İzmir, 2021 yılı verilerine göre yüzde 12,1 yaşlı nüfus oranıyla yaşlı nüfus aşamasından çok yaşlı nüfus aşamasına geçti.  Ege Geriatri Derneği Genel Sekreteri Mevlüt Ülgen, İzmir’de demografik verilere uygun olarak yerel  hizmet ve politikalarının geliştirilmesi,  planlama ve gelecek projeksiyonlarında bu sosyo-demografik değişimin göz önene alınması gerektiğini söyledi.

FATİH ÖZKILINÇ- Türkiye’de yaşlı nüfus son beş yılda yüzde 22,5 arttı. Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) verilerine göre Türkiye’de 2020 yılında yüzde 9.5 yükselen yaşlı nüfus oranı 2021 yılında yüzde 9.7 yükseldi. İzmir'deki yaşlı nüfus oranı  ise 2021 yılında yüzde 12,1 yükseldi. 4 milyon 425 bin 789 kişi olan İzmir nüfusunun 537 bin 669 kişisini 65 yaş ve üstü kişilerden oluşuyor. İzmir nüfusu içinde erkek yaşlıların oranı 237 bin 204 kişi ile yüzde 10,8 olurken kadın yaşlıların oranı ise 300 bin 465 kişi ile yüzde 13,5 oldu. İzmir’in 12,1 yaşlı nüfus oranıyla çok yaşlı nüfus aşamasına geçtiğini kaydeden Ege Geriatri Derneği Genel Sekreteri Mevlüt Ülgen, “Birleşmiş Milletler(BM)’nin tanımına göre bir ülkedeki 65 yaş ve üzeri yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranının yüzde 8 ile yüzde 10 arasında olması o ülke nüfusunun yaşlı, yüzde 10'un üzerinde olması ise çok yaşlı nüfus olarak değerlendirilmektedir. İzmir yüzde 12,1 yaşlı nüfus oranıyla yaşlı nüfus aşamasından çok yaşlı nüfus aşamasına geçmiştir” dedi.


İzmir ülke ortalamasının üstünde


En önemli demografik göstergelerden biri olan ülke veya kent nüfusunun ortalama yaşı sıralamasında İzmir’in Türkiye ortalamasının üstünde olduğunu belirten Ülgen, “TÜİK 2021 verilerine göre Türkiye nüfusunun ortanca yaşı 33,1 iken İzmir nüfusunun ortanca yaşı 37,6 olarak bulunmuştur. Nüfus projeksiyonlarına göre, Türkiye’de ortanca yaşın 2030 yılında 35.6,  2040 yılında 38.5, 2060 yılında 32,3 ve 2080 yılında 45.0 olacağı öngörülmektedir. İzmir 37,6 ortanca yaşı  ile şimdiden, 2030 yılında 35.6  yaş olması beklenen Türkiye  ortanca yaşı tahminlerini aşmıştır.  Yaşlılara ilişkin sağlık ve sosyal politikaların belirlenmesinde önemli bir gösterge de yaşlı bağımlılık oranıdır. TÜİK verilerine göre Türkiye de yaşlı bağımlılık oranı 2007 yılında yüzde10.1 iken, 2018 yılında yüzde12.9, 2021 yılında yüzde14.3 olmuştur. Bu rakam İzmir’ de 2007 yılında yüzde 11,4 2018 yılında 15,4 2021 yılında ise 17,6 olmuştur. Benzer tablo 80 yaş ve üstü nüfus göstergeleri içinde geçerli olup TÜİK 201 verilerine göre Türkiye’de 80 yaş ve üstü nüfus 2007 yılında yüzde 0,82 iken  2021 yılında yüzde 1.80 olmuştur. İzmir de 80 yaş ve üstü nüfus 2007 yılında yüzde 1,43 iken 2021 yılında yüzde 2,22 olmuştur. 80 yaş üstü nüfus Türkiye’de hızla artarken bu artış ve 80+ nüfus İzmir’de Türkiye ortalamasının üstündedir” diye konuştu.


Türkiye demografik değişime hazır değil


2021 verilerine göre İzmir’de 111 bin 815 yaşlı bireyin yalnız yaşadığını ifade eden Ülgen, “Yaşlı nüfus aşamasından çok yaşlı nüfus aşamasına geçmiş olan İzmir’de bu demografik verilere uygun olarak yerel  hizmet ve politikaların geliştirilmesi,  planlama ve gelecek projeksiyonlarında bu sosyo-demografik değişimin göz önüne alınması  gerekmektedir. İzmir yaşlıların tercih ettiği kent olması itibari ile de yaşlılık göstergeleri Türkiye ortalamasının çok üstündedir.  Yaşlıların yoğun yaşadığı kent olarak İzmir merkezi ve yerel yönetim olarak yaşlılara yönelik hizmet ve politikaların üretilmesine ağırlık vermesi gerekmektedir. İzmir’de yerel yönetimlerde buna ilişkin olumlu örnekler ve çalışmalar olmasına karşın bu yetersizdir. Türkiye bu demografik değişime henüz hazır değildir. Türkiye’de yaşlı nüfus hızla artmasına karşın, yaşlılara ilişkin hak temelli örgütlenmiş, sağlıklı ve başarılı yaşlanmayı destekleyen, yaşlı bireylerin toplumsal refah ve esenliğine odaklanan, yaşlı bireyin bağımsızlığını ve sosyal katılımını destekleyen politikalar hükümetler ve yerel yönetimler düzeyinde henüz oluşturulmamış, buna ilişkin farkındalık henüz yeterli düzeyde değildir. Toplum ve ülkeyi yönetenler değişen sosyoekonomik ve demografik yapının farkında değildir. Yaşlı bireylere yönelik hizmet ve politikaların belirlenmesinde değişen sosyoekonomik ve demografik yapı göz önüne alınmadan yürütülen politikalar yaşlı bireylerin toplumsal refah ve esenliğini olumsuz etkilemekte,  toplumsal katılım ve  yaşam kalitesini düşürmekte, yaşlı bağımlılık oranını artırmaktadır” şeklinde konuştu.


Yaşlı bireylere yönelik politikalar oluşturulmalı


Yaşlı bireylere yönelik politikalara ihtiyacın her geçen gün arttığına da dikkat çeken Ülgen, “Yaşlı bireylere yönelik oluşturulacak politikalar, aktif ve sağlıklı yaşlanma konsepti çerçevesinde yaşlı bireylerin bağımsız, yerinde, sağlıklı yaşlanma olanak ve haklarını önceleyen,  toplumsal refah,  katılım, kendini gerçekleştirme imkanlarını içeren, erişilebilir, etkin kamusal hizmet ve çevrelere güçlü vurgu yapan, yaşlı bireylerin yaşamın aktif birer öznesi olduğu yaklaşımını yansıtan  hak temelli  merkezi ve yerel politikaların oluşturulması gerekmektedir” dedi.

Editör: Haber Merkezi