30 Ekim 2020'de İzmir'i vuran 6,9'luk deprem felaketinde 117 can gitti, 1034 vatandaşın yaralandı, yüzlerce bina hasar gördü. Depremden sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yeni yapı inşası için yedi proje alanı belirledi. İnşaat çalışmaları başlarken, hak sahibi depremzedeler kendilerine bilgi verilmediğini belirtti. Mağdur vatandaşlar, Bayraklı Adalet Mahallesi, Barış Sitesi önünde toplanarak sorunlarını Sözcü'den Gökmen Ulu'ya anlattı.

ENKAZDAN ALINAN EŞYAMIZ NEREDE

Deprem sonrasında vatandaşlar, enkazlara ve hasarlı binalara can güvenliği gerekçesi ile sokulmamış, yetkililer yıkım ve enkaz kaldırma işleminin ardından eşyanın teslim edileceğini açıklamıştı. Ancak yurttaşlar önemli eşyasına kavuşamadığını söyledi. Serap Deringöl, deprem anında tamamen yıkılan Emrah Apartmanı sakiniydi. 250 bin lira değerinde altının enkaz altında kaldığını belirterek, “Enkaza yaklaştırılmadık, bize hırsız muamelesi yapıldı. ‘Siz ellemeyin, biz ayrıştırıp tüm eşyanızı teslim edeceğiz' dediler. Aylar geçti, daha bir tanesini bile alamadık. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na yıkım işlemini yapan firma ile nasıl anlaşmaları olduğunu sordum. Cevap verilmedi” dedi.


EMEKLERİMİZ VE MANEVİ DEĞERLERİMİZ DE KAYBOLDU

Orhan Önderoğlu, Barış Sitesi sakiniydi. Ağır hasarlı binanın yıkım işleminin hoyratça yapıldığını söyledi. “Benim kaskosuz engelli aracım ikiye bölündü. Bir parçası burada kaldı, diğer parçasını moloz alanına götürdüler” dedi. Cumhuriyet Sitesi sakini olan Zekiye Güçükoğlu, “Benim altı çizilmiş kitaplarım, notlarım, denemelerim var. Büyük emekler ile yazdım. Bütün emeklerim enkaz altında kaldı. Manevi değerlerimiz, hatıralarımız da hafriyat firması tarafından götürdü, geri verilmedi” ifadeleri ile derdini anlattı.

ÇELİK KASAM NASIL BULUNAMAZ

Mehmet Selahattin Timur, Cumhuriyet Sitesi sakiniydi. “Depremde annem ve kardeşim evin içindeydi. Üzerlerine dolap devrilmişti, yaralıydılar. Önce onları kurtarmanın peşine düştük. Sonra etrafımızda can derdi olan insanlara yardıma koştuk. O sırada evimizdeki eşyayı düşünmedik” diye konuştu. Evinde çelik kasası olduğunu söyleyen Timur, “Hafriyattan kasanız çıkacaktır ve size teslim edilecektir denildi. Ancak enkaz kaldırıldı, ayrıştırma yapıldı, buna rağmen çelik kasaya rastlanmadığı söylendi. Akıbetini bilmiyoruz. Kasa dayanıklı. Aklım almıyor, nasıl bulunamaz” diye sordu.

İKİNCİ DEPREMİ YAŞATMASINLAR, BEDDUAMIZI ALMASINLAR

Barış Sitesi sakinlerinden Abdullah Yaşar, “Korkmayın, eşyalarınız molozlardan ayıklanarak size geri verilecek” denildi. Devletimize güvendik. Sayın vali yardımcısı ile görüştük, “Rahat olun, eşyalarınızı alacaksınız” dedi. Hala eşyalarımız verilmedi. Bize gereken kolaylığı göstersinler, ikinci bir deprem yaşatmasınlar. Devletimize güvendik, suiistimal etmesinler. Duamızı alsınlar, bedduamızı almasınlar” ifadelerini kullandı.


BAZI VATANDAŞLAR EŞYA YARDIMI ALAMADI

Taner Duman, Ali Çolakoğlu Sitesi'nin yöneticisiydi. Eşya mağduriyetinin bir başka boyutuna dikkat çeken Duman, “Binamızdan eşyalarımızı alabilmemiz için bize 1 saatlik yarım yamalak izin verdiler. Çoğu kişi eşyalarını taşıyamadı. Fakat eve girdiğimiz için 30 bin liralık eşya yardımı verilmedi. 13 bin lira taşınma yardımı da verilmedi” diye konuştu.


YENİ KONUT SÜRECİ ŞEFFAF DEĞİL

Felaketzede vatandaşların en önemli sorunlarından biri de depremde kaybettikleri evlerin akıbeti hakkında. Yurttaşlar, arsa paylarının gasp edildiğini, evlerinin metrekaresinin düşürüldüğünü anlattılar. Ayrıca, kendilerine boş sözleşme imzalatıldığını fakat ne kadar ödeyeceklerinin açıklanmadığını, evlerinin nasıl inşa edildiğini bilmediklerini, hiçbir yetkilinin de kendilerine bilgi vermediğini ifade ettiler. Bayraklı Belediye Meclisi ile İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nde oybirliği ile evleri yıkılan vatandaşların aynı konumda, aynı ölçüde evlerine sahip olmaları yönünde karar alındığını vurgulayan yurttaşlar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın bu kararlara uymadığını belirttiler.

FAZLA DAİRELER KİMLERİN OLACAK?

Barış Sitesi sakinlerinden Mustafa Tabak, “6306 sayılı kanunun 6/A bendi kapsamında evlerimizin otomatikman Hazine'ye geçmesinden dolayı ciddi şekilde hak kaybına uğramış vaziyetteyiz” dedi. Aynı site sakinlerinden Özcan Kulaksız, evlerin 138 metrekare olduğunu, şimdi 74 metrekareye düşürüldüğünü söyledi. Kulaksız, İnşa edilen 229 hanede kura çekimi yapılacak. Seçim hakkı tanınmıyor” diyerek, “Oysa ben aynı evimin, aynı yerde olmasını istiyorum. Hepimiz böyle istiyoruz” talebinde bulundu. Kulaksız, “Bizim blokta 84 hane vardı, yeni binada 96 haneye çıkarıyorlar. Fazladan çıkardıkları 12 ev kimlere gidecek” diye sordu.

ZİRAAT BANKASI'NDA BOŞ KAĞIDA İMZA ATTIRILDI

Emrah Apartmanı'ndan Serap Deringöl, binanın yeniden inşası için başvuruda bulunduklarını, kendilerine Ziraat Bankası'nda boş kağıda imza attırıldığını söyledi. Deringöl, “Bu sözleşmeyi imzalamaktan başka seçenek bırakılmadı. Biz apartman inşa edildikten sonra evlerimize ne kadar para vereceğimizi bilmiyoruz” dedi. Deringöl, Emrah Apartmanı'nda da kat sayısının 7'den 5'e düşürüldüğünü, metrekare haklarının 140'tan 85'e indirildiğini, ayrıca zemine daha önceden olmayan üç daire yapıldığını söyledi.

VERECEKLERİ KÜÇÜCÜK EVE NASIL SIĞACAĞIZ

Barış Sitesi sakinlerinden Abdullah Yaşar, “Evim 138 metrekareden 74 metrekareye düşürülüyor. Biz kalabalık bir aileyiz. Ben şimdi Şanlıurfa'dan gelecek çocuklarım ve torunlarımı bu küçücük evde nasıl ağırlayacağım? Yetkililer kendilerini benim yerime koysunlar.


BİNAMIZ, EVİMİZ NASIL OLACAK, BİLMİYORUZ

Ayşe Çatalkaya, Yılmaz Erbek Apartmanı'nda yaşıyordu. Apartmanda 45 daire varken, şimdi 40 daire yapıldığını belirtti, “5 ailenin ne olacağı belli değil” dedi. Çatalkaya ayrıca, “Binamızın dış görünüşünün nasıl olacağını, dairelerimizin iş döşeme ve dizaynının nasıl yapıldığını bilmiyoruz. Yetkililerin bizi duymasını istiyoruz” diye seslendi.

BİR EVİ DAHA OLAN HAKLARDAN YARARLANAMIYOR

Cumhuriyet Sitesi sakinlerinden Aynur Yıldırım, bir başka sorunu dile getirdi. Yıldırım, yıkımdan sonra tapu kayıtlarında ev ve arsalarının görünmediğini ifade etti. 27 yıl çalışarak aldığı evin yıkıldığını vurgulayan Yıldırım, “Bornova'da eşimin kendine ait sağlam bir evi bulunduğundan hak sahibi olamıyormuşum” dedi. Kendisinin de aynı derdi yaşadığını belirten Egemen Apartmanı sakini Salih Zeki Ünver de “İkinci evimiz olduğu için, ne yıkılan binamızda, ne de rezerv alanında hak sahibi yapılmıyoruz. Bizi kentsel dönüşüm yasası kapsamına alıp, faizsiz 20 yıl kredi imkanı yerine, 10 yıl faizli kredi verilebileceği söylendi. Bu haksızlık ve eşitsizlik giderilsin” ifadelerini kullandı.

EVLERİMİZİN YÜZDE 40'I RIZAMIZ DIŞINDA TOKİ'YE VERİLECEK

Mağdur vatandaşlar İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği adı altında örgütlendi. Bu süreçte hiçbir şekilde bilgilendirilmediklerini ve rızaları alınmadan yeni yapı inşaatlarına başlandığını belirten dernek, hukuk mücadelesi başlatacaklarını açıkladı. Dernek açıklamasında, deprem mağdurlarının evlerinin yüzde 40'ının onayları dışında TOKİ'ye verilecek olmasına karşı çıktıkları vurgulandı.

Editör: Haber Merkezi