Belediye seçimleri yaklaşırken gündemde en çok tartışılan konu Sarıgül'ün İstanbul'da aday olup olmayacağı... CHP'nin ve Türkiye'nin geleceği açısından, bence de çok önemli... Öyleyse yakından tanıyalım Sarıgül'ü...

Gürkan Hacır, Akşam'dan zorunlu ayrılışı öncesinde Sarıgül'ün yükselişini ayrıntılı olarak anlatmıştı. Yazıda Sarıgül'ün Erzincan'ın Güngören Köyü'nde doğması; İstanbul'a göçen babası Hakkı Bey'in apartman görevlisi olarak çalışırken, Sarıgül'ün 3 aylık öğretmenlik kursunun ardından öğretmen çıkması; İETT yazılı sınavından 100, sözlüsünden 58 alışı (rüşvet vererek yazılı cevap anahtarını aldığı iddiası); CHP İstanbul Milletvekili Abdurrahman Köksaloğlu ile yakınlaşıp, kalbi delik olan kızı Hülya ile 'çocuk yapmayacaklarına söz vererek' evlenmesi; sözüne değil, 'Allah'ın emrine' uyması ve 'Abdurrahman Emir'in doğması; kayınpederinin iki ülkücü militan tarafından işyerinde öldürülmesi; bir yıl sonra eşi Hülya'nın ölümü; milletvekili olması; Aytekin Kotil'in yeğeni Aylin Kotil'le evlenmesi; Hüsamettin Özkan ile yakınlaşması ve Şişli'den belediye başkanı olması kronolojik olarak sıralanmış...

Hacır yazısında ayrıca, Sarıgül'ün medya ve çeşitli şirketlerle (özellikle inşaat) iyi ilişkilerine, haftada bir 'Abla' dediği Emine Hanım'ı aramayı ihmal etmediğine, bir cenazede karşılaştığı muhtemel rakibi Kadir Topbaş'ı arsız çocuk gibi sarılıp yanağından öptüğüne dikkat çekmiş; Sarıgül'ün asıl amacının İstanbul Büyükşehir adaylığı değil, Şişli'de yerini koruyabilmek olduğunu iddia etmiş.

Sarıgül'ü bir otel lobisinde Rasim Ozan Kütahyalı ile samimi bir sohbet içinde gösteren fotoğraf da AKP ve Erdoğan ile yakınlığını doğruladı. Fatih Altaylı, Habertürk'teki yazısında bu görüşmede yüksek sesle yapılan konuşmaların yan masalardan duyulduğunu; Kütahyalı'nın "Aday olursan Tayyip Bey'e hiç dokunmayacaksın, o zaman bizimkiler de sana dokunmayacaklar başkan, anlaştık mı?" sorusunu Sarıgül'ün "Ben asla ve asla Tayyip Bey'i eleştirmem, hatta başkan seçilirsem kendisiyle Kadir Bey'den daha uyumlu çalışırım. Lütfen bunu ilet sayın Başbakan'ıma" şeklinde yanıtladığını yazdı.

Turgay Güler ise hafta içinde Akşam'daki yazısında; dönemin SHP Milletvekili Tevfik Koçak'ın, bir Amerikan uçak firmasının Türkiye'de verdiği rüşvetle ilgili, Meclis'e bir önerge verdiğini; o gün SHP milletvekili olan Sarıgül'ün, bu önergeyi sahte imzayla geri çektiğini; durumu Koçak'tan öğrenen Genel Başkan Erdal İnönü'nün Sarıgül'ü kesin ihraç istemiyle parti disiplin kuruluna sevk ettiğini; ihraç edilen Sarıgül'ün "İhraç edilmedim, istifa ettim" dediğini dile getirdi... Bu bilgi de yalanlanmadı, bildiğim kadarıyla...

Sizi bilmem ama bu bilgiler benim için yetiyor da artıyor bile!

CHP Gezi Ruhu'nu iyi anlamalı... İnsanlar artık kendinin değil, halkın çıkarlarını koruyacak; donanımlı, dürüst ve sicili temiz politikacılar görmek istiyor... Bu konuda umutluyum, çünkü yerel yönetimlerden sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın'ı birkaç kez izledim ve çok beğendim. Adaylar belirlenirken oy alma kapasitelerinin yanında donanımlarının, birleştirici özelliklerinin ve dürüstlüklerinin de göz önüne alınacağı kanısındayım.

Sarıgül'ün adaylığını destekleyenlerden bazıları bu yolla Gülen Cemaati ile CHP'nin yakınlaşacağını söylüyor. AKP ile iplerini koparan Cemaat'in CHP'ye yaklaşmak istemesi çok doğal. "Olmaz öyle şey" demeyin. Kılıçdaroğlu'ndan daha ulusalcı olan Bülent Ecevit ile iyi ilişkiler kuran Cemaat'e, parti içinden itirazlar gelse bile, Kılıçdaroğlu'nun "Hayır" diyeceğini düşünmüyorum. Ancak, Sarıgül'ün bu yakınlaşmada 'köprü' işlevi görmesi yukarıdaki 'sicil' nedeniyle olanaksız, bence... Israr edilirse, CHP 'bölünme' tehlikesi ile karşı karşıya kalır ki, bu da AKP'nin ekmeğine yağ sürer.
CHP'nin İstanbul adayı, Gülen'in hastalık sonrası gazeteye verdiği teşekkür ilanında yer alan tek CHP'li olacaktır, bence. Sarıgül ipteki cambaz...
Haftanın Sözü: "Ahlak yasaları çiğnenmeye hiç gelmez, hemen öcünü alır." Tolstoy