CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 28 Şubat sürecinde fişlenmesine ilişkin açtığı davada Başbakanlığın, Danıştay’a savunma yolladığını söyledi. Savunmanın içeriğini çok merak ettiğini belirten CHP lideri, “Beni savunduklarını hiç sanmıyorum. Fişleme belgelerini savunacaklardır. Çünkü amaçları hukuksuzluğu yargılamak değil. İntikam kelimesini kullanırken de bunu anlatmak istedim” dedi.

28 Şubat sürecinde SSK Genel Müdürü olan Kılıçdaroğlu’nun fişlendiğine dair belgeler, Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı vekilliği tarafından yürütülen 28 Şubat soruşturması kapsamında tutuklanan dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Emekli Org. Çevik Bir‘e de savcılık sorgusunda sorulmuştu. Bir’e, savcılık tarafından yapılan araştırma ve teknik inceleme neticesinde, “CD5/Bcg/bornova” klasöründeki, SSK’daki bölücü ve mezhepçi kadrolaşma ile yapılmakta olan yolsuzlukları konu alan gizli ibareli belgeler gösterilmişti. Belgede, Kılıçdaroğlu, bazı müteahhit ve kişilerle ilgili bilgiler olduğu belirtilerek, “Bu belgelerin hazırlama talimatını, BÇG faaliyeti kapsamında siz mi verdiniz?” diye sorulmuştu. Bir bu soruya, “Sözkonusu belgeden haberim yoktur, bana sunulmadı” yanıtını vermişti.

Başbakanlık savunma gönderdi


Son olarak Bir’in sorgulanmasında gündeme gelen “Kılıçdaroğlu’nun fişlenmesi” konusunda, sürpriz bir gelişme yaşandığı ortaya çıktı. VATAN’ın sorularını yanıtlayan CHP lideri, fişleme konusunda Başbakanlık aleyhine açtığı davada, Başbakanlığın Danıştay’a savunma gönderdiğini söyledi. Savunmanın içeriğini henüz bilmediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Hakkımdaki fişleme dosyalarını, ilk kez açtığım davada gördüm. Başbakanlık göndermişti. Daha sonra gazetelere açtığım davaları çekip, Başbakanlık’a dava açtım. Başbakanlık o fişleme raporunu savunur durumda kalacak. Savunmanın içeriğini çok merak ediyorum” dedi.

BÇG’nin kendi hakkında hazırladığı ve gazetelerde yer alan raporun, AKP tarafından aleyhine kullanıldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Hem ‘hesaplaşıyoruz’ diyorlar, hem de darbecilerin raporunu seçim meydanlarında kullandılar” dedi. CHP lideri, şöyle devam etti: “Yasadışı bir işlem varsa soruşturulabilir, kimsenin bu konuda bir tereddütü yok. Darbe yapılmışsa soruşturulabilir, burada da bir tereddüt yok. MGK’nın aldığı bir karar var. Dönemin Başbakanı imzalamış. O karar Bakanlar Kurulu’nda da görüşülmüş. Tüm bakanlara ‘Gereğini yapın, komisyonlar kurun’ deniliyor. Arkasından bakanlıklarda Teftiş Kurulları’nda heyetler oluşturuluyor. Devletin tepesinde alınan kararlar, aşağıya kadar iniyor. Asker kadar siyasi iktidarın bakanları da vardı o dönemin içinde. 28 Şubat post modern darbesine net tavır koymuyorsanız, isteklerin gereğini yapıyorsanız, kimi yargılayacaksınız? Talimat veriliyor, bunlar da uygulanıyor. O dönem bakan olanlar hâlâ iktidar partisi içinde. O dönem kararları uygulayan bürokratlar, komisyonları kuranlar milletvekili oldu. 28 Şubat sürecinde ben de fişlendim. Davadan sonuç çıkmasını beklemiyorum. Neden beklemediğimi de açıklayayım; adalet yok... Kendisini siyasal iktidara endekslemiş yargıdan adalet beklenir mi? Beni fişleyenlere karşı Danıştay’a açtığım davada Başbakanlık nasıl bir savunma gönderdi. Yakın zamanda savunma gönderilmiş ama biz savunmayı görmedik. Çok merak ediyorum. En kısa zamanda avukatlarım alıp, inceleyecek.”

Kılıçdaroğlu’nun avukatlarının, Başbakanlığın gönderdiği savunmadan önceki gün haberinin olduğu, savunmayı yarın ya da Çarşamba günü alacakları öğrenildi.

‘28 Şubat’ın önemli unsuru’

“Sizi savunmuş olabilirler mi?” sorumuz üzerine Kılıçdaroğlu, “Kesinlikle savunmamışlardır... Benim BÇG belgelerine ilişkin açtığım davada, BÇG belgelerini savunma konumunda kalacaklar sanıyorum. Amaçları bir ayıbı ortaya çıkarmak değil, amaç hukuksuzluğu yargılamak değil. O savunma, 28 Şubat soruşturmasının da önemli bir unsuru olacak. Bundan dolayı merak ediyorum. Daha önce ‘intikam duygusu’ dediğimde çok eleştirildim. Ancak buradaki intikam duygusundan kastım bu konu idi. ‘İntikam duygusu ile yola çıkarsanız, sonuca varılamaz’ dememin sebebi de budur. Bu hükümetin 28 Şubat’la hesaplaştığına kimse inanmasın. “

Kılıçdaroğlu, kendisiyle ilgili BÇG tarafından hazırlanan fişleme dosyasının seçim sürecinde bazı gazetelerde yer alması ve seçim meydanlarında dile getirilmesi üzerine, sözkonusu medya organlarına dava açmıştı. Medyaya açılan davalarda mahkeme, dosyaları Başbakanlık’tan istemişti. Başbakanlık’tan dosyalar gelince, Kılıçdaroğlu, medyaya açtığı davaları çekmiş, bu davalar düşmüştü. BÇG dosyalarının Başbakanlık’ta olduğunun ortaya çıkması üzerine medyaya açılan davaları avukatlarına talimat vererek çektiren CHP lideri, ilginç bir hamle yaparak, fişleme belgelerini elinde bulunduran Başbakanlık’a karşı Danıştay’a dava açmıştı.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, 28 Şubat sürecinde fişlenmesine ilişkin açtığı davada Başbakanlık’ın, Danıştay’a yolladığı savunmanın içeriğini öğrenmeyi “merakla beklediğini” söyledi. Kılıçdaroğlu, “Beni savunduklarını hiç sanmıyorum. Fişleme belgelerini savunacaklar. Çünkü amaçları hukuksuzluğu yargılamak değil. İntikam kelimesini kullanırken de bunu anlatmak istedim” dedi

BÇG raporunda ne vardı?


Birçok gazetede BÇG’nin Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili raporu yayımlanmıştı. Başbakan Erdoğan ve bazı AKP yöneticileri de bu haberler sonrasında, BÇG raporundaki detayları zaman zaman gündeme getirmişlerdi. BÇG raporunda, Kılıçdaroğlu’nun bürokratlığı döneminde Kürtleri, PKK’lıları, akrabalarını sınavsız işe aldığı iddia ediliyordu. Kılıçdaroğlu, Paris’te Kürt Enstitüsü’nü ziyaret etmekle, ihaleye fesat karıştırmakla, davaları etkilemek için yargı mensuplarıyla briç oynamakla, kurumun bankadaki hesaplarını gizlemekle suçlanmıştı. BÇG fişlemelerinde Kılıçdaroğlu’nun isminin yanına “Kürtçü-bölücü” ifadesi konulurken, BÇG raporunda “Kılıçdaroğlu’nun faaliyetleri için tedbir alınmalıdır” denilmişti.
Editör: Haber Merkezi