Yarattığı üç Frankenstein'dan 'Cemaat' yaraladı önce, Erdoğan'ı... 'Çözüm Süreci' yere bir bayrak attı, sonra... Tam almak için eğilmişti ki, 'IŞİD' çıkıverdi sahneye...
Erdoğan uzatmaları oynuyor, artık... Teknik direktör olarak verdiği taktikler doğrultusunda oyuncular kalelerini bile boşaltarak 'şeref golü' peşinde koşarken gol üstüne gol yiyorlar. Kendisi ise seyircileri tokatlamak, hakemlerle (siyah cüppeli) kavga etmek; kendi sahasını bırakıp, yabancı sahalarda toplama takımları yönetmeye çalışmak gibi saçma sapan işlere kalkışıyor. Farelerin gemiyi terk etmeye başlaması ile kaçınılmaz sonun giderek yaklaştığını hissederken, sinirleri daha da geriliyor.

Kurduğu paralel ilişkilerle, bazı takımları 'şike' ile suçlamak üzere komplo kuran, uluslararası camiaya şikayet ederek büyük zarar görmesine yol açan 'teknik direktör' için ilahi adalet işleyince, asıl kendisinin ve yakınlarının 'şike' yaparak menfaat sağladığı ses kayıtları ile ortaya çıktı. Olayı örtbas etmeye yönelik olarak hazırlattığı 'montaj' raporu ise hem hazırlayan sözde bilim insanlarını, hem de kendisini komik duruma düşürdü.

Takımın bayrağı yerlerde, seyircilerse bölünmüş durumda... Kapalı tribünün attığı slogana, açık tribün ters yönde bir sloganla yanıt veriyor. Batı yönündeki kale arkası ile doğu yönündeki kale arkası arasındaki mesafe ise giderek açılıyor. Farklı dildeki sloganları "Biz farklı takım kuralım" sesleri izlemeye başladı. Olay çıkmasını önleyecek güvenlik görevlileri ise 'güvenlik tehdidi oluşturdukları' paralel komplosu ile saf dışı edilmiş durumda...

Takımını bu hale getiren, uluslararası liglerde küme düşüren teknik direktör, şimdi de kulübe 'başkan' olacağım diye tutturmuş.
Ama seyirci uyandı artık... Bir araya gelmeye, safları sıklaştırmaya başladı. Çok sevdikleri takımlarına yıllardır büyük zararlar veren, bölünmesine ve küme düşmesine yol açan bu kişiyi ve arkadaşlarını ne 'başkan', ne de 'teknik direktör' olarak görmek istemiyor. Takımını gönülden seven, onun renklerine aşık insanlar, ufak tefek farklılıkları göz ardı ederek 'ortak çatı'da toplanıyor. Önce 'başkan', ardından 'teknik direktör'ünü değiştirmeye hazırlanıyor.

Erdoğan'ı alt edebilecek sadece iki 'Çatı Adayı' var; Mansur Yavaş'ın oy potansiyeli daha yüksek olsa da Anayasa Mahkemesi henüz Ankara seçimleri ile ilgili kararını vermedi. Yılmaz Büyükerşen deneyimi ile daha şanslı görünüyor; benim gönlüm de ondan yana... Kararı MHP verecek.

İki yıl önce Haziran'daki "Erdoğan'ın sonu yaklaşıyor" başlıklı yazıma pek inanan olmamıştı... Geçtiğimiz haziranda ise "Erdoğan'ın sonu geldi" diye yazmıştım.
Artık uzatmaları oynayan Erdoğan ile ilgili gelecek haziranda yazı yazacağımı sanmıyorum...

Erdoğan – The End

Haftanın Sözü: "Büyük olmak için kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın, ülke için gerçek amaç ne ise onu görecek ve o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır, herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır. Fakat sen buna karşı direneceksin, önüne sonsuz engeller de yığacaklardır; kendini büyük değil küçük, zayıf, araçsız, hiç sayarak, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın. Bundan sonra da sana büyük derlerse, bunu söyleyenlere güleceksin."    Mustafa Kemal Atatürk