'İZBAN'daki grevi sonlandırmak için maksimum çaba harcıyoruz. Ama İzmirliler şunu da çok iyi bilmeli: görünmeyen eller ulaşımda kaos yaratmak istiyor. Tek biletle 90 dakika ile ülkede en ucuz ulaşımı sağlarsanız raylı sisteminizi kendi imkânlarınızla yaparsanız, yolunuza barikatları kurarlar. İzmirlilerin çile çekmesi beni yaralar, üzer. Hemşerilerimizi uyanık olmaya, neyin neden yapıldığını anlamaya, görmeye davet ediyorum...' Bu sözler İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Aziz Kocaoğlu'na ait. 
Bilindiği gibi İZBAN işçileri yaklaşık bir haftadır grevde. Asgari ücrete yakın bir maaş aldıklarını iddia eden işçiler maşlarının arttırılmasını istiyor. İşçilerin hak aramasını sonuna kadar destekliyorum, hak ettikleri ücret verilmeli. Ama bu süreçte yanlış olan bir şeyler var. Vatandaşlar günlerdir yollarda çile çekiyor. Sorun henüz çözülmüş değil. Belli ki maaş pazarlığına oturan taraflardan birisi samimi davranmıyor. Sanki işçilerin hak mücadelesi birileri tarafından farklı bir noktaya çekilmek isteniyor. Başkan Kocaoğlu da bu konuya dikkat çekiyor. 
İZBAN'daki grev başlamadan bir gece önce, İZBAN Yönetim Kurulu toplantısına katıldığını söyleyen Başkan Aziz Kocaoğlu, "Verilen zam oranı yüzde 10 civarındaydı. Sayın Valimiz '2 puan daha verin' diye öneride bulundu. Biz de '12 olsun' dedik. Ancak içimden, 'TCDD de kabul ederse, öyle bir rakam söyleyelim ki yarın sabah bu grev olmasın' diye geçirdim. Yüzde 15 zam oranını da bu şekilde önerdim. Bakanlıkla da mutabık kaldık. Samimi söylüyorum; o gece evime sevinerek gittim. 'Hiçbir kurumun vermediği yüzde 8 enflasyon, artı yüzde 7 iyileştirme veriyoruz' diye. Ama bu teklifimize rağmen sabah grev başladı" demişti.

Hatırlarsınız grevin ikinci günü açıklama yapan İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi AKP Grup Başkanvekili Bilal Doğan da Başkan Kocaoğlu'nun açıklamalarını doğrulayarak, İZBAN işçilerinin maaşlarının artırılması için Ulaştırma Bakanlığı'nın devreye girdiğini ancak 300'ü aşkın çalışanın maaşında ciddi oranda iyileştirme yapılması teklifini Demiryol-İş Sendikası'nın kabul etmediğini belirtmişti. 

Başkan Kocaoğlu önceki gün de, 'İZBAN: Sendikaya sunulan ve bir kez daha kabul edilmeyen son teklifimize göre, 2010 yılında işe giren evli 2 çocuklu personelimizin eline zamlar sonrasında geçecek aylık ortalama ücretler şöyle olacaktı...' ifadelerinin yer aldığı bir ücret tablosunu sosyal medya hesabında paylaştı. 


Bazı vatandaşlar grev bitti mi diye gazeteyi arayıp bilgi alıyor. Önceki gün de bir vatandaş aradı 'Ne zaman bitecek bu grev?' diye sordu. Ben de ESHOT'ta şoför olarak çalışan tanıdık bir ağabeyime sordum bu soruyu, 'İşçiler sahiden ne kadar maaş alıyor?, Sen grev konusunda ne düşünüyorsun' dedim. Bana verdiği cevap aynen şu: Şu anda 1600 TL civarında maaş alıyorlar. En son 2300 TL teklif edildi ama kabul etmediler, 3000 TL istiyorlar. Bana kalırsa işin içinde başka bir iş var, başka hesaplar var. Birileri belediyeyi zor durumda bırakmak istiyor... 
İZBAN, TCDD ile İzmir Büyükşehir Belediyesi ortaklığıyla kurulmuş bir şirket. Yüzde 50'si Büyükşehir Belediyesi'ne, yüzde 50'si ise TCDD'ye yani devlete ait. Ortada bir sorun varsa, ki var, bu sorunun çözümünde devleti yöneten hükümetin de sorumluluk alması gerekiyor. Peki ne yapılıyor? Grevin birinci günü Başkan Kocaoğlu'nun sözlerini doğrular nitelikte açıklama yapan İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi AKP Grup Başkanvekili Bilal Doğan neden sustu da onun tam tersi açıklamalarda bulunan, AKP İzmir İl Başkanı Bülent Delican Büyükşehir Belediyesi'ni suçlayan 'Bu vebale ortak olamam' gibi açıklamalar yapmaya başladı? Ortada bir vebal varsa bu vebalde hükümetin de sorumluluğu yok mu? 
Sorulacak birçok soru var. OHAL döneminde grev ve gösteri yürüyüşü yapmanın yasak olduğunu herkes biliyor. OHAL'in verdiği yetkilere göre valiler, grev de dahil olmak üzere sendikaların tüm toplantılarını, yayınlarını, yapacakları tüm açıklamaları durdurup yasaklayabiliyor. Yasaklansın demiyorum. Hal böyle iken nasıl oldu da OHAL'de greve izin verildi? Hükümet kanadı taraflardan biri olduğu halde sorunun en hızlı şekilde çözülmesi için neden bir girişimde bulunmuyor da süreci daha da sıkıntılı hale getiriyor? 
Yanlış anlaşılmasın işçilerin hak aramasına karşı değilim ama yanlış olan bir şeyler var, aklıma deli sorular geliyor. Mesela aynı sendikaya üye işçiler yarın çıkıp Ankara'da veya İstanbul'da greve gitmek isteseler izin verilir mi? Bunu çok merak ediyorum. 
Başkan Kocaoğlu, 'Görünmeyen eller ulaşımda kaos yaratmak istiyor. İzmirlinin çile çekmesi beni yaralar, üzer. Siyasi rant bekleyen insanı ise üzmez. Tüm İzmirli hemşerilerimizi uyanık olmaya, neyin neden yapıldığını görmeye çağırıyorum' diyor. 
İzmirli akıllıdır, düşünür, soru sorar, sorgular. Görünür ya da görünmez olsun, kimin eli kimin cebinde yakında anlayacaktır...