Ali Budak- Geçtiğimiz aylarda kuruluşunu tamamlayan İYİ Parti ülke çapında da örgütlenmesini sürdürüyor. Milletin artık AKP'den kaçmaya başladığını ve İYİ Parti'nin de Türkiye'ye umut olmak için yola çıktığına vurgu yapan İYİ Parti İzmir İl Başkanı Yıldırım Ulupınar ile İYİ Parti'nin vaatlerini, Türkiye'nin ve milletin temel sorunlarını, partinin İzmir özelindeki vaatlerini konuştuk.

*Türkiye'de son yıllarda insanların birbirlerine tahammülleri azaldı. Şiddet olaylarında ciddi bir artış yaşanıyor. Türkiye'de insanların bu kadar tahammülsüz olmasındaki temel neden olarak siz neyi görüyorsunuz?

Öncelikle topluma baktığımda en önemli sorun olarak toplumsal barışın kalmamasını görüyorum. Yüzde 50'nin diğer yüzde 50'ye düşman olduğu ve ötekileştirdiğini görüyoruz. İYİ Parti olarak, önceliğimiz ise toplumsal barışı sağlamak. Zaten ülkemize de bundan daha büyük de bir vaat olamaz. Çünkü toplum birbirine düşman gözüyle bakıyor. Ekonomi bozuk olabilir, terör sorununda artış olabilir ama bunların hepsinin hakkından ülke olarak geliriz. Zaten daha önce de geldik. Ancak kardeş kardeşe kavga başladıysa ne ekonomi ne terör ne de başka bir şey bununla baş edemeyiz. Bu sorun da ülkeyi bölünmeye götürür. O nedenle de parti olarak bu bölünme tehlikesini görüyor ve bundan duyduğumuz rahatsızlığı sürekli dile getiriyoruz.

*Toplumsal barışın yanında ülkede ciddi bir hukuk sorunu olduğu da sürekli dile getiriliyor.

Tabii ki toplumda öncelikle her anlamda adil bir düzen olması gerekiyor. Kimsenin kimseye üstün olmadığı, hukukun üstün olduğu bir düzen oluşturmalıyız. Bunu başarmalıyız. Tek kişinin iktidar olduğu bir ülke yönetiminden çıkıp, yeniden parlamenter sisteme geri dönülen bir yönetimi savunuyoruz. Biz Türkiye'nin ayarlarına dönmesini istiyoruz. Bunun için yola çıktık. Bundan daha büyük ne olabilir? İYİ Parti'nin rejimle kavgası yok. Mustafa Kemal Atatürk'ün fikirleri ve inkılaplarıyla da bir sorunu yok. Zaten Atatürk'ün yolunu ve düşüncelerini kendimize ilke edinmişiz. Kimsenin giyimi-kuşamı ya da yeme-içmesiyle de kavgamız yok. Kısacası kimsenin yaşam tarzıyla bir sorunumuz yok. Zaten şu anda da Türkiye'nin en önemli sorunlarından bir diğeri de insanların yaşam alanlarına müdahale edilmesi değil mi? Toplumumuz da buna karşı duruyor ve bununla mücadele ediyor.

*Toplumsal barışın sağlanması gerektiğine dikkat çekiyorsunuz. Özellikle bu tahammülsüzlük ve ötekileştirme noktasında AKP'ye de eleştiriler getiriliyor. Siz bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Geçmişle bugünü sürekli kıyaslıyorum. Yaşım ve işim gereği de kıyaslamayı rahatlıkla yapabiliyorum. Örneğin, gün içinde sosyal medyada bir şey yayınlıyorum. Sonra altına yapılan yorumlar oluyor. Yorumlara baktığımda ise beni hiç tanımayan, hayatında hiç görmeyen ve nasıl biri olduğumu bilmeyen insanların bana olmayacak küfürler ettiğini ve hakaretlerde bulunduğunu görüyorum. İnan, bunları görünce gözlerime inanamıyorum ve utanıyorum. Sadece farklı düşünceleri paylaştığımız için bu hakaretlere maruz kalıyorum. 30 senedir siyaset yapıyorum ama siyasetin hiç bu kadar bölüp, parçalayarak yapılmak istendiğini hatırlamıyorum. İnsanların bölünmesinden fayda sağlayan ya da sağlamak için bölmeye çalışılan bir dönem daha hatırlamıyorum. Daha önce siyaset hiç bu şekle sokulmamıştı. Hükümette bu işten ciddi oy devşirdiği yani fayda sağladığı için hala siyaset yapış tarzlarını bu noktada sürdürüyor. Türkiye'deki en büyük rahatsızlık toplumsal barışın sağlanamaması. Eğer bu yeniden tahsis edilirse Türkiye'de her şeyin yapılabileceğine inanıyorum.

'Siyasi çıkar uğruna insanları bölmek yanlıştır'


*Türkiye'de iktidar partisi olan AKP'ye Meral Akşener'i ve lideri olduğu İYİ Parti hakkında herhangi bir açıklama yapmaktan kaçındığı eleştirileri getiriliyor. Bunun nedeni olarak ise, İYİ Parti'nin AKP tabanında ciddi bir gedik açabileceği ve bu korkudan dolayı İYİ Parti'nin bilinirliğine destek sağlamamak adına böyle yapıldığı iddia ediliyor. Bu iddialar hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz?

AKP ve kurmaylarının İYİ Parti'yi görmezden gelmesini normal olarak karşılıyorum. Çünkü onlar için yani iktidarları için tehlike arz ediyoruz. Rahatsız edecek kadar da güçlü geliyoruz. Onlar da bunun farkında. O nedenle de bunu doğal karşılıyorum. Bu nedenle de AKP tabanını sağlamlaştırmak adına insanları bölmek için çalışmalarını sürdürüyor. İYİ Parti olarak, bunun karşısında olduğumuzu da sürekli belirtiyoruz. Biz ülke ve millet olarak Kurtuluş Savaşı'nı geçirdik ve bu savaşta nasıl başarılı olduk? Kuvay-i Milliye ruhuyla. Peki, şimdi ne yapılmak isteniyor? İnsanları birleştirmenin, bir arada tutmanın yerine sadece siyasi fayda sağlamak adına toplumu ayrıştırma. Bunun yanlışlığını sürekli dile getiriyoruz. Ancak dikkate alınmıyoruz. Öncelikle toplumsal barış sağlanacak ve herkes birbirine arkadaş ya da Türk vatandaşı olarak bakacak sonra bütün sorunlar çözülür. Ama sadece siyasi çıkar sağlamak adına insanları bölmek ve ötekileştirmek son derece yanlıştır. Zira bu terörden de ekonominin bozulmasından da kısacası her şeyden daha tehlikeli.


'MHP'de erime yaşanıyor'


İYİ Parti'nin kurulmasından sonra AKP'nin yanı sıra MHP'yi de baraj altında bırakacak iddiaları ortaya atıldı. Bu iddiaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

MHP'de ciddi bir erimenin olduğunu görüyoruz. AKP'yi çok iyi tanırım, CHP'yi de bilirim ancak yapısal olarak MHP'yi çok iyi tanımam. MHP yönetiminin yaptığı işlerden teşkilatlarının da rahatsız olduğunu biliyoruz. Bu rahatsızlığını da bir grup dışa vuruşunu partisinden ayrılarak gösterirken diğer grup MHP'den ayrılmayı kendisine yediremediği için partide duruyor. Ancak belirli bir noktadan sonra bunların da dışa vurum göstererek tepkilerini açıkça göstereceğine inanıyorum. Tabii en önemli tepkiyi seçmen seçimlerde gösterecek. O nedenle de hangi partinin baraj altında kalacağı ya da hangi partinin tek başına iktidar olacağını önümüzdeki seçimlerde göreceğiz. Bunun kararını da milletimiz verecek.

*30 yıl aşkın süredir siyasetle iç içesiniz. Bu süreç içerisinde DYP ile başladığınız siyasi hayatınıza İYİ Parti'nin kurucusu olarak sürdürüyorsunuz. Bu süreç içerisinde AKP ile de bir dönem geçirdiğiniz söyleniyor. Bu noktada size gelen eleştiriler oluyor mu?

30 yılı aşkın süredir devam eden siyasi hayatımı DYP'de geçirdim. Asla AKP ya da başka bir partinin üyesi olmadım. AKP'ye ise sadece şu anki Başbakan Binali Yıldırım'ın İzmir Belediye Başkanı olması için destek verdim. Bunun haricinde de hiçbir desteğim olmadı. İl ya da ilçesinin yönetimini bile bilmem. Sadece 4 aylık bir süreçte destek oldum. Ancak bu süreci yanlış anlamlandırıp, farklı kullanımlar olabiliyor. Ama istifamı dahil DYP'den vererek, İYİ Parti'yi kurduk. Bu konu hakkında yeni şeyler söylemenin de anlamı yok. Çizgisi ve düşüncesi hep aynı olan bir siyasetçiyim. İYİ Parti, Türkiye'ye umut oldu. Türk insanının kaç yıldır süren AKP iktidarından artık sıtkı sıyrıldı. Vatandaşlarımız kendini ötelemeyecek, ülkedeki bu yüzde 50'lik bölünmüşlüğü bitirip barış getirecek ve dış siyasette haysiyetli bir duruş sergileyecek ve pasaportu güçlü bir Türkiye imajını verebilecek bir siyasi parti olarak İYİ Parti'yi bütün bunları yapabilecek lider olarak da Meral Akşener'i görüyor.


2002'de AKP'nin iktidar olacağını da görmüştüm


*İYİ Parti'nin toplum tarafından bu kadar çok istendiği çıkarımına nasıl ulaştınız?

30 seneyi geçen siyasi hayatımda sokağı çok iyi tahlil eden bir siyaset adamı olduğuma inanıyorum. Çünkü 2002 yılında AKP'nin tek başına iktidar olacağını da ilk görenlerden biriyim. Bunun yanı sıra ülkede daha önce ne AKP'ye ne Tansu Çiller'e ne Süleyman Demirel'e ne de Necmettin Erbakan'a böyle bir ilgi gösterildi. İYİ Parti ve Meral Akşener'e karşı gösterilen ilgi ne AKP'ye ne de diğerlerine gösterilen ilgiye benziyor. Çünkü bu ilgi çok yoğun başladı ve sürekli olarak da artıyor.

*İYİ Parti, Türkiye ve İzmir'deki örgütlenme sürecini sürdürüyor. İzmir özelindeki örgütlenmenizden bahsedebilir misiniz?

Öncelikle çok güzel bir il yönetimi hazırladık. DSP, MHP, CHP, Anavatan, DYP gibi bütün partilerden İYİ partiye gelenler oldu. Aslında tam anlamıyla demokratik bir platform oluşturduk. Zaten herkesin kendisini bulabileceği partiden kastımız da buydu. Bunu da gösterilen ilgiyle gördük. İzmir il yönetiminde herkes kendi düşüncesine yakın birini görebilecek. Güzel bir İzmir il ve ilçe yönetimi hazırladığımıza inanıyorum.

*Kadın siyasetçi konusunda özellikle AKP ve CHP, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamadığı noktasında ciddi eleştiriler alıyor. Bu konuda İYİ Parti'nin Türkiye genelindeki ve İzmir özelindeki kadın siyasetçi sayısını öğrenebilir miyiz?
Öncelikle partimizin lideri kadın. Daha başka bir şey söylemeye gerek var mı? Şu anda il binamızın da tadilatı devam ediyor. En kısa sürede bitirmek için de var gücümüzle çalışıyoruz. Ancak oturacak yer bile olmayan başkanlığımızda her gün en az 500 destekçi ağırlıyoruz. Bunların çoğunluğu da kadınlardan oluşuyor. İddia ediyorum, hazır kurulu düzen AKP ya da CHP'ye gidin bu kalabalığı göremeyeceksiniz. Bu insanlar da ne beni tanıdıkları için ne de buraya bir iş beklentisi ya da başka bir beklenti için geliyor. Sadece İYİ Parti'ye destek olmak için geliyor. Bu bile ciddi bir göstergedir. Sadece bunu görmek ve ona göre çalışmak gerekiyor. Biz zaten ülkemize umut olmak adına yola çıktık. Bu yolda da yürüyüşümüz devam edecek.
 

Sokaktaki vatandaşa tek tek ulaşacağız


*AKP'nin iktidar olmasında ve sonraki seçimlerde de iktidarını sürdürmesinde özellikle kadın kollarının ev ev ve kapı kapı dolaştığı bilinir. Partinize kadınların da ciddi desteği olduğunu söylüyorsunuz. İYİ Parti'nin siyasette başarılı olmak adına kadınlarla izlediği bir stratejisi olacak mıdır?

Liderimiz kadın olduğu için zaten kadınlardan çok ciddi destek görüyoruz. Ama kadınların desteği konusunda AKP'den bir basamak daha üstte olacağız. Buna inanıyorum. Çünkü partili olmasa bile İYİ Parti'yi evinde, işyerinde ve çevresinde destek sağlayacak çok ciddi bir talep var. Bunlar bize talep olarak geliyor. Biz bu kadınlara güveniyoruz. AKP gibi kadınlar kolumuz yok. Ancak sokağa indiğimizde ciddi destek görüyoruz. Parti olarak sokağa inmeye devam edeceğiz. Yürüyüşümüzü sokaktaki vatandaşlarımıza ulaşmaya çalışarak geçireceğiz. Sokaktaki vatandaşlarımıza partimizi tanıtacak ve onlara yapmak istediklerimizi anlatacağız. Kısacası, sokaktaki her vatandaşa İYİ Parti'yi anlatacağız. Sokaktaki insan zaten ülkedeki kötü gidişin farkında ve bir umut bekliyor. Umudun da İYİ Parti'de olduğunu göstereceğiz. Parti olarak her şeye kendimizi hazırlıyoruz. Toplumu da hazırlamak adına çalışıyoruz. Bu seçimin galibi İYİ Parti olacak. Çünkü liderimiz Meral Akşener sahneye çıktığında vatandaşın heyecanını gördük.

*İYİ Parti'nin siyaset sahnesinde yerini almasıyla birlikte toplumda ciddi bir umut olduğu söylemi oluştu. Bu söylem hakkında neler söyleyeceksiniz?

Özellikle son günlerde Türkiye'nin 2018'de bir erken seçime gideceğine inanmaya başladım. Daha önce böyle demiyordum ama artık yaşadıklarımızdan ve geçirdiğimiz süreçlerin de etkiyle bunu söylüyorum. Erken seçime gideceğiz. Çünkü milletimiz artık AKP'den ayrılmıyor, kaçıyor ve İYİ Parti'ye doğru da gelmiyor adeta koşuyor. Buradaki en önemli neden ise AKP'nin yaptığı hatalar. Millet tek şey istiyor. Hayatıma, yaşam tarzıma müdahale edilmesin. Dışarı çıktığımda kılık kıyafetime karışılmasın. Biriyle hukuk dışı bir sorun yaşadığında hukuk her iki tarafa da adil davransın ve eşit yaklaşsın. Hukukun üstünlüğünü istiyor. Yurtdışına çıkarken pasaportuna dünya devletlerinin saygı duymasını bekliyor. Ekonomide fırsat eşitliği olsun, sosyal devlet anlayışı gelişsin istiyor. Yani millet ülkenin olanaklarından eşit ve adil bir şekilde faydalanmak istiyor. Dış ülkelerde diplomatik dili bırakıp, sokak dilini kullanmaya başladığımız için artık selam vereceğimiz insan kalmadığını da biliyor. Diplomasinin önemi ve ağırlığı yerlerde sürünüyor. Millet bir an önce sandığa gitmeyi bekliyor. Ne demek istediğimi de sandıklar açıldığında inşallah göreceksiniz.


'Ülkede yatırım yapılmıyor'


*Türkiye ekonomisinin 3'üncü çeyrekte yüzde 11,1 büyüdüğü açıklandı. Ancak sokaktaki vatandaş ise 'cebine aynı paranın girdiğini ancak daha çok çıkış olduğunu' söylüyor. Bir işadamı olarak ülkedeki ekonomik durum hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz?

Kara haberci olmak istemiyorum. Ancak şu anda kimse yatırım yapmıyor. Devlet de eskisi gibi yatırım yapamıyor. Çünkü deniz bitti. Sokağa çıktığınızda küçük esnaftan büyük esnafa kadar çok ciddi sıkıntılar olduğunu göreceksiniz. Herkes elindekini satıp, borcunu ödemeye çalışıyor. Evini ya da işyerini satıp borç ödemeye çalışan insan sayısı hiç bu kadar artmamıştı! Elinde parası olan ise yarını göremediği için elindeki parasını yastık altında ya da cebinde tutuyor. Çünkü yarın lazım olabileceğinin farkında. Ancak bu sorunların hiçbiri çözülemeyecek sorunlar da değil. İYİ Parti iktidarında bu sorunların hepsi son bulacak. Türkiye'nin ve vatandaşın umudu olarak yola çıktık.

*Son olarak, Türkiye'de 2018'de olası bir ön seçim olduğunda İYİ Parti'nin Türkiye genelinde ve İzmir özelinde oy oranı ne olacak? Bu konudaki iddianızı öğrenebilir miyiz?

Öncelikle samimi olarak şunu söyleyeceğim: İYİ Parti, yüzde 10, 15 ya da 25 gibi bir oy alacağı iddiasında değildir. Tek başına iktidar olmak için bu yola çıktık. Sokakta gördüklerimizle de bu iddiamız doğrulanıyor. Milletimize sorduğumuzda ilk seçimde İYİ Parti'yi tek başına iktidar yapacağından da emin oluyoruz. Bunun yanı sıra tek başına iktidar olacağımız iddiasının da çok ciddi bir iddia olduğunun farkındayım. Biliyorum. İYİ Parti'nin yakın zamanda gerçekleşecek seçimden en az yüzde 30'un üzerinde bir oy oranıyla çıkacağından eminim. Daha altını alırsa ya da tek başına iktidar olmazsa çok üzülürüm. Çünkü tek başına iktidar temel hedefimiz. Bu iddiayla yola çıktık. İnşallah da başaracağız.