Sivaslı sanayici ve iş adamları ile İstanbul'da kahvaltıda bir araya gelen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisini mahkemeye vereceğini açıklamasıyla ilgili konuştu. Kılıçdaroğlu, "Beni mahkemeye vereceklermiş. Ben bu suçlamaları yaptım diye. Çok mutlu oldum aslında. Neden biliyor musunuz? Bir olayı bu vesileyle ortaya çıkaracağız. Mahkemeye dilekçe vereceğiz. Uludere'de 34 kişinin öldürülmesi talimatını kim verdi? Çünkü bu bir katliam. Onun faillerini mahkemeye getirilmesini isteyeceğiz veya o emri verenin belgesini, kişiyi isteyeceğiz. Genelkurmay Başkanlığı şöyle bir açıklama yaptı; 'Biz orduyuz. Doğal olarak hükümete bağlıyız bütün demokrasilerde olduğu gibi. Hükümet talimat verir, bizde gereğini yaparız' O pilota talimatı kim verdi? O uçaklar nasıl kalktı nasıl gitti bombaladı. Bu davanın en güzel sonucu bir karanlık olay aydınlığa çıkacak. Eğer yargı görevini yaparsa" dedi.

"TÜRKİYE SURİYE'NİN İÇ İŞLERİNE GİRMEMELİ"

Güneşli'deki Holiday İnn Otel'de gerçekleşen kahvaltıya Kemal Kılıçdaroğlu'nun yanı sıra Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, Sivaslı Sanayici ve İş Adamları Grubu Derneği Başkanı İsmail Gülle, çok sayıda Sivaslı sanayici ve işadamı katıldı. Programda bir konuşma yapan Kemal Kılıçdaroğlu, Reyhanlı'daki patlamayı Suriye yönetiminin yaptığının belgelenmesi durumunda hesabının sorulması gerektiğini söyledi.

Bütün komşularla barış içinde olmayı ve Türkiye'nin Suriye'nin içişlerine karışmaması gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, "Eğer Suriye yönetimi yapmışsa belgeleri tak tak önüne koyalım. Neden yaptın? Hesabını soralım. O zaman ana muhalefet partisinin genel başkanı olarak sonuna kadar hükümetin arkasında oluruz. Türkiye Suriye'nin iç işlerine girmemeli. Siz şöyle bir devlet düşünebilir misiniz? Dünyadaki radikal unsurları Türkiye'ye getiriyorsunuz. Kampta silahlı eğitim yaptırıyorsunuz. Cebine para koyuyorsunuz. Eline silah veriyorsunuz ve gönderiyorsunuz Suriye'ye. Git orada kardeşlerini öldür diye. 90 yıllık Cumhuriyet tarihinde böyle bir olay hiçbir iktidar döneminde olmamıştır. Biz Suriye'nin iç işlerine niye karışıyoruz? Bir Allah'ın kulu bunu çıkıp bir açıklasın. Ben defalarca sordum bana şu yanıtı verdiler: 'Efendim, Suriye'de demokrasi yok' Allah aşkına sizin işbirliği yaptığınız Suudi Arabistan'da mı demokrasi var" ifadelerini kullandı.

"REYHANLI'DAKİ PATLAMAYLA İLGİLİ OLARAK"

Konuşmasında Reyhanlı'daki saldırıya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, "Reyhanlı'da bombalar patladı. Ölenlerin 5'i Suriyeli geri kalanının tamamı bizim yurttaşımız. Hiçbir günahı olmayan masum insanlar. Kimisi bakkal, kimisi İstanbul'dan evlenmek için gelmiş. Bazıları çocuk. Neden bu insanlarımız öldü? Patlamanın yaşandığı günden itibaren gazetelere bakın, 5 bakan 5 ayrı açıklama yapıyor. Hiçbiri birbirini tutmuyor. Hedef olarak Suriye yönetimini gösteriyorlar. Ellerinde veri varsa Suriye'yi suçlarız o zaman. Ama Suriye yönetimi, 'Reyhanlı'da yaşanan patlama ile ilgili buyurun gelin beraber soruşturma yapalım, kim patlatmışsa hesabını soralım' şeklinde açıklama yaptılar. Ancak bizden tık yok. Niye tık yok? Beraber soruşturalım. Kim yapmışsa, eğer Suriye yönetimi yapmışsa belgeleri tak tak önüne koyalım. Neden yaptın? Hesabını soralım. O zaman ana muhalefet partisinin genel başkanı olarak sonuna kadar hükümetin arkasında oluruz. 'Yeter ki hesabını sorun' deriz. 51 kişi hayatını kaybetti, kimi sorumlu tutacağız? Ben şimdi Reyhanlı'daki manavı mı sorumlu tutacağım? Dünyanın her tarafında sorumlusu hükümet gösterilir. Çünkü ülkeyi yönetenler onlar. Yönetenler onlarsa bizim bunu sorma hakkımız var." diye konuştu.

"ULUDERE'NİN FAİLLERİNİ MAHKEMEYE GETİRİLMESİNİ İSTEYECEĞİZ"

Kemal Kılıçdaroğlu, "Ulurede'de bir olay oldu 34 kişi hayatını kaybetti. Hepsi vatandaşımızdı ve hiçbiri terör örgütü mensubu değildi. Bunların çoğu PKK'ya karşı mücadele eden koruculardı. Mecliste araştırma komisyonu kuruldu ve olayın üstü kapatıldı. Şimdi biz bunun hesabını sormayacak mıyız? O insanlar bizim insanlarımız değil mi? Siz iktidar olarak bir olayın üzerini kapatırsanız, halkın nezdinde itibar kaybedersiniz. Beni mahkemeye vereceklermiş. Ben bu suçlamaları yaptım diye. Çok mutlu oldum aslında. Neden biliyor musunuz? Bir olayı bu vesileyle ortaya çıkaracağız. Mahkemeye dilekçe vereceğiz. Uludere'de 34 kişinin öldürülmesi talimatını kim verdi? Çünkü bu bir katliam. Onun faillerini mahkemeye getirilmesini isteyeceğiz veya o emri verenin belgesini, kişiyi isteyeceğiz. Genelkurmay Başkanlığı şöyle bir açıklama yaptı: 'Biz orduyuz. Doğal olarak hükümete bağlıyız bütün demokrasilerde olduğu gibi. Hükümet talimat verir, bizde gereğini yaparız' O pilota talimatı kim verdi? O uçaklar nasıl kalktı nasıl gitti bombaladı. Bu davanın en güzel sonucu bir karanlık olay aydınlığa çıkacak. Eğer yargı görevini yaparsa" dedi.

877 kilometre Suriye sınırında kimin girip, çıktığının belli olmadığı için hükümeti eleştirdiklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, vatandaşlara karşı böyle bir sorumluluğu olduğunu dile getirdi.

"BİZ SÜREÇTEN BÜYÜK ENDİŞELER VE KAYGILAR DUYUYORUZ"


Barış süreciyle ilgili kendilerine yönelik 'sürece neden destek vermiyorsunuz?' şeklindeki eleştirilere de cevap veren CHP Lideri Kılıçdaroğlu, "Biz engel olmadık ki birşeye destek verelim. Sürecin nasıl olduğunu. Bu ülkede barışın olmasını hepimiz isteriz. Bu toprakların mayasında insan sevgisi var. Terör örgütünün liderinin muhatabının Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olmasını istemeyiz, bunu açıkça da söyleriz. sorun çözülsün diye ben bizzat sayın başbakanı ziyaret ederek, yol yöntem önerdim kendisine. 4 siyasal partinin temsilcilerinin katıldığı parlementoda uzlaşma komisyonu kuralım, bu komisyonun belirlediği akil insanlar komisyonu kuralım dedim. Görüşmeleri onlar yapsın, devletin resmi kurumları muhatap olmasın dedim. Benim görevim siyasal iktidarı uyarmaktır. demokrasilerde anamuhalefet partisini görevi de budur. Biz süreçten büyük endişeler ve kaygılar duyuyoruz" diye konuştu.

"SİVAS'IN TARİHİNE BAKILDIĞINDA OLAĞANÜSTÜ BİR KENT"


"Sivas'ın tarihe bakıldığında olağanüstü bir kent olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "İpek yolu üzerinde tarihi değerleri olan hemen hemen her ilçesi ayrı güzelliğe sahip. Cumhuriyet içinde çok önemli bir yer. Kongrenin yapıldığı ve ilk kez mandanın reddedildiği yer. En karanlık dönemde Türkiye'nin kurtuluşu, bağımsızlığı ve özgürlüğü tartışılmış. 'Ne olursa olsun asla mandayı kabul etmeyeceğiz' diye bildiri yayınlanmıştır. Sivaslıların İstanbul için ne kadar büyük bir güç olduğunu biliyorum. Her alanda yetişmiş birikimli deneyimli insanları var. onlar siyasete girerlerse elbetteki bunlardan büyük bir memnuniyet duyarız " dedi.

Konuşmasının ardından Kılıçdaroğlu'na Sivaslı Sanayici ve İş Adamları Grubu Derneği Başkanı İsmail Gülle tarafından Aşık Veysel'in portresinin olduğu bir tablo hediye edildi.