Uluslararası salgında bir yılı geride bıraktık. Birkaç ülke dışında salgının üstesinden gelinebilmiş değil. Gelinememesinin temel nedenlerinden biri en az on dört günlük tam kapanmanın sağlanamamış olması. Diğeri, toplumsal bağışıklığı sağlamada geç kalınması. Ancak en önemlisi bulaşa yönelik önlemlerdeki (maske-mesafe-hijyen) tutarsızlıklar. Özellikle sosyal mesafeyi korumaya yönelik tutarsızlıklar had safhada. Başta siyasi otoritenin dediğimi yap, yaptığımı yapma misali tutumu toplumsal çaresizliği pekiştirirken sosyal adalete olan inancı da derinden yaralamakta.

Birey ile toplum arasındaki sosyal ilişkilerin, ortak iyi ve doğruyu sağlamak amacıyla düzenlenmesi siyasi otoritenin sorumluluğunda olup, sosyal adalet başlığı altında değerlendirilir. Herkesin yararlanabileceği olanaklardan bazıları yararlanırken, bazılarının yararlanamama durumunun olmaması halidir sosyal adalet. Tersi sosyal adaletsizlik olur. Herkesin yararlanabileceği olanaklardan bazıları yararlandırılırken, bazılarının yararlandırılmaması halidir sosyal adaletsizlik. Biri yer, biri bakar, kıyamet ondan kopar misali bir yerde isyan var  ise sosyal adalet olmadığı için vardır.

Biri yerken diğerinin bakmakla yetindiği o kadar çok örnek var ki say, say bitmez. Kıyamet elbette bakakalandan kopar, yiyen her halükarda memnundur halinden, bencildir/egoisttir çünkü. Bencillik/Egoizm yalnız kendini düşünmeyi, kendi çıkarını herkesten üstün tutmayı gerektiren bir özellik. Bu nedenle bakakalanı ya görmez, ya da görmezden gelir. Bakar kördür bir nevi bencil/egoist insan. Bakakalanda enayidir yiyenin gözünde, doğrularından ödün vermeyi bilmeyendir yani. Nereye kadar bakacak bakmakla yetinenler merak içindeyim. Bakakalmanın da bir süresi olmalı.  Haklı bir gerekçesi de olmalı hiç diyemeyeceğim. Birini yedirirken diğerini aç bırakıp, baktırmanın haklı/haksız hiçbir gerekçesi yoktur çünkü. Düpedüz zulümdür bunun adı. Ne ev,  ne sokak, ne iş yeri, ne de başka bir ortam kaldırır bu haksızlığı, tutarsızlığı, pervasızlığı. Eninde, sonunda dayanamayıp, isyan eder bakakalan. “Ben de varım!” demek içindir bu isyanı.

Tutarsızlıklar virüsün işini kolaylaştırırken bulaş da körüklenmekte. Virüsün yaşamını sürdüreceği yeni bir besi yeri bulmak için çırpınmasına hiç gerek yok.  Tutarsızlıklar virüsün yalnızca yaşamını değil, şekilden şekle girerek güç kazanmasını da sağlamakta. Dolayısıyla oluşan bu kısır döngü salgına çözüm olamadığı gibi salgın nedeniyle süregiden yasaklarda işsiz, aşsız bıraktığı halkı giderek canından bezdirmekte. Başından beri kurallara uyan onca insana biçilmiş en büyük cezadır tutarsızlıklar. Görevi başında ölen onca sağlık çalışanının hayatına yönelik yapılmış en büyük ihanettir ayrıca.

Yasakları delip, salgını körükleyerek milleti bu hale getiren önlemlerdeki tutarsızlıklar. Millet çaresiz, ne yapacağını bilmez durumda. Dipsiz kuyuya düşmüş gibi hissediyor kendini. Her ne koşulda olursa olsun mahrum edildiği olanaklardan bir başkasının yararlandırıldığına tanıklık etmemeli insan. Ettiriliyor ise sosyal adalet zedelenir, sosyal patlamaya dönüşür eninde, sonunda bu isyan.