Güne erken başlıyorlar
Astronotlar ISS’de sabah 08:30 sularında uyanarak güne başlarlar. Uyku bölmeleri, telefon kulübesi büyüklüğündeki alanlar olarak tasarlanmıştır. Astronotlar burada kişisel eşyalarını düzenleyip aileleriyle iletişim kurmak için dizüstü bilgisayar kullanırlar. NASA astronotu Nicole Stott, bu bölmeleri "dünyanın en iyi uyku tulumuna sahip" olarak tanımlıyor.
Temizlik ve tuvalet kullanımı
Sabah rutininin ardından, astronotlar ISS’de vakum sistemiyle çalışan küçük bir tuvaleti kullanırlar. Ter ve idrar, genellikle içme suyuna dönüştürülür, ancak mevcut bir arıza nedeniyle mürettebat şu anda idrarı depoluyor. Tuvalet kullanımı, uzayda yerçekimi eksikliği nedeniyle oldukça farklıdır.
Günlük görevler ve bilimsel çalışmalar
Astronotlar günlerinin büyük bir kısmını bakım ve bilimsel deneylerle geçirirler. ISS’de altı özel laboratuvar bulunur ve astronotlar burada kalp, beyin ve kan monitörleri gibi araçlarla vücutlarının uzaydaki etkilerini ölçerler. Kanadalı astronot Chris Hadfield, ISS’yi "Buckingham Sarayı büyüklüğünde" bir alan olarak tanımlıyor ve bazen bir gün boyunca kimseyi görmeden geçirebileceklerini belirtiyor.
Uzay kokusu ve egzersizler
Uzayda "metallic" bir koku oluşur; bu, radyasyonun etkisiyle meydana gelen kimyasal reaksiyonlardan kaynaklanır. Astronotlar, egzersiz yapmak zorundadır çünkü sıfır yerçekimi kemik ve kas kaybına yol açabilir. Stott, egzersizlerin vücut için önemli olduğunu ve çeşitli aletlerin kullanıldığını söylüyor. İki koşu bandı ve bir bisiklet aleti, fiziksel kondisyonu korumak için gereklidir.
Giysiler ve yiyecekler
Uzayda kıyafetlerin temizliği büyük bir sorun olabilir. Astronotlar, genellikle kıyafetlerini yıkamadan uzun süre giyerler. Kıyafetlerin üzerinde biriken ter, yerçekiminin etkisiyle vücuttan çekilmediği için daha fazla birikim oluşturur. Stott, giysilerinin üç ay boyunca temiz kaldığını belirtiyor. Yiyecekler genellikle paketlenmiş olarak gelir ve farklı ülkelerden gelen tatlar içerir. Ailelerden gelen tatlılar da astronotlar tarafından memnuniyetle karşılanır.
Psikolojik etkiler ve uzay yürüyüşleri
Astronotlar, Dünya’yı 400 km yükseklikten görmekten büyük bir psikolojik etki alırlar. Sharman, bu deneyimi "kendini çok önemsiz hissetmek" olarak tanımlıyor. Ayrıca, uzay yürüyüşleri sırasında evrenle aralarında sadece plastik bir vizör olduğunu söyleyen Hadfield, bu anı hayatının en heyecan verici anlarından biri olarak tanımlıyor.
Takım çalışması ve dönüş beklentisi
Astronotlar, ekip çalışması ve destek sayesinde olası çatışmaları en aza indirirler. Hadfield, uzun süre uzayda kalmanın, astronotların hedeflerinden biri olduğunu ve profesyonel bir astronota verilebilecek en büyük hediyenin bu olduğunu belirtiyor. Stott, ISS’den ayrılmayı düşünürken, "Sıkı sıkıya tutunmuş ellerimi kapaktan çekmek zorunda kalacaksın" diyerek dönüşün duygusal yükünü ifade ediyor.