BURCU YANAR/ÖZEL HABER

Bahçeşehir Koleji öğrencileri ve öğretmenleri, Kozak Yaylası Kırsal Dönüşüm Mirası (The Ruritage Project) ile birlikte kırsal alanlardaki zorlukların miras potansiyelinden yararlanılarak ortadan kaldırılabileceğini ileri sürüyor. Proje kapsamında Kozak Yaylası’nda yer alan Büyük Kozak Kayası’nı ziyaret eden ekip, projenin getirilerinden bahsetti.

SONDAKİKA: Öğrencilerin Merakla Beklediği Müfredat Açıklandı! | İntegral okullarda öğretilmeyecek SONDAKİKA: Öğrencilerin Merakla Beklediği Müfredat Açıklandı! | İntegral okullarda öğretilmeyecek

Bahçeşehir Koleji Biyoloji Öğretmeni ve Ruritage Projesi Yöneticisi Bircan Birinci SUGEP Akademi’de Proje Yöneticisi Umut Dilsiz ile birlikte çalıştıklarını belirterek detayları anlattı. Birinci, kültürel mirasın sürdürülebilir olmasının bir hayal olmadığını vurgulayarak, “Proje ile birlikte kırsal alanlardaki zorlukların miras potansiyellerinden yararlanarak ortadan kaldırabileceğini öne süren bir yaklaşımda bulunuyoruz. ‘Kırsal alandaki zorlukları nasıl aşabiliriz?’ diye soracak olursanız ise; İç pazarı arttırarak ve oradaki kültürel miraslarımızı dünyaya tanıtarak turizm hareketliliğinin arttırılmasıyla bu zorluklar aşılabilir. Yerel kaynakların sürdürülebilir bir şekilde geliştirilmesi için kırsal kalkınma süreçlerinin merkezine toplumu koymanın bir gereklilik olduğuna inanıyoruz. Project Ruritage sayesinde, Kültürel ve Doğal Miras yoluyla yenilenmenin mümkün olduğunu kanıtlamak için büyük bir fırsatımız oldu.Bölgede yaşayan halkın kentlere göç etmesinden ziyade köyde kalmasını ve oradaki pazarın artmasını talep etmekteyiz. Çalıştığımız alan da Bergama Kozak Yaylası alanı üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Aynı zamanda projemiz UNESCO tarafından da destekleniyor. 6 öğrencilerimizle birlikte saha çalışması yapmak için Madra’ya gittik” dedi.

HEDEFİMİZ: ŞEHRE GÖÇÜ ÖNLEMEK

Proje hedeflerini da anlatan Birinci, “Kültürel ve doğal mirasın kalkınması için nasıl motor işlev görebileceğimizi görmek ve bu sayede şehirlere göçü önlemek istiyoruz. Başka bölgelerde de bu tarz projelerin yapılması için destek alarak onları de şevklendirmek istiyoruz çünkü şöyle düşünelim; küçük beldelerde ve köylerde arazileriniz var. Bunları satıp ya da sadece satın alıp hiçbir şekilde işlemeden bırakıp oraya özgü olan gıdaların, besinlerin ya da pazara açılabilecek ürünlerin orda kalmasına ve körelmesine sebep olmak yerine ve şehirde yaşamak yerine doğamızı tüm dünya ülkelerine açarak bu güzellikten yararlanabilmemizi sağlayabilecek bir pazar oluşturmak istiyoruz. Bu pazardan kastımız, hem jeolojik yerlerin tanıtılması hem de kültürel miras olarak bize aktarılabilecek öğelerin görülebilmesi ve bunların insanlar tarafından tanınabilmesini istiyoruz” diye konuştu.

Kozak Yaylası

RURİTAGE, BÖLGEYE EKONOMİK ZENGİNLİK KAZANDIRACAK

Bircan Birinci projenin bölgeye ekonomik zenginlik kazandıracağını da belirterek, “Kozak Yaylası’nda farklı antik yeleri görerek oraya özgü gıdaları tattık. Örneğin sadece Ramazan ayında Bergama’da yapılan Zülbiye tatlısı bunlardan biridir. Gübleme adı verilen içecek de bunlardan biri. Biz istiyoruz ki her gelen insan bu lezzetleri tatsın. Jeoparkı görmeye gelen insanlar farklı ürünleri de tadarak oradaki pazarı arttırabilir. Bu proje ile Bergama ekonomik bir zenginlik kazanmış olacak.Fabrikalaşmanın önüne geçilecek. Köy halkının şehirlere göç etmesi engellenecek. Aynı zamanda kültürel mirasımızı gelecek nesillere aktarmış olacağız. Bergama’da en önemli yerel üretim ürünü çam fıstığıdır. Eğer insanlar şehre göçerse çam fıstığının verimi düşer ve çeşitli faktörler nedeniyle de ekonomik zenginliğimizi yok etmiş oluruz. 

Muhabir: HABER MERKEZİ