Erken seçim iddialarının dillendirilmesiyle ilgili konuşan Polat, “Muhalefet iktidara seslenerek; ‘Sen bu ülkeyi yönetemiyorsun, ben erken seçim hakkını kullanmak istiyorum’ deyip ülkeyi yönetmek ister. Muhalefet dışında iktidar ve ortaklarından böyle bir şey dillendirilip hareket ediliyorsa, bugünün Türkiye’sinde sistem tutmamış ve ‘biz Türkiye’yi yönetemiyoruz’ demektir” dedi. Polat ayrıca, iktidarı yönetecek kadroların partilerinde olduğunu ve önlerine geldiğinde seçimden kaçmayacaklarını vurguladı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) Üyesi ve İzmir Milletvekili Mahir Polat, Tele1 ekranlarında Tuncay Mollaveisoglu'nun sunduğu 'Anında Manşet' programında Siyasetçi Emin Şirin ile birlikte değerlendirmelerde bulundu. AKP iktidarının artık ülkeyi yönetemediğini belirten Polat, olası bir erken seçime hazır olduklarını ve parti kadrolarının ülkeyi kalkındırmak için yeterli olduğunu söyledi. Polat ayrıca, iktidarın erken seçim hazırlıkları yaptığını bu kapsamda bakan yardımcılarının sahaya sürüldüğünü iddia etti. Yeni kurulan partilerle birlikte 60 milletvekilinin AKP’den kopacağı iddiasını değerlendiren Polat, bu yönde emarelerin olmadığını belirterek, “İnsanları seçerken bir şekilde kendi içerisinde oluşacak muhalefete karşıda, FETÖ kozu gibi bir takım kozu elinde bulundurarak milletvekili tayin ettiğini düşünüyorum. Kimisinin abisi, ablası FETÖ’den cezaevinde yatıyor. Bakanları da böyle seçtiler. Tek elden seçilmiş 60 milletvekilinin hareket edeceğine dair bir gösterge yok” diye konuştu. İzmir’de son zamanlarda sosyal medya üzerinden yaşanan tartışmalara dair net konuşan Polat, iktidarın inançlar üzerinden CHP aleyhinde yarattığı algının tutmayacağını vurguladı.

FETÖ kozu ile tayin ediliyorlar

60 milletvekilinin AKP’den kopacağı iddiasını gerçekçi bulmadığını belirten Polat, “Bu milletvekilleri seçilirken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tornasından çıkan milletvekilleri. Bunlar iktidara göbekten bağlı. Deva Partisi Milletvekili Yeneroğlu’nun istifa edeceği ve AKP’de mutlu olmadığını gösterdi. Buna benzer hiçbir emare diğer milletvekillerinde yok. Bunun en azından bir göstergesi olurdu. AKP’nin insanları seçerken bir şekilde kendi içerisinde oluşacak muhalefete karşıda, FETÖ kozu gibi bir takım kozu elinde bulundurarak milletvekili tayin ettiğini düşünüyorum. Kimisinin abisi, ablası FETÖ’den cezaevinde yatıyor. Bakanları da böyle seçtiler. Tek elden seçilmiş 60 milletvekilinin hareket edeceğine dair bir gösterge yok. Olmasını isterim, milletvekillerinin özgür iradeleriyle rahatsız olanların gitmesi gerektiğini düşünürüm. Türk siyaseti açısından da önemli bir çıkış olur. Türkiye’nin de önünü açacak bir çıkış olur. Keşke Yeneroğlu gibi vicdanına inanan milletvekilleri olsa da, kendi düşündükleri yönde siyaset yürütseler” dedi.

Biz seçimden kaçmayız

Erken seçim iddialarını değerlendiren Polat, erken seçimi muhalefetin istemesinin bir hak olduğunu, muhalefet dışında iktidar ve ortağının istemesi durumunda iktidarı yönetemediklerinin bir göstergesi olduğunu vurgulayarak, “ Muhalefet iktidara seslenerek; ‘Sen bu ülkeyi yönetemiyorsun, ben erken seçim hakkını kullanmak istiyorum’ deyip ülkeyi yönetmek ister. Muhalefet dışında iktidar ve ortaklarından böyle bir şey dillendirilip hareket ediliyorsa, bugünün Türkiye’sinde sistem tutmamış ve ‘biz Türkiye’yi yönetemiyoruz’ demektir. Bugün iktidarın çıkışlarında da ülkeyi yönetemediklerinin görüyoruz. Hepimiz buna şahidiz. Ekonomi Bakanı’nın en önemli meziyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı olmak. Türkiye’nin hazinesi samimiyetsiz ve yoz bir şekilde yönetilemez. İktidar kanadı da memleketin savrulduğunu ve kendileri tarafından yönetilemediğini gördüler. Bütün argümanları çöktü. Özellikle bu pandemi sürecinde Millet İttifakı’na mensup partililer, memleket için neler yapabileceğini iyi kanıtladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ölçme ve değerlendirmeyi iyi kullanan bir lider, sürekli günlük anketler yapıyor. Oyları kendi lehine nasıl çevirebileceğini bilir. Bunlardan bir tanesi FETÖ kalkışması sırasında Erdoğan’ın halktan kabulünün yüksek olduğu, bunu hepimiz biliyoruz. Şimdi tekrardan ‘darbe köpürtmesiyle oyum ne kadar yükseliyor’ diyor. Bunların hepsini yaptıkça İstanbul’daki hukuksuzluk gibi kendi aleyhlerine döner. Cesaret edebilir mi bilmiyorum. Eğer cesaret ederse bunu parlamentodan yaptırmak zorunda. Kendisiyle küçük ortağının kararının sonucu itibariyle Sayın Devlet Bahçeli’nin deklarasyonuyla Türkiye erken seçim sürecine girebilir. Partimiz açısından erken seçim bir gerekliliktir. Erken seçim Türkiye’nin gündemine gelecekse biran önce gelmelidir. Tartışmadan ziyade gelmesini isteriz. Çünkü Türkiye savruluyor. Ne kadar çok savrulursa iktidara geldiğimizde durumun o kadar zor olacağını biliyoruz. Bizim isteğimiz; Türkiye daha fazla savrulmadan iktidara gelelim ve ülkemizin toparlanma, yani yeniden ayaklanma sürecine gidelim. Esnaf sayısı 5 milyondan 1 milyon 250 binlere kadar gerilemiş. İşsizlik almış başını gitmiş. Bu durumda isteriz ki bir an evvel iş başına gelip güçlü bir Türkiye haline gelelim. Cumhuriyet Halk Partisi seçimden kaçmaz” diye konuştu.     


 

Editör: Haber Merkezi