Bilindiği gibi Güneş Sistemi içinde çok sayıda irili ufaklı göktaşları bulunmakta. Bunlar çeşitli farklı guruplar olarak bulunabildiği gibi, başıboş durumda dolananları da var. Bu türlerin bazıları daha önce bir guruba aitken, örneğin Güneş Sistemimizin en büyük gezegeni olan Jüpiter tarafından tedirgin edilerek yörüngesi değiştirilmiş ve artık yeni, farklı bir yörüngede hareket etmekte olan taşlar. Bu yazımızda bunlarla ilgi bazı bilgiler vereceğiz.

En çok merak edilen konulardan biri, özellikle Dünyaya yakın olan ya da Dünyanın yakınından geçen yörüngelere sahip bazı asteroidlerin içinde Dünyaya çarpma olasılığı en yüksek olanın hangisi olduğu. Bu asteroidlerin boyutları çok çeşitli. Bu nedenle çarpma sonucunda yapacağı etki de ne kadar büyük olduğuyla yakından ilintili.

Neyse ki Dünyaya yakın, bilinen ilk 20 asteroidden Dünyaya çarpma olasılığı şimdilik yüksek olan yok. Bir zamanlar böyle bir asteroidin çarpmasıyla yeryüzünden dinozorların silindiği düşünülüyor. Bu nedenle böyle bir çarpmanın, Dünyanın geleceği için çok köklü değişikliklere neden olma olasılığı var. Belki de insanın kurduğu uygarlık bile böyle bir felaketle tümüyle ortadan kalkabilir. Bu nedenle, önceden önlem alabilmek amacıyla bu tür göktaşlarının sürekli aranıp bulunması ve izlenmesi üzerine çalışan bazı merkezler var.

Bu yakın 20 göktaşının en küçüğü 4 m boyutlarında, yani yaklaşık olarak bir otomobil büyüklüğünde. En büyüğü ise 235 m. Yine de çoğunluğu 4 ile 10 m arasında.

Çeşitli farklı yörüngelere sahip bu 20 cismin Dünyaya en yakın geçtikleri uzaklıklar da çeşitli. Ay uzaklığı kadar yakınlaşan da var. Bu uzaklık 384.000 km kadar. En uzak olan ise bu uzaklığın 65 katı uzaktan geçiyor. 1 ile 8 Ay uzaklığı arasında yaklaşanlar yalnızca 8 tanesi.



En küçük döneme  sahip olanı 0,76 yılda bir yakınlaşıyor. Yani yaklaşık olarak 280 günde bir 1 turunu tamamlıyor. 20 m boyutlarında ve en çok 2 Ay uzaklığı kadar yakınlaşıyor. Döneminin bu kadar kısa olması, bu kadar zamanda bir tehlike oluşturacak anlamına gelmiyor. Çünkü Dünyanın da bir yörünge hareketi olduğundan, belirli zamanlarda en yakın konumdan geçiş sağlanıyor.

Çarpma olasılıkları da hesaplanmış durumda. 14 m boyutunda olan en büyük çarpma olasılığına sahip olanınki 500'de 1, yani binde 2. ikinci sırada olan ve 4 m boyutlarındakinin çarpma olasılığı ise 560'ta 1. Yani binde 2'den az.

Çarpma olasılığı en yüksek olanın bir sonraki yakınlaşma zamanı 26 Ocak 2025. İkinci sıradakinin ise 23 Mayıs 2038.

Yakın olanların dışında bir de büyüklüklerine göre inceleme yapalım. Baştan rahatlatıcı bilgiyi vermekte yarar var. Bu büyük olanların Dünyaya çarpma olasılıkları yok.

İlk 20'de birinci sıradakinin boyutu 20.819 m, yani yaklaşık olarak 21 km boyutunda. Bir sonraki yakın geçişi 2056 yılının Ocak ayı sonunda ve 58 Ay uzaklığı kadar yaklaşabilecek. İkinci sıradakinin boyutu 11.761 m ve 2058 Kasımında 60 Ay uzaklığı kadar bir mesafeden geçecek. Geriye kalanların çoğu 4 ila 5 km boyutlarında.

Burada söz ettiğimiz asteroidler, özellikle Dünyaya yakın olanlar ve bugünlerde bulunanların sayıları 15.000'i aştı. Bunlar, başta da söz ettiğimiz gibi, Dünya için tehlike yaratabilecek yakınlıkta olanlar ve özellikle Dünyaya Yakın Cisimler (Near Earth Object, NEO) olarak adlandırılıyorlar.



Güneş Sisteminde bulunan ve bugüne dek bulunmuş tüm asteroidlerin sayısı ise oldukça fazla. Bugün itibarı ile bilinenlerin toplam sayısı 721.720. Numaralandırılmış küçük gezegen sayısı 474.120, numara verilmemiş olanlar 243,648 ve kuyrukluyıldızların sayısı 3.942.

Bu cisimlerin belirli özelliklere göre sınıflandırılmasına göre, İç ve orta Güneş Sistemi bölgelerinde 6 ayrı gurup bulunmakta. Verilen adlar ve sayıları ise şöyle: Atiralar 24, Athenler 1.094, Apollolar 7.455, Amorlar 6.534, Hungarialar 15.936 ve Mars'ı geçenler 12,669.

Orta ve Dış Güneş Sistemi bölgesinde olanlar ise, Ana-kuşak Asteroidleri 674.631, Hildalar 3.804, Jüpiter Truvalıları 6.587, uzak cisimler 2.630 adet.

Bunların dışında da Plüton dahi 5 adet cüce gezegen bulunuyor.

Dünyaya yakın cisimleri de özetlersek, bugün itibarı ile toplam 15.107 tane cisim kaydedilmiş durumda. 1 km ya da daha büyük boyutlu olanların sayısı 876. Zarar verme olasılığı olanların toplam sayısı 1.746 ve Dünyaya yakın kuyrukluyıldızların sayısı da 107. Aslında her ay ortalama 30 adet yakın cisim bulunduğu düşünülürse, burada verdiğimiz sayıların da gün geçtikçe değiştiğini söyleyebiliriz.

Burada verdiğimiz bilgileri, Uluslararası Astronomi Birliği tarafından yürütülen Küçük Gezegen Merkezi'nin sayfalarından aktardık. Çünkü tüm Dünyada kim bu tür cisimlerle ilgileniyorsa en geniş ve derli-toplu bilgi ve veriyi bu sayfalardan bulabiliyor. Ayrıca gözlemle bulunan cisimlerin de yeni olup olmadığı, daha önceden gözlenen bir cisim olup olmadığı da buradan denetlenip kaydedilebiliyor. Böylece bu büyük asteroid veritabanı yıllar içinde oluşmuş durumda.

15.000'i aşmış yakın cisimlerin sayısı 3 yıl önce 10.000 kadardı. Son yıllarda bulma oranları gittikçe artmaktadır. Bu da Dünya çapında azı yıllarda haftada 30 kadar sayıya ulaşıyor. Bu kadar sayıya karşın 100 m boyutlarındaki yakın cisimlerin yalnızca %10'unu, 40 m boyutlarında olanların ise yalnızca %1'ini bulmuş olduğumuz tahmin ediliyor.

Dünyada çeşitli gözlemevleri ve bireysel olarak bu işle uğraşan amatörleri saymazsak, iki ana merkez Dünyaya yakın cisimleri bulmak için çaba harcıyor. Bunlardan biri Arizona'daki Catalina Gökyüzü Taraması ve diğeri de Hawaii'deki Pan-STARRS Projesi. Bu iki gurup buluşların %90'ını yapmış durumdalar.

Avrupa'da da ESA bu konuda katkı sağlamaktadır. ESA'nın Space Situational Awareness programme adıyla anılan ve Uzay Durum Kaçınımı Programı olarak özetlenebilecek İtalya'da konuşlanmış merkezi benzer biçimde çarpma riski olan cisimlerle ilgileniyor. Önümüzdeki 40 yılda çarpma riski olan cisimlerle ilgilenildiğini ancak tüm yakın cisimlerin iyi bir biçimde izlenerek yörüngelerinin daha duyarlı bir biçimde hesaplanması gerektiğini belirten yetkililer, bu konuda gözlemsel çalışmalara destek verdiklerini belirtiyorlar. Ayrıca Kanarya Adalarında Tenerife'de bulunan ESA'nın kendi gözlemevinde de bu konuda çalışmalar yapılıyor.

ESA ayrıca önümüzdeki yıllarda uçan göz adını verdiği ve otomatik olarak geniş alan taraması yapacak teleskopları geliştiriyor. 2018'de çalışmaya başlayacakları düşünülen teleskopların dışında Şili'de yapılmakta olan Büyük Tarama Teleskobu da bu konuda çalışacak.

Bu çalışmaların birleşimi ile Dünyaya çarpma olasılığı olabilecek tüm yakın cisimleri bulma ve izleme konusunda oldukça büyük adımlar atılmış olacak.

Kaynaklar: http://www.minorplanetcenter.org/  http://www.esa.int/