Yine Ankara, yine bombalı saldırı, durakta otobüs bekleyen 37 canımızı daha kaybettik. 19'u ağır olmak üzere 125 kişinin ise yaralı olduğu bilgisi var. Değil söz söylemek, nefes almakta bile zorlanıyor insan. Nereye gidiyoruz? Memleketin kalbinde her ay bir bombalı saldırı gerçekleştirilmesine nasıl izin veriliyor? Bu kadar kolay mı, bu nasıl bir acizlik böyle? Vatandaş yarın nasıl sokağa çıkacak, çocuğunu okula nasıl gönderecek, kime güvenecek? Soru çok, cevap yok maalesef.

Saldırı sonrası Facebook'tan gelen bir mesaj dikkatimi çekti. Filanca arkadaşın 'Ankara'daki saldırısı sırasında güvende olduğunu bildirdi' diyor. Güvende olmak! Üzülerek belirtmeliyim bu ülkede artık hiç kimse güvende değil. Düşünün, saldırıda hayatı kaybeden o insanlar evlerine gitmek için otobüs bekliyordu ve tek suçları o anda orada bulunmaktı.
Durakta beklerken ölebilirsin, servisle eve giderken, caddede yürürken ölebilirsin. Bu yüzden hiç kimse ben güvendeyim demesin artık bu ülkede, bizlere sunulan huzur ve istikrar bu kadar işte.
Huzur ve istikrar demişken istihbarat ve emniyet tıpkı diğer saldırılarda olduğu gibi bu saldırı öncesinde de çok istikrarlı bir davranış sergilemiş, yani hiçbir şey yapmamış. Oysa daha üç gün önce ABD Büyükelçiliği'nin internet sitesinde, "Türk hükümeti binaları ve konutlarına potansiyel bir terörist saldırısına dair bilgiler olduğu" açıklamasına yer vererek, vatandaşlarını bu bölgelerden uzak durmaları konusunda uyardığı, ABD Büyükelçiliği'nin yanı sıra Genelkurmay askeri istihbaratın da bölgede bombalı saldırı olabileceği uyarısında bulunduğu ortaya çıktı.
Yetkililerin kesin bir dille yalanlayacaklarından eminim ama bu durum olayda çok büyük bir istihbarat zafiyeti olduğunu gösteriyor. Dile kolay, aynı şehirde ve hemen hemen aynı yerde gerçekleştirilen bir değil, iki değil, üçüncü saldırı bu... Korkarım ki son da olmayacak.

Kimsenin istifa etmesini beklemiyoruz elbette, çünkü istifa onurlu insanlara özgü bir davranış. Ülke yönetimini emanet ettiğimiz, can ve mal güvenliğimizi sağlamakla yükümlü olan sayın yetkililer ekranlara çıkıp artık ezber ettiğimiz cümleler kurmaya devam ediyorlar. Biz saldırının başka bir ülkeye yapıldığını düşünüyorduk ama sağ olsunlar yetkililerimiz bizi aydınlattılar; bu saldırı ülkemize, birlik ve beraberliğimize yapılan bir saldırıymış (hangi birlik ve beraberlikse), lanetleyip kınıyorlarmış, saldırı terör ile mücadele azmini biraz daha arttırmış, saldırıyı gerçekleştirenler kana susamış alçaklarmış ve en önemlisi de şu vatandaşlarımız endişe etmemeliymiş.

Ülkenin başkentinde her ay bombalar patlıyor, onlarca yüzlerce insan ölüyor ama endişe etmemeliymişiz olur tabi ya neden olmasın, yaşarsak etmeyiz...
İstihbaratımız vatandaşın sosyal medya paylaşımlarının çetelesini tutma konusundaki başarısını araçlara bomba yükleyip başkentin göbeğinde patlatanları yakalama konusunda gösteremiyor ama endişe etmeyin. Hiçbir hakaret cezasız kalmıyor elhamdülillah.
Canlı bombayı kendini patlatmadan tutuklayamıyor, bomba yüklü aracı seyir halinde olduğu için engelleyemiyorlar ama endişe etmeyin. Bombayı patlatır patlatmaz bombacının kimliğini hızlı bir şekilde tespit edebiliyorlar. Bu da az şey değil sonuçta. 
Otobüs beklerken ya da sokakta yürürken yanımızda bomba patlayabilir, bedenimiz parça parça yere düşebilir ama endişe etmeyin. Bu saldırılar hükümetimizin terör ile mücadele etme azmini daha da arttırıyor.
Birer birer değil topluca ölüyoruz ama yine de endişe etmeyin, kan gölüne dönen meydanlara sizin için de kan kırmızısı bir karanfil bırakırlar nasıl olsa...