Eski Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk’un çok etkileyici bir konuşmasına rastladım. Etkileyici konuşamayan, yaratıcılıktan uzak kişilerin eğitimle ilgilenmemesi ve eğitim camiasının içinde olmaması taraftarıyım.

Selçuk diyor ki; ‘’ Öğretmenin şefkatini garanti haline getirmeli. Çocuk orasının bir şefkat ortamı olduğunu bilecek, bir merhamet ortamı olduğunu bilecek. Bunu bilmeden asla o öğretmenle sahici bir ilişkiye iletişime geçmez. Sadece profesyonel bir iletişime geçer. Netice olarak öğretmenin çocuğuyla ilişkisinde aslında kendisini de düşünerek bir yolculuk yapması lazım. Çünkü öğretmenlik bir çocuğa bir şey aktarmak bilgi vermek değil. Bir kandırmacanın içindesinizdir. Okul Google’da var olmayan tecrübelerin ve yaşantıların çocukla paylaşıldığı mekana denir. Okul tanımının bu şekilde değişmesi gerekiyor. Aksi takdirde sınıfta ne öğretiliyor ki Google’da yok.’’

Ziya Selçuk’a buradan sevgi ve saygılarımı iletiyor, bir kez daha kendisine olan hayranlığımı hatırlatıp şimdi başka bir trajik habere geçiyorum. Şefkat her ortamda gerek, üniversite öğrencilerimiz, vatanımızın en değerli beyin takımı.

İYTE KYK Yurtları’nda zehirlenen üniversite öğrencileri isyanda. ‘’Yaşamak istiyorum’’ ‘’Müşteri Değil! Öğrenciyiz’’ sloganlarıyla yurtlarını protesto ettiler.

İzmir’in Urla İlçesinde İzmir Yüksek Teknoloji Üniversitesi’nin KYK yurdunda, tavuktan zehirlenerek sınavlarına bile giremeyen yaklaşık 200-250 öğrenci isyan etti. Olay savcılığa da gitse neden bu çocukların yemekten zehirlenmeleri son bulmuyor anlamak mümkün değil. Nisan 2022’de de 7 ayda iki kez öğrenciler yemekten zehirlenmiş ve sözde denetimler yapılmış, önlemler alınmıştı. ‘’Daha kaç kere zehirleneceğiz?’’ diyen öğrenciler sınavlarına giremediler. ‘’KYK Yurtlarındaki trajediler son bulmuyor’’ diye isyan eden aileler ise çaresiz. Günün her saati çocuklarından haber alma ihtiyacı aileleri de paronayaklaştırdı ve bu insanlara haksız diyebilir miyiz?