Oğlum Burak 3 yaşındayken Caillou çizgi filmini gözünü kırpmadan izlerdi. Bir bölümünde ölen kuş hikayesi vardı ki günlerce oğluma yaşam ne ölüm ne anlatmak durumunda kalmıştık. Çocuklar ölümü merak eder ve tatmin olacağı cevabı alana kadar sorar. Tabii bunu anlatırken korkutmamak, fazla detaya girmemek gerek. Ama pek çok aile çocuğuna cevap vermekten kaçınır. Hele hele ailede bir kayıp varsa bunu anlatmazlar. İnanmazsınız ama bir tanıdığım çocukları küçük diye yaklaşık 1 yıl oğullarına babasının iş seyahatinde olduğunu, çok çalıştığını anlattı! Eh bu çocuklara gerçeği söyleseniz de artık kabullenmeleri ya da bir daha birilerine güvenmeleri zor. Çocuğun  ebeveyn kaybı varsa mutlaka psikologlara danışıp gerçekleri anlayacağı dilde anlatmak lazım. Yani anlayacağı yaşa gelsin biz anlatabildiğimiz dilde söyleriz demeyin!

Türk filmlerinin vazgeçilmez repliklerindendir "annen artık cennete gitti". Küçük yaştaki çocuklarda soyut düşünce gelişmediği için "Markete gitti" ya da "işe gitti" söyleminden çok farklı olmayacak. Yani gittiği gibi geri döner diye dönmesini bekleyecek böylece ölümü kabullenmeyecek. Bir diğer açıklama da "baban uyuyor". Sanırsın kış uykusuna yattı adam! Bu sefer çocuklar uyumakla ölümü eş tutmaya başlayıp uyumaktan korkuyor.

Büyükler çocuklarının yanında üzüntüsünü belli etmemeye, ağlamamaya çalışır çoğu zaman. Kendini zayıf göstermemek ya da çocuğu daha fazla üzmemek için böyle davranırlar. Kaçak dövüşürler! Unuttukları bir şey var ki çocuklar her şeyi fark eder. Üzüntüyü de! Büyüklerin bu tutumundan "duygular gizlenmeli, evde en yakınının yanında bile ağlanmamalı" sonucuna varırlar. Daha çok üzmeyeyim derken çocuğu içine kapanık hale getirirsiniz. Oysa başta siz ölümü kabullenip kaybınızla başa çıkarsanız, ara sıra ağlasanız bile çocuğa zayıf görünmezsiniz.

Yas süreci çocuklar için hiç de kolay olmaz. Ne kadar akıllı olursa olsunlar, ölümü zihinsel olarak anlasalar da duygusal olarak inkar ederler. Mesela babası öldüyse akşam sofrada babasının yemeğe neden geciktiğini sorar.

Bazen de çocuk kendini suçlar. "Yaramazlık yaptım benim yüzümden öldü", "çok gürültü yaptım benim yüzümden öldü" yani bahane ne olursa olsun çocukta "benim yüzümden öldü" duygusu başlar. Mutlaka bunun doğru olmadığı anlatılmalı, çocuk rahatlatılmalı.

Bazen de duygusuyla başa çıkamayan ufaklıklar öfkeyle tepkilerini gösterirler. Hırçın, kavgacı tutum sergilerler. Yani çocuk inkara giderek, suçluluk duyarak ya da öfkelenerek yas sürecini yaşar. Çocuğun kaybını kabullenmesinde, bu dönemi atlatmasında yine iş aileye düşer. Çocuğunuzu dinleyip, sıkılmadan her sorduğuna cevap verin. Cevaplarınız dürüstçe olsun. Duygularınızı da çocuğunuzdan saklamayın. Ruh sağlıklarının yerinde olması, ilerki hayatlarında psikolojik sorunlar yaşamamaları için çocuklarınıza destek olun.

Keşke kimse çocuklara bu açıklamaları yapmak durumunda kalmasa, keşke çocuklar annesiz babasız sevgisiz kalmasa. Ama hayat bu!

Sağlıkla kalın.