İzmir Barosu'ndan yapılan açıklamada heyet üyelerinin görüşmeler sonucunda yörede erken yaşta evliliklere yönelik bir gelenek oluştuğu ve 18 yaşından hatta 15 yaşından küçük çocukların evliliklerinin onay gördüğü belirtildi. Açıklamada şöyle denildi:

"Ülkemizde erken yaşta evlilikler uzun yıllardan beri var olan bir olgu olmasına rağmen toplumun çoğunluğu tarafından bir sorun olarak değerlendirilmemektedir. Evliliğin en önemli meşruluk kaynaklarından birinin toplumsal mutabakat olduğu ve bu evliliklerin de daha çok bu mutabakat çerçevesinde gerçekleştiği görülmektedir. Bu toplumsal mutabakat Kiraz ilçesinde yetkililerin de sessiz kalmasına ve ihmallerine neden olmuştur. Ülkemizde yapılan araştırmalar erken yaşta evlendirilen kız çocuklarının yüzde 14’ü 15 yaşın altında olduğunu göstermektedir. Gerek anayasamıza ve gerekse taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelere göre 18 yaşın altındaki her birey çocuktur. Çocukların evlendirilmesi çocuğu nesneleştirmekte, çocuğun çocukluğunu yok saymakta, cinsiyete dayalı eşitsizliği arttırmaktadır. Bu nedenle çocuklara karşı gerçekleşen cinsel saldırı suçlarında rıza arayan, 4+4+4 eğitim sistemi ile kız çocuklarının erken yaşta okuldan alınmasını, lise çağındaki çocukların evlenmesini yasalarla destekleyen 'okumasalar da olur' anlayışının güçlenmesine sebep olan zihniyetten geri dönülmelidir."

Baro açıklamasında bu konuda kararlı bir devlet politikası uygulanmadığı sürece olumlu bir sonuç elde edilemeyeceği, Türkiye'nin gelecek yıllarda da toplumsal cinsiyet eşitliği açısından dünya sıralamasında 2015 yılında olduğu gibi 145 ülke arasında 130'uncu sırada, en gerilerde yer almaya devam edeceği savunuldu. İzmir Barosu'nun açıklamasında şöyle devam edildi:

"Bu defa Kiraz İlçesinin Sırımlı ve Olgunlar köylerinde karşımıza çıkan ancak ülkemizin temel sorunlarından biri olan çocuk evliliklerine karşı başta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, kolluk kuvvetleri, sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri ve yerel yönetimlerin işbirliği ile acilen bir eylem planı oluşturarak derhal harekete geçilmelidir. İzmir Barosu, bu oluşuma her türlü hukuksal destek vermeye hazırdır. Her koşul ve ortamda çocukların evlendirilmelerini cinsel sömürünün bir türü ve hak ihlali olarak gören İzmir Barosu bu toplumsal olguya karşı dün olduğu gibi bugün ve gelecekte de mücadelesine devam edecektir."