Büyülü dokunuşu ile hayatıma muazzam bir anlam katan şampiyonum Annem ve sevgisini hep içimde taşıdığım güzel atım Crisp Harmony anısına sevgi ile...
Şapkamı çıkarmış... Ayaktayım!
Tüm bir topluma umudu, sevgiyi aşılayıp, birbirine kenetlemiş...
Ne kadar geriden gelirseniz gelin, yarışın son düzlükte bile kazılabileceğini göstererek, sadece yarıştan değil, hayattan kopmamayı öğretmiş...
Muhteşem bir gerçek hayat öyküsünü, gerçek şampiyonları alkışlıyorum!
İnsanın ta içine kadar işleyen bu gerçek şampiyonların öyküsünü inanılmaz bir güzellik ve içtenlikle beyaz ekrana taşımış muhteşem ekibi alkışlıyorum!
Tutku ile bağlı olduğum o beyaz ekranda, ilk kez aşkı, sevgiyi, böyle bir anlatışla izlemiş olmanın büyüsü içinde sinemada yaşadığım bir ilki alkışlıyorum! Alışık olmadığımız bir şekilde ve de bu kadar mı güzel anlatılır aşk...
Gerçekten de "Aman Yarabbi"!
Filmde muhteşem bir şekilde anlatılan sevgi, inanılmaz bir bağ...
Bir at, bir adam, bir kadını birbirine bağlıyor ve o bağ muhteşem bir güce ve inanca dönüşüyor... O bağ tüm bir topluma ulaşarak muazzam bir sevgi dalgası yaratıyor!
Ne kadar anlatsam da nafile...  
"Bizim için Şampiyon" kelimenin tam manasıyla sizi şahlandıracak bir film!
Filmin baş kahramanlarından biri "Bold Pilot"!
Özgür ruhlu, kişilikli, neden mutlu olduğunu çok iyi bilen ve onu mutlu edeni yapabilecek duruşa, cesarete ve yüreğe sahip bir at.
O içindeki tüm aşk ile koşarken estirdiği rüzgarın nefesinde simsiyah yelesi tüm ihtişamı ile dalgalanıyor. Attığı her bir adımda çıkan ses benzersiz tınısı ile dört bir yanda yankılanıyor.
Sonsuz gücünü ortaya koyan kaslarını tüm ihtişamı ile gösteriyor.
O içinden geldiğince koşarken zamana, hıza, dünyaya meydan okuyor!
Bold Pilot'a "Boldy" diyebilen, en sevdiği, kendine en fazla yakınlaştırdığı insan ise "Begüm"!  
Begüm ile Boldy arasında çok özel bir bağ, inanılmaz güzel bir dostluk var. Begüm, kendisi gibi gerçek bir at aşığı ve çok güzel bir insan olan, Türkiye'de atçılığın önde gelen isimlerinden Özdemir Bey'in kızı...
Halis ise at üstünde büyümüş, çok yetenekli ve yürekli bir binici!
Jokey olma aşkına babasının restine rağmen Sivas'daki evini bırakıp İstanbul'a geliyor.
O'ndaki ışığı hemen fark eden Özdemir Bey çiftliğine davet ediyor ve "Seç..." diyor, "Binip, yetiştireceğin ve yarışacağın atı seç..."
Halis mi Boldy'yi seçiyor, Boldy mi Halis'i ona filmde siz karar verirsiniz sevgili okurlar...
Ancak böylelikle milyonlarca insana ulaşacak, bir at, bir kadın ve bir adam arasındaki bağın ilk filizleri atılıyor. Halis Boldy ile yakınlaştıkça Begüm ile de yakınlaşıyor. Aralarında inanılmaz güçte üçlü bir bağ kurulmaya başlıyor. Zaman içinde kalp gözü ile birbirlerini anlamalarını ve görmelerini sağlayan bir bağ...
Özdemir Bey'in yüce yüreği ve bilge yaklaşımları ile iyicene sağlamlaşan bir bağ...
Boldy ile konuşmaya başlıyor öncelikle Halis. "Kazanmalıyız..." diyor.


"Senden ikinci at, benden de ikinci jokey olmaz..."
"Kazanmalıyız!..."
Halis öyle bir odaklanıyor ki "kazanmaya", Boldy'yi dinlemez, duymaz, anlamaz oluyor. Özgür ruhlu Boldy de Halis'in istediği gibi koşmuyor. Başta yakaladıkları ahenk bozuluveriyor.
O zaman Özdemir Bey Halis'e işin özündeki büyüyü hatırlatıyor; "İşin büyüsü ne biliyor musun?... İki canlı birleşecek ama sonuç iki olmayacak... Aşk gibi aslında... Kendiliğinden olur... İkisinin de bir şey yapması gerekmez... Bırak... İstediği gibi koşsun...".
Özdemir Bey'in bu konuşmasından sonra Halis hiçbir dayatmada bulunmadan yeniden sadece Boldy'yi dinlemeye odaklanıyor. Antrenmanlara bile etrafını seyretmeyi çok seven Boldy kendisini ne zaman hazır hissederse o zaman başlıyorlar. Nihayet yarışlara hazır olduklarında Boldy hipodromda startın yapılacağı alana girme konusunda zorluk çıkarıyor.
Şaşırmadınız değil mi sevgili okurlar?
Asil ve asi Boldy bu...
Ne istediğini bilen ve istediğine odaklanan!
İçten ve samimi Boldy...
Tüm samimiyeti ile sahip olduğu gücü ve cesareti etrafına yayabilen Boldy!
Zaman içinde Boldy'nin starta girişi sırasında yaşadıkları ve seyircinin bu husustaki yaklaşımı filmin unutulmaz sahnelerinden biri oluyor...
Yarışlarda Boldy'nin kendine has bir koşu stili de var tabi ki de!
O geriden gelip yarışın sonuna doğru dış kulvardan atağa kalkmayı seviyor. Bu duruşu ile de muhteşem bir örnek oluyor Boldy. Geride olsa bile yarıştan kopmamayı, tam tersine mücadeleye çok daha fazla ve atak bir şekilde tutunmayı öğretiyor. Filmin en alıcı döngüsü de tam bu noktada doğuyor. Boldy'nin bu duruşunu yürekten paylaşan Halis, ne olursa olsun, belki kaybedecek olsalar da yarışta kalmaya, en çok da tam onlar yarışlara katılmaya başladıklarında kendini tekrar eden bir hastalık içinde bulan en sevdikleri Begüm için yapıyorlar!
Onlar Begüm için koştukça, yediden yetmişe milyonlarca insanın yüreğine de değmeye, onlara umudu aşılayıp, şahlandırmaya başlıyorlar. Bunu izlemenin de gerçekten tadına doyum olmuyor Sevgili Okurlar!
Halis bir röportajında şöyle diyor: "(...) Bazen tek mesele kazanmak oluyor. Öyle olunca da bir yarışı kazanınca ya kaybedersek diye diğer yarışa başlamak istemiyoruz. Ama o (Boldy) bana şunu öğretti... Şampiyon olmak demek bir gün kaybedeceğini bildiğin halde koşmaya devam etmek demek... Eğer koşacak gücü kendinde bulamayıp umudu hala başka bir yerde arayanlar varsa bugün bizi izlesinler."
Evet!
En dış kulvardan inanılmaz bir atak ile Bold Pilot ile Halis geliyor Sevgili Okurlar!
Kazanma hırsı ile değil, bir gün kaybedeceklerini bile bile, içlerinden geldiği gibi koşmak, yarışmak ve bu muhteşem inancı, gücü, umudu size de taşımak için geliyorlar!
Gerçek bir yaşam öyküsüne dayanan bu muhteşem filmi kaçırmanıza imkan yok... Dakika bile Kaybetmeden hararetle davetlisiniz!