Sevgili okuyucularım, besinlerden aldığınız enerjinin, her grup besinden alacak şekilde dengeli olmasını sağlayın.
Her öğünde tüm besin gruplarına yer vermeye çalışın.
Tamamen hayvansal kaynaklı besinler tüketmek yerine bitkisel kaynaklı besinleri tercih edin...
Bu arada önemli bir hatırlatma yapayım:
D vitamini kas iskelet sisteminin yanı sıra bağışıklık sistemimiz için de gereklidir.
Kontrolsüz D vitamini kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışmanız ve D vitamini kullanımını doktor kontrolünde yapmanız sağlığınız için çok yararlı olacaktır.
Bu arada yine bir hatırlatma yapayım:
Her pazar günü Urla Zafer Caddesi'nde faaliyet gösteren 'Sanat Sokağı ve Antika Pazarı' etkinlikleri bugünden (15 Kasım) itibaren 10.00- 17.00 saatleri arasında Malgaca Pazarı'nda faaliyet göstermeye devam edecek.

Nasılız?

Aslında bizler, elinde bir avuç yemle kuşlara doğru koşan ve onları ürküten çocuklar gibiyiz!
Sürekli mutluluk peşinde koşmasak, beklesek, dursak, aslında o zaman mutlu olduğumuzu fark edeceğiz.

İyi niyet, işe yaramıyor!

Okuyucum Gamze Çeşmeli, 'Ne çektiysem iyi niyetimden çektim ben, bilmiyorlar!' dedikten sonra, şunları yazmış:
'Zor' insan diyorlar bana.
Henüz hayatın o acımasız tarafıyla yüzleşmemiş olanlar.
'Soğuksun!' diyorlar; neler yaşadığımdan hiçbir bilgisi olmayanlar...
'Bencilsin' diyorlar bana, verip de alamadıklarımdan çok, vermediklerimin hesabını yapanlar...
'Çok yalnızsın!' diyorlar bana...
Kendimi hayatın bu tarafında daha güvenli hissediyorum:
Çünkü karşı taraftakiler iyi insan istemiyorlar...
'Çok karamsarsın' diyorlar bana dedikten sonra Gamze Çeşmeli tekrarlamış:
'Ne çektiysem iyi niyetimden çektim ben, bilmiyorlar!'
Çoğunluğun, bu güzel öz anlatıma katılacağını sanıyorum...

Sizi araç tutuyor mu?

Yine çoğunluğu etkilediğini sandığım bir konuya değinmek istiyorum.
Acaba, 'araç tutmasının' tedavisi var mı?
Araç tutması yeryüzünde her üç insandan birini etkiliyor.
Hareket halindeki araçlar neden bulantıya yol açıyor ve bu sorunun tedavisi var mı?
Bu sorunu yaşamayanlar, araç tutması sonucu hissedilen bulantıyı, rahatsız edici ama insanı da öldürmeyen önemsiz bir sorun olarak görür.
Ama onu yaşayanlar için gerçek bir sorundur bu.
Oxford Üniversitesi'nden Psikolog Michale Treisman, araç tutmasının insanın gıda zehirlenmesine karşı gösterdiği evrimsel bir tepki olduğunu iddia etmişti. Treisman'a göre, eğer bir yiyeceğin bozuk olduğunu tadından anlamamış isek, baş dönmesi ve kusma yoluyla tedbir sistemi devreye girmiş oluyor.
Bu teori henüz kanıtlanmış değil. Fakat hareket halindeki araç tutması hakkındaki en yaygın açıklama bu sorunu, vizüel-vestibüler sistemler arası uyumsuzluğa dayandırıyor.

Sinyal alıyorsunuz!

Daha anlaşılır bir ifadeyle söyleyecek olursak merkezi sinir sistemi, vücudun denge reseptörlerinden çelişkili mesajlar alır.
Bu reseptörler iç kulak (vestibüler sistem), gözler (vizüel sistem) ve vücudun arka kısmından ayaklara kadar inen kaslardan (propriyoseptif sistem) oluşur. Hareket halindeki otomobil ya da uçağa bindiğinizde iç kulağınız harekete geçtiğiniz sinyalini verir; ama gözleriniz tersini söyler; çünkü vücudunuz kendisini çevreleyen ortamla (koltuğunuz, yer, öndeki koltuk vb.) düşünülünce hareketsizdir.
Yani araç tutması için işleyen bir vestibüler sistem şarttır. 1968'deki bir araştırma, sağırların böyle bir sorun yaşamadığını göstermişti.

Duruş sorunu mu?

1990'larda araştırmacılar daha farklı bir teori geliştirdi: "Postüral istikrarsızlık" teorisi. Buna göre insanın vücuduna henüz net bir duruş yerleştiremediği durumlarda bulantı baş gösterir.
Vücudumuz hiçbir zaman tamamen hareketsiz değildir.
Sabit durduğumuzda bile kaslarımız aktiftir.
Bu, beden salınması olarak bilinen belli belirsiz hareketlerde bulunmamıza neden olur ve dengede kalmak için bilinçsiz olarak sürekli bunu yaparız.
Fakat gemide denge sağlamak için, ayaklarımızı bastığımız yerin de hareket halinde olduğunu bilerek vücudumuzu kontrol etmenin yeni yollarını bulmamız gerekir.
Bunu öğrenmesi zaman alır ve bu öğrenme sürecinde beden kontrolü optimum seviyede olmaz. İşte bazı uzmanlar da bu geçici istikrarsızlığın araç tutulmasına neden olduğuna inanıyor.

Uyumsuzluk var!

Bu teorilerden hangisinin doğru olduğunu henüz bilmesek de ikisinin de aynı soruna dayandığı söylenebilir: Vücudun tecrübe ettiği şeyle normal olarak gördüğü şey arasında bir uyumsuzluk. Fakat kimde araç tutulması görüleceğini veya ne zaman ortaya çıkacağını önceden kestirmek mümkün değil.

Kadınlarda daha yaygın

Bu sorunun kadınlar arasında erkeklerden daha yaygın ve kalıtsal olduğunu gösteren güçlü veriler var.
Ancak duyumlar arasındaki bu çatışmanın neden kusmaya yol açtığını bilmiyoruz.
Bazı sinir yollarının omurganın üst kısmında beynin medülla adı verilen iliksi kısmında olduğu tahmin edilen kusma merkezini harekete geçirdiğine inanılıyor.

Bulantı nasıl giderilir?

Araç tutmasının yol açtığı bulantı nasıl giderilir? Uzmanlar bu soruna yönelik birçok ilaç olduğunu, ancak bunların çoğunun psikolojik etkide bulunduğunu belirtiyor. Bazıları basınç özellikli bileziklerin, bazıları ise zencefil ve nanenin bulantıyı kestiğine inanıyor.
Ayrıca arabanın ön koltuğunda oturarak uzaklara bakmanın, geminin güvertesinde ya da orta yerinde oturmanın ya da uzanmanın, uçakta hareketin en az olduğu kanat hizasında oturmanın işe yaradığı belirtiliyor. Yolculuk sırasında okumaktan ve gidiş yönüne ters oturmaktan kaçınılması salık veriliyor.

Halim Yazıcı imza günü

Geçen yıl 'Beyaz Caz Sokağı' adıyla toplu şiirlerini yayınlayan Şair Halim Yazıcı'nın son kitabı 'Beraber ve Solo Ölümler', CazKedisi Yayınları etiketiyle çıktı.
Şair'in İzmir'deki okurlarıyla randevusu İzmir Yakın Kitabevi'nde oldu. Söyleşinin sunumunu Dil Derneği İzmir Eski Temsilcisi, Yazar Bekir Yurdakul yaptı. Şair Altay Ömer Erdoğan, Şair Atalay Saraç, Şair Hülya Deniz Ünal ve Şair Hüseyin Peker, Yazıcı'nın yeni yapıtı ve şiir anlayışıyla ilgili kısa değerlendirmeler yaptı.

Kadın Filmleri Günleri etkinliği

Türk-Alman kültür çalışmalarında 60 yıllık bir geçmişe sahip olan Goethe-Institut İzmir, yıl boyunca geleneksel olarak yaptığı kültür etkinliklerine bu sene bir yenisini daha ekliyor.
16-21 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan Kadın Filmleri Günleri'nin açılışı 16 Kasım Pazartesi günü 'Oyun' filmi ile yapılacak.
'Oyun' filminin başarılı kadın yönetmeni Pelin Esmer'in katılımı ile gerçekleştirilecek olan etkinlik saat:18:00'da DESEM'de yapılacak.

Kadına dair her şey bu eğitimde

Gaziemir Belediyesi, Kent Konseyi Kadın Meclisi ve Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Derneği birlikteliğiyle 'Kadının İnsan Hakları Eğitim Programı' eğitimi düzenleniyor. Salı günleri düzenlenen 16 haftalık eğitimi veren Hale Kolay, 'Kadına dair her şeyi ele alıyoruz' diyor
16 hafta sürecek eğitimlerde; kadının insan hakları, anayasal ve medeni haklar, kadına karşı şiddet ve aile içi şiddet, şiddete karşı stratejiler, kadının ekonomik hakları, iletişim, toplumsal cinsiyete duyarlı çocuk eğitimi ve çocuk hakları, kadın ve cinsellik, doğurganlık hakları, kadın ve siyaset, feminizm ve kadın hareketi, kadın örgütlenmesi gibi konu başlıklarını ele alacaklarını ifade eden eğitmen Hale Kolay, 'Kadına dair her şeyi bu eğitim programında ele alacağız' diyor.

****

Menekşe

4 Kadın 1 Aşk sergisi


İzmirli 4 kadın sanatçı bir araya geldi, ortak aşkları tezhip ve minyatürü sergide buluşturdu: '4 Kadın 1 Aşk' adlı tezhip ve minyatür sergisinin açılışı; 16 Kasım'da...
Geleneksel Türk El Sanatlarını daha fazla kişiyle buluşturmak ve geleneksel zenginliklerimizin unutulmamasını sağlamak amacıyla İzmirli 4 kadın sanatçı bir araya gelerek, minyatür ve tezhip sanatına duydukları aşkı yansıtan '4 Kadın 1 Aşk' adlı sergilerini ilk kez İzmir'de açıyor.
Pazartesi günü saat 18:00'da İzmir Ticaret Odası Sergi Salonu'nda başlayacak sergide; Tezhip ve minyatür sanatçıları Yasemin Ademoğlu, Yasemin Bulut, Şeyda Dereli ve Semra Karacan'ın ortak sergisindeki eserlerin tümü özgün tasarımlardan oluşuyor.

***

KILÇIK

*- Susarak unutmayı, yaşayarak alışmayı, güvenerek aldanmayı, severek kaybetmeyi öğrenmiş bir insan için 'yalnızlık' dert değil, sadece zevktir.
*- Ben sevdiğimi basit insanlardan kıskanmam. Eğer ağaç benimse isteyen gölgesinde oturabilir.
*- Ağlamanın verdiği huzuru gülücüklerin getireceği mutluluğa değişme; çünkü her mutluluğun bir günahı vardır.
*- Sen, sen ol kelimelere fazla takılma. Aşk diyarında dil zaten hükmünü yitirir. Aşık dilsiz olur.