Ebelik insanlık tarihi kadar eski bir kadın mesleği. Aristoteles’in “kadını kadın anlar” anlayışından yola çıkarak “ebeler kadın olmalıdır” denildiği, erkeğin tıbbın içinde olmakla birlikte doğum eylemine henüz katılmadığı dönem. Gebe ve lohusaya yardımları nedeniyle Tanrıça gibi kutsandığı bir dönem yaşar ebelik. Hipokrat döneminde gebenin bilimsel yaklaşımla doğurtulmasına dek sürer bu kutsanma. Nitekim mesleğe dair ilk resmi eğitim ve öğretim kurallarını oluşturanda Hipokrat’tır.

Ebelik, toplumda kadına verilen değere eşdeğer bir gelişme gösterir.  Nitekim ünlü filozof Sokrates’in ebe Fenerate’nin oğlu olarak tanınması gibi. Annesi kadar mesleğine atfedilen değeri de tanımlar bu ifade. İlk ebelik kitabının yazılması, ilk ebelik okulunun kurulması 1600’lü yılların ikinci yarısına denk düşse de ebelerin bilimsel amaçla bir araya gelip, güç kazandıkları 1900’lü yıllardır. Nitekim 1900’lü yılların ilk yarısı Dünya Ebeler Birliğini kurmaları, güçlendirerek Belçika’dan Londra’ya taşımaları, ikinci yarısı birliğin adını Uluslararası Ebelik Konfederasyonu olarak değiştirip, merkezi Hollanda’ya taşımaları gibi.  

Ülkemizde de durum farklı değil. Selçukludan Osmanlıya, anneliği kutsal sayan anlayış ebelik mesleğini de aynı anlayışla yüceltir. Osmanlı dönemi kadınların sağlık alanında edindiği ilk meslektir ebelik. Osmanlı kadınının evde, ebeyle doğum tercihi de mesleğe yönelik güvenin önemli bir göstergesi. Ebelerin, doğumla ilgili engin bilgi ve deneyimi, tıp okulunda ayrı bir doğum kürsüsü kurularak başlatılan ilk resmi ebelik eğitimine dayanır. Nitekim 1800’lü yılların sonuna yaklaşırken Besim Ömer Akalın’ın da katkısıyla diplomasız ebelerin doğum yaptırmaları engellenerek mesleğin kurumsallaşması sağlanır. Cumhuriyet döneminde açılan köy ebelik okullarını sağlık okul ve kolejleri izler. Akabinde ebe-hemşire yetiştirmek üzere okullar birleştirilse de kısa bir süre sonra vazgeçilir. Derken açılan sağlık meslek liselerinde yürütülen ebelik programı meslek yüksekokulu bünyesine de taşınır. Ancak uzun sürmez, kapatılır. Ardından 1900’lü yılların sonuna yaklaşırken sağlık meslek liselerinin sağlık yüksekokullarına dönüştürülmesiyle ebelikte lisans diplomalı mezunlar dönemi başlar. Yaklaşık on yıl sonrada sağlık yüksekokulları sağlık bilimleri fakültelerine dönüştürülür.

Ebelik, sağlığın korunması, geliştirilmesi temelli bir meslektir. Ebelik mesleğinde kadınlar, gebelik, doğum ve lohusalık dönemlerini sağlıklı geçirmeleri için ana olmadan ele alınır. Ebelerin birinci basamak koruyucu sağlık hizmetlerindeki rollerinin güçlendirilmesinde Nusret Fişek dönemi girişimler oldukça önemlidir. Ebelikte lisans-lisansüstü eğitim öğretim programları genelde kadın sağlığı-doğum, halk sağlığı ve yenidoğan ağırlıklı çocuk sağlığı derslerinden oluşur. Dolayısıyla, bu dersler ve uygulamaları da hemşireliğin halk sağlığı, kadın sağlığı ve çocuk sağlığı alanlarında uzman öğretim üyeleri sorumluluğunda yürütülür. Keza, özelde hemşireliğin diğer alanlarında uzman öğretim üyelerinin desteğiyle yürütülen derslerde var tabii. Ki ayrıca, ebelikte lisansüstü programlar açılıncaya dek tıp fakültelerinin halk sağlığı, hemşirelik fakültelerinin kadın sağlığı anabilim dallarında açılan lisansüstü programlara ebeleri dahil ederek verdikleri destekte göz ardı edilmemelidir.

Ulusal Ebelik Haftasını (21-28 Nisan) kutladığımız bugünlerde, yirmi yılı geride bırakırken, 2000’li yıllarda önce dünyada ve ülkemizde ebelik ve hemşirelik mesleklerinin birbirinden farklı meslekler olduğunun kabulüne tanıklık ettik. Akabinde, ebelik lisanslı, yüksek lisanslı, doktoralı derken mesleğinde doçent ve profesör unvanlı ebe öğretim üyelerine ulaşıldığına tanıklık ettik. Ebelik mesleğinde profesör unvanlı ilk ebe akademisyen Sema Dereli Yılmaz, Selçuk Üniversitesi Konya Sağlık Yüksekokulu Ebelik Bölümü mezunu. Yüksek lisans ve doktora eğitimlerini kadın sağlığı ve doğum hemşireliği alanında tamamlamış. Doçent ve profesör unvanlarını ebelik alanında almıştır. Prof. Dr. Sema Dereli Yılmaz halen Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik Bölüm Başkanı olarak görev yapmaktadır.

Ebelik lisans - lisansüstü programlarının açılmasında ve yürütülmesinde destek veren biz hemşire akademisyenlerin bu görevi üstlenirken kendimize ve ebe öğrencilerimize vaat ettiğimiz bir hedef vardı. Ebelerin ebeler tarafından eğitildiği, yönetildiği bir gelecek oluşturmak. Ne mutlu bizlere ki vaat ettiğimiz hedefe ulaştık.