Önceki gün bir belediyeden / İzmir'in ilçe belediyelerinden birinden / e-mail geldi. Toplam 5 resimden oluşan, yanına bir de haberi eklenen, yayınlanması da rica edilen bir bülten.
Haber bültenini okuduktan sonra, uzun uzun resimlere baktım.
Keşke bakmasaydım.
Bir minibüs yanaşmış mahallenin köşesine. Yan kapaklarını açmış, görünenler harika... Tencereler dolusu çorbalar, tepsiler dolusu yemekler, tatlılar...
Yiyeceklerin arkasında görevliler, ön kısmında ise çevre halkı uzun kuyruklar oluşturmuş...
Bir çocuk var gözüme takılan, 7-8 yaşlarında. Elinde plastik bir kap... Hemen arkasında duran genç kadın da, annesi olsa gerek. Yaşı genç. Belki 30, belki daha bile küçük... Başında yemenisi, ama eşarp şeklinde bağlamış. Belli ki ana-oğul yemek almaya gelmişler. Çocuk elindeki plastik kapı tencerenin arkasındaki adama ulaştırabilmek için ayak parmaklarının ucuna kalkmış.
Diğer fotoğrafta ise, bir çocuğa bir de arkasındaki kadına bakan başı boneli, ağzı bantlı adam belli ki doldurduğu kabı çocuk dökmesin diye kadına uzatıyor.
İşte benim "kopuş" dakikalarım da bu andan sonra başladı. Kilitlendim adeta...
Genç kadın o anda resminin çekildiğini görmüş olacak ki yüzü öyle bir hal alıyor ki,  onun için sanki o anda her şey bitmiş. O kadının sanki yıkıldığı an işte bu an. Mahçup, suçlu, çekinen, utanan, yer yarılsa da yerin içine girseydim diyen bir yüz... Keşke gelmeseydim, açlıktan ölseydim de fotoğrafımı çekemeselerdi diye isyan eden, sadece o bir kap yemeğe ihtiyacı olduğu için o kuyruğa girdiğini dünyaya haykırmak isteyen bir anne. Sadece önüne bakıyor. Gözlerini fotoğraf makinalarından kaçırmaya çalışıyor. Çünkü hem kameralar ve hem de fotoğraf makinaları belli ki o anda çekim yapıyorlar. Çocuk ise olup bitenlerin farkında değil.
Neyi çekiyorlar?
Bir kap yemeğe muhtaç olan çocukları, kadınları, gençleri, ihtiyarları...
Neden çekiyorlar?
Belediyelerinin reklamını yapmak için.
Peki ne yaptılar ki?
Bir öğün, halkın parasıyla yoksulun karnını doyurdular.
Kim emretti bu görüntüleri çekmelerini?
O ilçenin belediye başkanı. Ya da kendilerinin işgüzarlığı. Başkana yaranacaklarını sanıyorlar.
Ki o belediye başkanı aynı gün yerel televizyon kanallarında "oscar almış aktör edası"yla arz-ı endam ediyor. Bir çalım ki sormayın gitsin. Sanki parasını kendi cebinden verdi. Öğle saatinde yüzüne bakmadığı kişilere iftar saatinde iftar çadırında "afiyet olsun" diyerek, daha güzel görüntülerin alınmasına destek veriyor.
Bununla yetinmiyor sayın belediye başkanı.
Sanki Lokantacılar Dernek Başkanı muhterem. Ya da, "Bolulu meşhur bilmem ne usta".
Geçiyor tezgahın arkasına, alıyor eline kepçeyi, başlıyor yemek dağıtmaya... Evinde yumurtaya tuz atamayan, kaşığın yerini bilmeyen zat, şov yapıyor.
Sizlere şunu sormak istiyorum:
Bir ekmeğe muhtaç insanları yıllardır gazetelerde, televizyonlarda teşhir etmek hangi vicdana sığar? Siz resim çekerken / kameraya alırken, o insanların yüzlerini nasıl saklamaya çalıştıklarını, görmüyor musunuz?
... Ve siz yaptıklarınızla;
"Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek" diye emreden İslam'a ters düştüğünüzden bu kadar  mı habersizsiniz?
... Ve siz yaptıklarınızla;
İftar çadırlarını, palyaço çadırlarına çevirmiyor musunuz?