Marmara Grubu Vakfının "Aralık 2011 Akademik Konsey Toplantısı"na onur konuğu olarak katılan Çavuşoğlu, burada yaptığı konuşmada, AKPM'nin ilk Türk başkanı olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Çavuşoğlu, Avrupa Konseyi'nin kuruluşu ve yapılanması hakkında bilgi vererek, "Bugün hala 10 ülke AKPM'nin denetimi altındadır. 4 tane ülke de denetim sonrası diyalog sürecindedir. Bunlardan biri Türkiye'dir. 2004'te Türkiye denetimden çıkmıştır" dedi.

Çavuşoğlu, 1915 olaylarıyla ilgili olarak Fransa Meclisi'nde gündeme getirilmeye çalışılan tasarıya ilişkin Avrupa Konseyi'nin bir çalışması olup olmadığının sorulması üzerine de şunları kaydetti:
"Bu, Sarkozy'nin kaybettiği desteği geri almak için yaptığı saçmalıklardan biri. Bunu Fransızların yüzüne de söylüyorum. Çünkü bu her şeyden önce Avrupa Konseyi'nin prensiplerine karşı, yani düşünce özgürlüğüne karşı. Siz, 'sözde soykırım var' diyebilirsiniz, ama benim de 'yok' deme hakkım var. Böyle bir akıl tutulması olmaz. En temel prensiplerimize aykırıdır. Meclis olarak bu konuda henüz bir karar almadığımız için bir şey söyleyemeyiz, ama Fransız arkadaşlarımızı uyardık. Benden sonra seçilecek başkan Fransız. Hükümetimiz bu konuda tutumunu belirledi. MHP bu konuda desteğini verdi, inşallah diğer partiler de bu konuda aynı tutum içinde olur, çünkü bu bizim milli bir meselemizdir. İç siyasi çekişmelerden uzak bu konuda birlikte hareket etmemiz lazım güçlü olabilmemiz için. Umarım sağduyu kazanır, aksi takdirde bunun yansımaları Fransa için de hiç hoş olmaz. Bu, tamamen Sarkozy'nin bir seçim malzemesidir. Türkiye artık o veya bu ülkenin veya Sarkozy gibi insanların seçim kampanyalarına malzeme olacak bir ülke değil."
Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki (AİHM) dosya sayısıyla ilgili bir soru üzerine de Çavuşoğlu, "Türkiye'nin AİHM'deki dosya sayısına baktığımızda durum iç açıcı değil. 47 ülke arasında üçüncü sıradayız. Bu övünülecek bir şey değil. Bunların içinde de tekrarı olan dosya sayısı çok" şeklinde konuştu.

Çavuşoğlu, herkesin yargılama ve tutukluluk sürecinin uzun olmasından şikayetçi olduğunu ifade ederek,sözlerini şöyle tamamladı: "Bunların düzeltilmesi, aynı zamanda iç hukuk yollarının güçlendirilmesi, yargı reformunun yapılması gerekiyor. Türkiye aleyhine dava açan insanların içeride haklarının ihlal edilmediğine inanacak şekilde kararların vicdanda yer bulması lazım. En son N.Ç olayını vicdanlarımız kabul etmez. Bu insan hakları mahkemesine giderse de Türkiye mahkum olur tahminimce. Oradaki bu kadar dosya sayısı, Avrupa Konseyi'nde Türkiye'yi savunmaya çalışan milletvekilleri ve diplomatları da, mahkeme içindeki yargıç ve diğer arkadaşları da rahatsız etmektedir."