FATİH ÖZKILINÇ- Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nden Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle ayrıldı. 2011 yılında İstanbul’da Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 121’inci Toplantısında imzaya açılması nedeniyle "İstanbul Sözleşmesi" olarak da bilinen sözleşmeyi ilk imzalayan ve 24 Kasım 2011'de parlamentosunda onaylayan ilk ülke Türkiye olmuştu.  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözleşmenin feshedilmesine ilişkin karar, Avrupa Konseyi Genel Sekreterliğine ulaştırıldığı tarihten itibaren üç aylık sürenin bitimini izleyen ayın birinci gününde yürürlüğe girecek. Sözleşmenin feshedilmesine ilişkin Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Ege Bölge Temsilcisi Engin Demir, Haber Ekspres’e değerlendirmelerde bulundu.

 

Üzüntü verici

Sözleşmenin bir süredir feshedilmesine ilişkin söylentilerin dolaştığını ancak bunun olabileceğine ihtimal vermediklerini belirten Demir, “Bu uluslararası bir sözleşme. Özellikle bu sözleşme bizim ülkemizde bu hükümet tarafından imzalandı. Anayasanın 90’ıncı maddesi gereğince bu sözleşmenin feshi o kadar kolay değil. Mesele sözleşmenin feshi değil, bu çok üzücü bir mesele. Hiçbir kadın derneğinin ve federasyonumuza sorulmadan, düşünülmeden yapılmış bir hareket. Anayasaya aykırı, ülke imajımız için çok kötü bir gelişme. İnsanlara, bu sözleşme yanlış tanıtıldı. Okumayan, adını bilmeyen insanlar sözleşme hakkında konuşuyor. Asla kadınları kayıralım gibi bir durum söz konusu değil. Asıl olan ailenin korunması. Nereden bakarsanız bakın bu kabul edilebilir bir şey değil. Biz asla susup oturmayacağız. Demokratik haklarımızın gereğini yapacağız. Sadece kadınlar açısından değil erkekler açısından da üzüntü verici bir konu” dedi.

Eşitlik mücadelesi olduğunu bilmiyorlar

İstanbul Sözleşmesi’nin bir eşit mücadelesi olduğunu ifade eden Demir, “Sözleşme ile erkeklerin sıkıntıya sokulması, ailenin bölünmesi gibi bir durum söz konusu değil. Böyle bir şey olsa biz buna izin vermeyiz. 1985 yılından bu yana kadın çalışması yapıyorum, tam bir yerlere geldik derken şimdi geri dönüyoruz. Bu kadın, erkek eşitliği sağlamak istiyoruz. Bunun bir eşitlik mücadelesi olduğunu bilmiyorlar. Bütün derdimiz eşit vatandaş olmak. Bütün Avrupa Birliği ülkeleri kabul ediyor. Niye biz geri dönüyoruz” diye konuştu.

Avrupalıya nasıl anlatırız?

Kadınların eşit muamele görmek istediğini aktaran Demir, "Türkiye'de kadınlar ve çağdaş erkekler eşitlikten yana. Bundan kimse korkmasın. Biz Mustafa Kemal'in açtığı yolda yürüyoruz. Biz kadınların eşit muamele görmesini istiyoruz. Taraf tutmayan, sözleşmeyi okuyup anlayan hiçbir kadın bu mücadeleden vazgeçmeyecek, sonuna kadar gideceğiz. Bizim erkeklerden üstün olma gibi bir derdimiz yok. Bizim kocalarımızın da bizden üstün olmak gibi bir dertleri yok. Bu sözleşme bizim için prestij noktasıydı. Uluslararası konumda İstanbul anılıyordu. Yerini dahi bilmeyen kadınlar bu sözleşme vesilesiyle İstanbul’u öğrenmişti. Bu sözleşmenin Türkiye'de yapılmış olması bir prestijdi. Bundan vazgeçersek biz bunu Avrupalıya nasıl anlatırız? Avrupa Birliği’ne girelim diyoruz, sizce artık girebilir miyiz? Bir daha Avrupa Birliği adını anamayız.  İnanılmaz derecede kadın cinayetleri artmışken bu sözleşmenin fesih edilmesini anlayamıyorum” ifadelerini kullandı.