İncelemelerde bulunmak üzere Yozgat’ta bulunan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Yozgat Belediyesi Kent Park tesislerinde düzenlenen kahvaltıda, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve basın mensuplarıyla bir araya geldi. STK temsilcilerinden Yozgat’ta eğitimin sorunları ile ilgili görüşlerini alan Bakan Avcı, kayıt ücretleri ve okul aidatları konusuna değindi. Avcı şöyle konuştu:

"Şimdi şüphesiz özellikle kayıt döneminde toplanan paraların velileri zor duruma düşürdüğünü biliyorum. Benim bu tür şikayetler konusuna verdiğim cevap şu; şüphesiz hiçbir okul yönetimi, velileri isteği, arzusu dışında bir takım ödemeler, aidatlar konusunda zorlamayacak ama şimdi çocuklarımızı dershanelere gönderiyoruz. Kardeşim sen çocuğunu gönderiyor musun? Gönderiyor. Ne kadar veriyorsun ? 100 lira veriyorsun. Peki okulun eksiği, gediği için 10 lira istemiş. Haftanın 5 günü bu okulda okuyor çocuk, senin okulun. İki günlük dershaneye 100 lira vermekten erinmiyorsun, bunu yük görmüyorsun, çocuğunun okuluna 5 liralık, 10 liralık katkıda bulunmak ağır geliyor. Her şeyi devletten beklemek anlayışımızı da değiştirmemiz lazım."

AMEL DEFTERİNİ AÇIK TUTMAK İSTEYENLERE OKULLARIMIZ AÇIK

Genel olarak eğitim sistemine bakıldığında her şeyi devletten beklemek yerine hayırsever katkılarının yapılması gerektiğini belirten Milli Eğitim Bakan Avcı, "İş adamları, sivil toplum kuruluşları olarak bizler de işin bir ucundan tutmalıyız. Çünkü şu da oluyor. Bazı ihtiyaçlar yerinde daha iyi görünür. Şehrin ileri gelenleri, hayırseverleri olarak bizler de bu işlere bir şekilde sahip çıkmalıyız. Bazımızın imkanı okul yaptırmaya yeter, bazımızın imkanı bir sınıfı donatmaya yeter. Sağlık Bakanlığı çok güzel bir uygulama yapıyor, biz de onu taklit etmeye çalışıyoruz. İlla okul yaptırmak şart değil. Yani bazı imkanlarımız bir sınıfı donatmak, sınıfa tahta almak, sıra almakta dolayısıyla kimin gücü neye yetiyorsa, amel defterini açık tutmak isteyenler için okullarımız açık" diye konuştu.

10 MİLYON 600 BİN TABLET ALINACAK

Bakan Avcı, toplumda çok yaygın olarak kullanılan ‘Ceketimi satacağım, seni okutacağım’ sözü üzerinden eğitime verilen önemi ifade ederek, "Türkiye’nin petrolü, ekstra gelirleri yok, ne yapıyorsa kendi alın teriyle, dişiyle ve tırnağıyla yapıyor. Bu aziz millet gerçekten eğitime önem veriyor. Şahsen de söyleriz, ‘Ceketimi satacağım, seni okutacağım’ diye. Hükümetimiz de bütçeden en büyük payı eğitime ayırdı. Yetiyor mu, yetmiyor. Önümüzdeki ay içerisinde ihalesine geçiliyor, 10 milyon 600 bin tablet bilgisayar alacağız. Bu ihalede de temel şart bunun belirli bir zaman içerisinde yerli üretime dayandırılması. Yani hem çocuklarımıza tablet bilgisayar dağıtalım hem de Türkiye’de bilgisayar sanayisinin, teknolojisinin üretiminin temellerini atmış olalım” dedi. 

RAPORA TÜRKÜLÜ YANIT

Bakan Avcı, Mayıs ayından itibaren son sınıf öğrencilerinin rapor krizine girdiklerine dikkat çekerek, bu konuda hoş olmayan örneklerle karşılaştıklarını söyledi. Rapor konusunda sorulan soruya Kırşehir yöresinden bir türkü ile cevap veren Bakan Avcı, 'Vay nerdesin nerdesin, kaldır camın perdesin. Diyeceğim çok amma, kalabalık yerdesin' diyerek, bu rapor meselesi hakikaten kalabalıkta konuşulması zor bir mesele. Özellikle Mayıs ayından itibaren sınav döneminde 12’nci ve 8’inci sınıflar bir rapor krizine giriyorlar. Bunun nasıl suistimal edildiğine dair hoş olmayan örneklerle karşılaşıyoruz. Bir de bizim tarafımızda da maalesef sıkıntılar var. Fakat bu sıkıntıları Milli Eğitim Bakanı olarak benim çok genelleştirerek, bütün bir camiayı töhmet altında bırakacak ifadeler kullanmak doğru olmaz" diye konuştu.

ALTERNATİF HAZIRLIKLARIMIZI YAPTIK


Bu sıkıntıların hepsini bildiklerini ifade eden Bakan Avcı, "Önce bu sınav baskısını velilerin bu sınav algısını ve bunu bir ölüm kalım meselesi haline getirmelerini, bu duyguyu çocuklarına da yüklemlerini önlememiz lazım. Bu konuda, alternatif hazırlıklarımızı yaptık. Önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşacağız” dedi.
Editör: Haber Merkezi