Yaşadığımız köyde, kentte yüzyıllar önce kimler, nasıl yaşadılar, o günlerden bu günlere neler değişti, neler kaldı? Bu konuda ne kadar çok şey bilirsek, bugünkü yaşantımıza ve geleceğimize yeni değerler katarız. Ofisimin bulunduğu iş hanına komşu Kaptan Mustafa Paşa Vakıf Çarşısı temelinden çıkan kalıntılara bakarken bunları düşünüyorum.

Konak'ta Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne ait 120 yıllık üç katlı Kaptan Mustafa Paşa İş Merkezi iki yıl önce yıkıldı. Tarihi iş merkezi yap-işlet-devret modeliyle 30 yıllığına bir şirkete ihale edildi, var olan yapı yıkılıp yerine yüksek bina yapılacaktı.
Yeni yapılacak binanın yaratacağı yoğunluğun yaratacağı olumsuzluklardan kaygılandığımız sırada, yıkılan binanın temelinde tarihi eserler çıkmaya başladı. Burası zaten 2002-2003 yıllarında kentsel- 3. derece SİT olarak tescillenmiş. Çıkan kalıntılar bundan daha fazlasının olabileceğini düşündürüyordu. Bunun takibini yapmak da bize düştü.

Yaklaşık bir yıl süren sondaj ve kurtarma kazısı çalışmaları üç ay kadar önce sona erdi. Çalışmalar sonunda birtakım yapılara ilişkin kalıntılar gün yüzüne çıktı. Alana yukarıdan her sabah baktığımda merakım arttı; bu kalıntılar ne tür yapılara aitti, tarihin hangi döneminden kalmaydı, bunlarda kimler yaşamıştı? Bir kez daha İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu'na başvuru yaptım. Kurul, "Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) kanalıyla başvuru yapın" şeklinde karşılık verdi. Meğer yeni sistemde bilgi edinme de Cumhurbaşkanlığı'ndan geçiyormuş. Yöntemdeki sorunu bir kenara bırakıp, CİMER kanalıyla başvuru yaptım. On gün önce yanıt geldi, sondaj ve kurtarma kazıları 10 Temmuz'da tamamlanmış, kalıntıların rölövesi alınmış, bunun üzerine 3 Ekim'de İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu önemli bir karar almış; "...kalıntıların Antik Roma Dönemi'ne ait liman, hamam kalıntısı, imparatorluk salonu gibi bir dönemin sosyo-kültürel yaşamını gösteren kompleks yapı olması nedeniyle mutlak korunması gerekli alan olduğuna, alanın SİT statüsünün ve/veya tesciline ilişkin konunun, alanda mevcut zemin suyunun giderilmesine ve önlenmesine ilişkin ilgili uzmanlarca hazırlanacak raporun iletilmesinden sonra değerlendirilmesine, açık olan alanda gerekli güvenlik önlemlerinin ilgili kurumca sağlanmasına..."

Antik Roma Dönemi; Milattan Önce (M.Ö.) 9. yüzyılda başlayan bin 200 yıllık dönemi anlatır, bu durumda kalıntılar Milattan Sonra (M.S.) 3. yüzyıl ya da daha öncesi dönemden kalma. Körfez kıyısına oldukça yakın bir alanda çıkan bin 700 yıl öncesine ait liman kalıntıları İzmir'in tarihi için ne anlam ifade ediyor? Bunun uzmanlarınca değerlendirilmesi gerekiyor.
Koruma Bölge Kurulu şimdilik mutlak korunması gereken alan diyor, henüz SİT derecesini tespit etmedi. Şimdi yapılması gereken, alanın bir an önce 1. Derece Arkeolojik SİT olarak tescil edilmesi. Ardından kazı çalışmalarının tamamlanarak alanın İzmir'in tarihi belleği ve kültürüne kazandırılması. Bu nasıl olacak? Arsanın maliki olan Vakıflar Genel Müdürlüğü, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlandı, bu durum işi biraz daha kolaylaştırıyor, Bakanlık doğrudan el atabilir.

Benim önerim, burasına Büyükşehir Belediyesi'nin sahip çıkması, kazıları yaptırması ve Arkeopark haline getirmesi, bunu sağlayacak kadrosu da var, olanakları da, yeter ki istek ve irade olsun. Sahi; Büyükşehir Belediyesi başkan aday adayları İzmir'in orta yerindeki Kaptan Mustafa Paşa çarşısı temelinden çıkan antik Roma kalıntıları hakkında ne düşünüyorlar?