MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural, MHP İstanbul Milletvekili Atilla Kaya ve Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'nun raporuyla ilgili Meclis'te basın toplantısı düzenledi. 27 Nisan'ın e-muhtıra olduğunu vurgulayan Kaya, bunun bir muhtıra değil bildiriye dönüştürülmesinin çok dikkatlerini çektiğini ifade etti. "28 Şubat sürecinden sonra Refah Partisi kapatıldıktan sonra birilerinin önünün açıldığı bir zeminin oluştuğunu görüyoruz ve o oluşan zeminden de Adalet ve Kalkınma Partisi diye bir tüzel kişiliğin ortaya çıktığı bir süreç yaşanmıştır." diyen Kaya, bu sürecin ısrarlarına rağmen yeterince irdelenmediğini kaydetti.

Yeniçeri ise darbeyi incelemenin kendileri için namus meselesi olduğunu söyledi. 12 Eylül döneminde birçok partilinin idam edildiğini hatırlatan Yeniçeri, darbeyle gücün zalimleştiğini belirterek "Silahlı ya da silahsız her güç sınırını, haddini, varoluş nedenini aşarsa felakete dönüşür. Suyu dereden çıkarırsanız sel olur, ateşi sobadan çıkarırsanız yangın olur, askeri kışladan çıkarırsanız o artık korunma değil, halka yönelik saldırı olur. Bu bir felakettir." şeklinde konuştu.

Darbecilerin ortaya çıkan mal varlıklarını da eleştiren Yeniçeri, kendisinin bir profesör olduğunu, tek evinin bulunduğunu ve onu da ödeyemediğini ifade etti. Yeniçeri, "Darbecilerin rütbelerinin sökülmesini istedik, mahkemenin karar vereceğini söylediler." dedi.

Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da cevaplayan Vural, BDP'lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla ilgili bir soruya 24. dönemde dokunulmazlık dosyası sayısının 868'e ulaştığını kaydetti. Dokunulmazlıkların kaldırılması için Anayasa değişikliği gerektiğini vurgulayan Vural, şunları söyledi: "Silahın egemenliğini meşrulaştırmak isteyen zihniyetin milletvekili sıfatıyla bağdaşmayacağı gayet açık. O zaman bu darbelerle niye uğraşıyoruz? Bugün PKK'nın egemenliğini savunan, terör örgütünü öven zihniyet nasıl olur da millet egemenliğini kullanır? Biz PKK'nın üyesi gibi faaliyetlerde bulunanların dokunulmazlığının kaldırılmasını istiyoruz."

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın siyasetin dokunulmazlıkların kalkmasının sonuçlarını iyi değerlendirmesi gerektiğine yönelik açıklamasına da tepki gösteren Vural, "Aba altından sopa gösteriyor, milli iradeyi tehdit ediyor. Siyasi sonuçların ne olacağına atıfta bulunan Arınç, Meclis'e de millete de adeta şantaj yapmaktadır." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün dokunulmazlıklar konusunda "1994'te kaldırıldı ne oldu" yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine de Vural, "Öyle düşünmemek lazım. Türkiye'de kırmızı ışık ihlalleri devam ediyor diye kırmızı ışıkta geçmeyi serbest mi bırakacağız? Bu anlayış hukukun üstünlüğünü sağlayan bir anlayış değildir. Bu zihniyet teşvik ediyor. Zaten bu zihniyet son 10 yılda Türkiye'yi bölücü terör örgütünün siyasal amaçlarını meşrulaştırmaya kadar götürdü." karşılığını verdi.

Ana dilde savunmaya ilişkin ise Vural, "Rezalet. Biz, 'bu milletin diliyle oynamayın' diyoruz, 'sorunları çözmek için yapıyoruz' diyorlar. Bu, müfsit anlayıştır. Almanya'da, Avusturya'da var mı? Yok. AKP ile BDP'nin belli eksenlerde buluştuğu ortadadır." ifadelerini kullandı.
Editör: Haber Merkezi