CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, Zonguldak'ta basın mensuplarıyla bir araya geldi. Türkiye'nin, tarihin en ciddi kavşak noktalarından birinde olduğunu belirten Koç, "Türkiye'den, tarihin bu dönemini etnik ya da dinci siyasetin esiri olarak yaşaması isteniyor. Yani Türkiye bir kavşak noktasında. Ya önüne dayatılan din temelli ya da etnik temelli siyaset yoluyla kendisini idare edecek yol, yöntem seçecek. Ya da herkesin inancını başının üstünde taşıyarak, herkesin etkin kimliğini şeref sayarak, kimseyi kimseden ayırmadan, herkesi eşit hukuku paylaşan, eşit cumhuriyet yurttaşları kabul edekek tarih önünde şerefli yolculuğuna devam edecek" dedi.
Koç, böyle bir süreçten geçerken Türkiye'nin önüne tuzaklar, pusular kurulduğunu, hendekler kazıldığını, hükümetin ise uyanmaya niyetinin olmadığını söyledi. İktidarın 'İmralı' diye bir ada devleti kurduğunu ve nabzının İmralı'da attığını savunan Koç, "İktidarın gözü kulağı İmralı'da. Marmara'da bir ada adı olmaktan çıkarıldı, sanki bir devlet merkezi, bir politika üretme merkezi, bir karar alma merkezi. İmralı-Ankara, Ankara-İmralı, İmralı-Kandil, Kandil-İmralı, Avrupa-İmralı, İmralı-Avrupa, tarifeli kurye seferleri drüzenleniyor. Böyle bir süreçteyiz" diye konuştu.

Sorun TBMM'de çözülmeli

Kürt sorununun tarihsel derinliği olan bir sorun olduğunu vurgulayan Koç, şöyle devam etti: "Herkes 'CHP ne düşünüyor, ne öneriyor?' diye soruyor. 11-12 yıldır iktidarda olan bir yapı, ne önerdiği belli değil ve her yolu kullanıyor gizli kapaklı. AKP'ye eleştiri getirmenin yasak olduğu bir dönemde CHP'ye her türlü suçlama yapılıyor. Bu sorunun çözümü için gizli kapaklı pazarlıklar yapmak, milletin kabul etmediği taahhütlere girmek yanlıştır. Bu işin çözüm noktası meşru siyaset zeminidir, TBMM'dir. Siyasi mutabakat, Meclis dışında da toplumsal mutabakat aranması lazım. Terör örgütü siyasal muhatap haline getirilirse, bu, devletin hukuk devleti olmaktan çıkartılmasıdır. CHP buna karşı. CHP hukuksuzluğa, bu süreç içinde devletin hukuk devleti olmaktan çkıarılmasına, bu sürecin milletten saklanmasına karşı."
Yaşanan sürecin demokratik olmadığını savunan Koç, şunları söyledi: "Yargı tamamen majestelerinin yargısı haline dönüştürülmüş. AKP'ye dokunan yanar. Medya sinmiş, sindirilmiş vaziyette. Faşizm ille 1 Eylül sabahı tankla, topla, tüfekle ya da radyolardan okunan kahramanlık türküleriyle gelmez. Faşizm bu şekilde sandıktan çıkarak, hak ve özgürlükleri kısıtlaya kısıtlaya bir baskı rejimi olarak, apoletsiz, tanksız sivil şekilde de gelebilir. Türkiye'nin başına çöreklenen budur. Onun için CHP her türlü saptırmaya, yanıltmaya rağmen demokrasi mücadelesini sürdürecektir."
Editör: Haber Merkezi