Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı. 2020'nin zorluklarla başladığını, bölgede yaşanan bir takım siyasi krizlerin gündemin merkezine oturduğunu ifade eden Kalın, 2019'da da benzer krizlerle karşı karşıya kalındığını ancak hem güvenlik hem ekonomi hem de genel manada sosyal politikalar alanında alınan tedbirler sayesinde nispeten çevrede yaşanan büyük krizlere rağmen 2019'da çok önemli adımlar da atıldı dile getirdi.

ABD-İran gerilimi

İran-ABD geriliminin toplantının önemli gündem maddelerinden biri olduğunu aktaran Kalın, İranlı komutan Kasım Süleymani'nin öldürülmesiyle başlayan süreci yakından takip ettiklerini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ilk saatlerden itibaren yoğun bir diplomasi trafiği başlattığını dile getiren Kalın, Almanya, Fransa, İngiltere, ABD, Katar'ın devlet ve hükümet başkanlarıyla yoğun görüşmeler yaptığını anımsattı. Libya'da da son günlerde Sirte'de yaşanan hadiselerin, bir askeri okula yapılan saldırının Türkiye'nin çağrıları ve uyarılarının ne kadar haklı olduğunu bir kez daha gösterdiğini anlatan İbrahim Kalın, geçen yıl Nisan ayında imzalanan anlaşmayı ihlal eden Darbeci General (Halife) Hafter tarafının saldırılarının pervasız şekilde devam ettiğini söyledi.   

İtirazlar geliyor

Kalın, şunları kaydetti: Buna bir dur denilmezse Libya'da siyasi sürecin işletilmesi elbette mümkün olmayacak ve daha fazla kan dökülecektir. Burada özellikle Türkiye'nin Libya hükümetiyle yaptığı anlaşmaya itiraz edenler yahut eleştiri getirenlerin öncelikle saldırgan tarafın kim olduğunu, anlaşmaları kimin ihlal ettiğini, dün askeri okula saldırarak 40'a yakın gencecik askeri öğrenciyi kimin öldürdüğünü açık şekilde ortaya koymaları ve kınamaları gerekir. Türkiye'nin oradaki çatışmaya denge getiren ve siyasi sürecin önünü açan hamleler yaptığını vurgulayan Kalın, şu değerlendirmede bulundu: Ama bazen içeriden, bazen dışarıdan buna yönelik bir takım eleştirilerin, itirazların geldiğini görüyoruz. 'Peki, çözüm nedir? BM şemsiyesi altında sürdürülen faaliyetler sahada nasıl gerçekleşecek' dediğimizde bunun da bir cevabının olmadığını görüyoruz. Yani Hafter'in yaptığı her türlü saldırı, her türlü ihlal adeta yanına kalmakta, uluslararası toplumdan bir kınama dahi çıkmamakta. Ama buna mukabil Türkiye'nin barışçıl girişimleri, diplomasinin ve siyasi sürecin önünü açacak, meşru iki hükümet arasında imzalanmış anlaşmaların sağladığı çerçevede atılacak adımlar eleştiri konusu olabiliyor.

Ateşkes ilan edilmeli

Süreci yakından takip etmeyi sürdüreceklerine değinen Kalın, şöyle devam etti: Libya'da bizim önceliğimiz çatışmaların bir an evvel durması, ateşkes ilan edilmesi ve bütün tarafların yani Hafter tarafının nisan ayındaki pozisyonlarına geri dönmesidir. Daha önce Abu Dabi'de yapılmış olan nisan ayı anlaşması da zaten bunu kayıt altına almış idi. Bu anlaşmayı ihlal eden tarafın Hafter olduğunu tekrar hatırlatmak isterim. Taraflar o pozisyondan geri çekildikleri zaman siyasi sürecin de önü açılacak. Berlin'de yapılması planlanan liderler düzeyindeki Libya zirvesi de o zaman netice alma imkan ve ihtimaline kavuşacak. Ama bu süreç devam ettiği müddetçe Libya'daki gerilimin, çatışmaların, saldırıların daha da derinleşeceği ve süreci daha da kırılgan hale getireceği de açıkça ortada bulunmakta."

Editör: Haber Merkezi