Vatandaşlardan; gelirlerine bakılmaksızın, aynı oranda alınan ve "adaletsiz vergi" olarak nitelendirilen dolaylı vergilerin AKP İktidarı döneminde bütçenin temel finansman aracı hâline getirildiğin belirten Yüksel,  2012 yılı için öngörülen vergi gelirlerinin %68'inin yine dolaylı vergilerden sağlanacağına dikkat çekti. 2012 Yılı Bütçe Tasarısı'nda vergi gelirlerinin %11,4 oranında artmasının, Kurumlar vergisi payının ise %9,8'e düşmesinin açıkça belirtildiğini vurgulayan Yüksel,  "Bu durumda 2012'de 30 milyar Liralık bir vergi artışı olacak ve bunun da 20 milyar Lirası dolaylı vergiler nedeniyle yurttaşlarımızın cebinden çıkacaktır" dedi. Yüksel, Türkiye'deki tüm ücretlilerin ödediği verginin 652 bin şirketin ödediği vergiyi geçtiğini; asgari ücretlilerin ödediği verginin ise fazla kurumlar vergisi ödeyen 100 firmanın 90'ının toplamına ulaştığını kaydetti.

Vatandaşların üzerindeki yükün sadece adaletsiz vergilerden oluşmadığını ileri süren Yüksel,  elektrikte olduğu gibi TRT payı, sayaç okuma bedeli, kayıp/kaçak bedeli ve benzeri adlar altında halkın cebinden yasadışı ücretler alındığını, elektrikte yılda 800 milyon liralık kayıp/kaçak oluştuğunu ve bunun kanunsuz şekilde tüm vatandaşlara yansıtıldığını söyledi. "Tüketici Hakem Heyetleri, 'Bunlar haksızdır, tüketiciye parasını iade edin' diyor ama aynı ücretler alınmaya devam ediyor" diye konuşan Yüksel, yılda yaklaşık 2 milyar TL tutarındaki paranın ise "kredi kartı ücreti" ve benzeri adlar altında, haksız şekilde tahsil edildiğini, Hükümetin buna göz yumduğunu ileri sürdü.

"İzmir'den yola çıktık, İstanbul'u da Ankara'yı da alacağız"


Konuşmasında, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin hükümet tarafından baskı altına alındığına da dikkat çeken Yüksel,  iktidarın yerel seçimlerde ele geçiremediği İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni Vergi Denetmenleri, Mülkiye Müfettişleri, Sayıştay Denetçileri, Bilirkişi Heyetleri ve özel yetkili savcılarla ablukaya aldığını belirtti.

CHP'li belediyelerin büyük projeler gerçekleştirmesi karşısında, "solcular icraat yapamaz" şeklindeki kara propagandanın yerle bir olduğunu söyleyen Yüksel, Hükümetin İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin çalışmalarının ve projelerinin engellemeye çalıştığını ileri sürdü. 

Yüksel, "Ulaştırma Bakanı İzmir'de Büyükşehir Belediyesi'nin gerçekleştirdiği; Türkiye'nin en uzun (80 km'lik) şehir içi raylı sistem projemizi sahiplenmeye kalkıyor. Bu proje, rahmetlik Ahmet Piriştina'nın projesidir. Gerçekleştirmek Aziz Başkana nasip olmuştur. Proje maliyetinin tamamı, 600 trilyon TL, Büyükşehir Belediyesi'nin öz kaynaklarından karşılanmıştır. TCDD, sadece 200 yıllık devletin hattını tahsis etmiştir. İzmir Büyükşehir Belediyesi Baraj yapmak istiyor. "İzmir'in yeterince suyu var" denerek engelleniyor. Kentsel dönüşüm yapmak istiyor, Bakanlar Kurulunda 10 aydır bekletiliyor" diye konuştu.

12 Haziran seçimlerinde Başbakan'ın başkanlığında tüm Bakanlar Kurulu ile iktidarın İzmir'e yüklendiğini ama sonuç alamadıklarını belirten Yüksel, CHP ile AKP arasındaki oy farkının, CHP lehine daha da arttığını söyledi. Yüksel, "Şimdi de, denetmen ve müfettiş ordunuzla, özel yetkili savcılarınızla, İthal Bakanlarınızla İzmir'e yükleniyorsunuz. Yarattığınız baskı ve tehditleri fırsata dönüştürecek, İzmir'deki üretken, çalışkan, dürüst hizmetlerimizi ve CHP ışığını bütün Türkiye'ye yayacağız. İzmir'den, Aydın'dan, Antalya'dan, Mersin'den, Muğla'dan yola çıktık. Bursa'yı, Ankara'yı, İstanbul'u da alacağız. "Bekle bizi İstanbul", "bekle bizi Ankara", "bekle bizi Türkiye"...İlk seçimde özlediğiniz sosyal demokrat belediyeciliğe yeniden kavuşacaksınız" diye konuştu.
Editör: Haber Merkezi