'Uygun fiyata yaz tatili yapmak isteyen tatilciler, erken rezervasyon yaptırmanız halinde yüzde 50'lere varan indirim kazanabilirsiniz. Bu fırsatı sakın kaçırmayın. Erken rezervasyon kampanyamız ay sonuna kadar devam edecek...'

Kış neredeyse bitti. Önümüzdeki günlerde yerli turistlere yönelik hazırlanmış bu ve buna benzer giriş cümleleri ile başlayan ilan ya da haberleri çokça görebiliriz. Çünkü Rusya ile yaşanan uçak krizi, artan terör olayları, şehirlerin kalbinde patlayan bombalar, yanı başımızda yıllardır süren savaş nedeniyle yabancı turistler ve tur şirketleri tatil planlarından haklı olarak Türkiye'yi çıkardı.

Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mahir Ünal'ın 'hiçbir güvenlik zafiyeti olmadığı halde!' gerçekleştirilen ve 10 Alman turistin hayatını kaybettiği Sultanahmet Meydanı'ndaki canlı bomba eylemi sonrası Hollanda Utrech Turizm Fuarı'nda yaptığı, 'Özgürlüğünüzü herhangi bir şekilde feda etmeden, güven içerisinde İstanbul'a gelebilirsiniz. Türkiye sizin evinizdir. Türkiye güvenliğinizin hiçbir şekilde tehlikede olmayacağı bir ülkedir' şeklindeki 'geçekten de çok ikna edici' çağrısı işe yaramamış olacak ki Antalya'ya yılın ilk ayında gelen Rus turist sayısı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 81, Alman turist sayısı ise yüzde 16 azaldı. Ege'de oteller kapanıyor. Şimdiden bine yakın otel satışa çıkarılmış durumda.

Sayın Bakanımız o gün, bu çağrıyı inanarak yapmış olabilir. Kim bilir belki de 'Ben olsam böyle bir ülkeye gelir miydim?' diye sormuştur kendisine ve içinden, 'Gelmezdim' diye cevaplamıştır, bilemiyorum. Ama şunu çok iyi biliyorum; ülke olarak öyle bir hale geldik ki memleketin girişine 'Dikkat! Ölüm Tehlikesi' yazan bir tabela koysak kimse öyle olmadığını söyleyemez.

El değmiş bir salyangoz misali hızla kendi kabuğumuza çekiliyoruz. Komşularla sıfır sorun politikası ile çıktığımız yolda bugün 'sıfır komşu' noktasına kadar geldik. İlişkimizin iyi olduğu tek bir komşumuz bile yok, Ekvador'un bile nota verdiği bir ülke haline geldik. 'Ekvador nere, Türkiye nere' demeyin, onlarla bile sorun yaşamayı başardık. Misafir olarak gittik ama ev sahiplerini dövdük! Ülkenin doğusunda nerdeyse düşük yoğunlukta bir savaş var, her gün askerlerimiz şehit düşüyor, insanlar evini terk etmek zorunda kalıyor.
 
Tüm bunları anlatıyorum ama bunların turizm sektöründe yaşanan sıkıntılarla hiç ilgisi yokmuş! Bunu ben söylemiyorum. Bunu, 'Türkiye, güvenliğinizin hiçbir şekilde tehlikede olmayacağı bir ülkedir. Güven içinde gelebilirsiniz' diyen Kültür ve Turizm Bakanımız Mahir Ünal söylüyor. Turizm sektörünün yaşadığı sıkıntıların tek sorumlusu 'paralel yapı' imiş! Bakan Ünal, suçluyu şu şekilde açıklıyor: 'Türkiye'nin turizmine dönük saldırının paydaşlarından biri kim? Hatta temel taşıyıcılarından biri kim, paralel yapı. Yaklaşık 130 ülkede faaliyet gösteren bu yapı bulunduğu her ülkede Türkiye güvenlik açısından riskli ülkedir propagandası yapıyor. Yetmiyor; Türkiye içinde gazeteleri aracılığı ile bin 300 tane otel iflas ediyor, şu kadarı batıyor diye kara propaganda yürütüyor' diyor. Bakanın bahsettiği 130 ülkede faaliyet gösteren yapıyı hepiniz çok iyi biliyorsunuz, şimdilerde adı paralel olsa da beraber yürüdükleri dönemde birilerine çok büyük 'hizmet'lerde bulunan, 'Türkçe Olimpiyatları' adıyla düzenledikleri etkinliklerde devlet erkânını sevinç gözyaşlarına boğan bu yapı, bugün turizmi baltalıyormuş. Moritanya, Çad, Gine Bissau, Togo gibi turizmimizin bel kemiğini oluşturan ülkelerde kara propaganda yapıyormuş... Turizm dibe vurmuş, turistler elini eteğini çekmiş, oteller kapanıyormuş... Sorunu başka yerde aramaya gerek yok bence de; paralel yapıyı çökerttik mi memleket cennet cennet!

Uçak krizini, terör olaylarını, şehirlerin kalbinde patlayan bombaları, yanı başımızda yıllardır süren savaşı da unutun. Tüm bunlar 'paralel' evrende gerçekleşiyor! Biz demokrasi beşiği ülkemizde tatilimize bakalım. Hem ne güzel Rus yok, Alman yok, yeniden dost olduğumuz İsrailliler gelmeye niyetli gibi ama onlar da pek kalabalık değiller. Anlayacağınız erken rezervasyona da gerek yok, bu yaz sahiller bizim! Yaza çıkarsak eğer, çocuk cesedi vurmayan sahillerimizde bolca güneşlenebiliriz.