluyoruz.
Editör: Haber Merkezi