Karşıyaka deplasmanda liderin konuğu idi. Gümüşhanespor ile arasında 4 puan fark vardı, daha da fazlası olmamalıydı. Ancak diğer bir rakibi Ankaragücü de 4 puanla öndeydi. Beraberlik halinde, Ankaragücü'nün olası bir galibiyetiyle fark 6 puana çıkacaktı.
Galibiyet için sahaya çıkmak en uygun olanı idi. Maç düdüğü çalar çalmaz, fırtına gibi saldırmaya başladı rakibe. Gel gör ki bu 1 dakika bile sürmedi. Birdenbire 6. vitesten 2. vitese düştü adeta. Amaç '1 olsun, bizim olsun' imiş.

İlk yarı pozisyon neredeyse hiç yoktu. Ev sahibi takım, uzaktan şutlarla tehlike yaratmaya çalıştı ama kaleci Erhan'ı zorlayamadılar. Şutları oldukça sertti ve buna özel önlem alınmalıydı. Karşıyaka pozisyon bulsa da heyecan yaratacak bir şey olmadı. İlk yarı pozisyon olarak Karşıyaka biraz daha üstün göründü.
İkinci yarı Gümüşhanespor, yavaş yavaş yüklenmeye başladı. Bu da bazı gol pozisyonlarını getirdi. Erhan Erentürk bu pozisyonlarda gole izin vermedi. Oyun genelinde yeşil kırmızılı takım oyuncuları sürekli kısa pası tercih etti. 2 pası düzgün yapsa da 3. hareketi bir türlü başaramadılar ve topu rakiplerine kaptırdılar. Aynı şekilde güzel çalımlar da vardı. Oldukça sakin oynamaları dikkat çekici özelliklerinden biriydi. Çalımdan sonra, pozisyona sokacak paslar gelmeyince, gol de gelmedi. Karşıyaka için kayda değer hareket, 61. dakikada geldi. Sol çarprazdan, ceza sahası içerisinden Can Erdem'in kaleye çektiği şut üst direkten döndü.
İlk yarı dikkat alarmı veren Gümüşhanespor şutları, 72. dakikada sahneye çıktı. Taşkın Çalış, ceza sahası dışından, Erhan'ın soluna, direk dibine doğru çektiği şut, yerden de sekti ve ağlarla buluştu.

Bu dakikaya kadar Karşıyaka zamana oynamışken, sıra kırmızı beyazlı ekibe geldi. Konuk takım oyunu hızlandırıp, yüklenmeye çalıştı lakin zaman yetmedi.
Kaybedilen bu maçtan sonra Karşıyaka 5. sıraya geriledi. Diğer takımlarla puan farkı oldukça arttı. Lider olup, üst lige çıkmak bir nevi mucizelere kaldı. Bazıları belki bunu söylemek için çok erken diyebilir ama bu oyun mantalitesi ile başarılar elde etmek çok çok zor. Şampiyonluğa oynayan takım, kendi sahasında da deplasmanda da baskılı oynamalıdır. En azından, ilk 5'e girip, playofflardan üst lige çıkma şansı var.

Sapır sapır döküldü

'Fenerbahçe mi kazandı, Akhisar Belediyespor mu hediye etti' diyebileceğimiz bir maç izledik. Perşembe günü zorlu bir Avrupa maçından çıkmış Fenerbahçe, rölanti oyunuyla dahi Akhisar'ı 3-1 yenerek döndü evine.
Defans yine bildiğimiz gibiydi. Tüm goller, yapılan çok çok basit hatalar yüzünden geldi. İlk golde sağ taraftan arkaya kaçırılan oyuncu, ikinci golde ceza alanı içinde rahat paslaşmalara verilen izin ve yenen basit çalımlar, 3. golde de kaleci Fatih'in tutmak isterken, eline çarptırıp kendi kalesine atmış olduğu gol evlere şenlikti.
Bitmedi elbet. 1-0 geride iken Rodallega'nın kaçırdığı penaltı defans oyuncularına mesajdı adeta. 'Siz basit gol yedirirseniz, ben de penaltıyı kaçırırım, altta kalmam.'
Hakem hatasını da buna ilave edebiliriz. 86. dakikada, ceza alanı içinde, Özer Hurmacı'nın kaleye çektiği şutu, Kjaer yatarak engellemek istedi. Fakat kaleye giden top, eline çarptı ve olası bir golü engellemiş oldu. Apaçık penaltıydı ama hakem oyunu devam ettirdi.
Akhisar'ın 9 şutu 1 golü, Fenerbahçe'nin 3 şutu 3 golü karşılaşmanın istatistiki yönü. Faullere de bakarsak Akhisar 5, Fenerbahçe ise tam tamına 17 faul yapmış. Temassız futbol. Mağlup olmak için bundan öte daha ne olabilir ki?

Göztepe şen

Tıklım tıklım dolu stat, susmayan taraftar, futbol oynamaya müsait harika bir hava.
Maçın başlamasıyla birlikte Göztepe, Boluspor kalesine yüklenmeye başladı ama ancak 10 dakika sürdü. Boluspor dengeyi kurmayı başardı. 70. dakikaya kadar böyle devam etti ve sonrasında Göztepe, etkinliğini oldukça arttırdı.
Oyun temposu, lig genelinin üzerinde idi. İkinci yarı biraz düşmüş olsa da, birçok pozisyon yakalandı, seyir zevki olarak izleyiciyi oldukça mutlu etti.
Maçın kaderini 3 pozisyon belirledi. Bunlardan ilki, 20. dakikada gerçekleşti. Gençer'in hatalı pasını Emre kaptı, sağ taraftaki Murat'a ve o da Rydell Poepon'a verdi. Ceza alanı içinde kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda şutu direkten döndü. Topu önünde bulan Emre 1,5 - 2 metre mesafeden bomboş kale yerine, çizgi üzerinde kayarak müdahale etmeye çalışan Gençer'e nişanladı. Bu pozisyonda sarı kırmızılı ekip çok ama çok şanslıydı.
İkinci olarak, 68. dakikada sağ çaprazdan ceza sahasına giren Jansen'in şutu Günay'dan döndü. Jansen, önünde bulduğu topu altı pas çizgisi civarına doldurdu, Poepon'un kafa vuruşu defanstan döndü. Tekrar önüne geldi, önünde bomboş kale varken sert şutu üstten dışarıya gitti. Şans bir kez daha Göztepe'nin yanındaydı.
Üçüncüsü de 89. dakikada yaşandı. Leo, ceza sahası içinde kafayı vurduğu an, Furkan'ın karetevari hareketiyle yerde kaldı. Sebep olunan bu penaltı da konuk takımın, ev sahibine bir ikramı oldu.
Göztepe'nin karşısında, güçlü bir takım vardı. Ev sahibi olma avantajını yeterince kullanamadı. Kötü değildi elbet ezilmedi ama ezemedi de; ortada idi. Bolu, az bir fark olsa da topla daha fazla oynadı ve kaleye daha çok isabetli şut çekti. Önemli olan 3 puanı alabilmekti, bu da başarıldı.

1. Lig

Büyükşehir Gaziantepspor ve Altınordu arasındaki maç, Türkiye liglerinde görmeye alışık olmadığımız bir karşılaşma idi. Maçın başlama düdüğünden, bitene kadar pozisyon hiç eksik olmadı. Mücadeleye Büyükşehir Gaziantepspor istekli başlasa da, 25. dakikada skor birden bire Altınordu lehine 3-0'a geldi. Ev sahibi takım maçı bırakmadı, gol aramaya devam etti, bu sayede açıkları iyi değerlendiren konuk takım da bol bol pozisyon buldu. İkinci yarıda gelen karşılıklı birer gol, maçın skorunu belirledi: 1-4. Maç boyunca 37 şut çekildi, 16 tanesi de kaleyi buldu. Toplam atılan korner sayısı ise 19.
Denizlispor ile Balıkesirspor arasındaki maç, karşılıklı gollerle 1-1 berabere sona erdi. Sıkıcı bir müsabaka oldu dersem, abartmış olmam. Kalecilere hemen hemen hiç iş düşmedi. Goller dışında bahse değecek hiç bir şey yoktu.
Manisaspor, Mersin İdmanyurdu deplasmanından 1 puanla döndü. Rakibi küme düşme potasına yakın olmasına rağmen, iyi bir kadroya sahip. Oyun genelinde pek pozisyon bulamasa da her iki takım, üstünlük Manisa'da idi. Karşılaşmanın en önemli pozisyonlarını ise ev sahibi takım yakaladı.
Bandırmaspor, orta sıralarda yer alan Giresunspor'la sahasında golsüz berabere kaldı. Ev sahibi takım kazanmayı çok istedi. Çok gol pozisyonuna girdi, çok net pozisyonları harcadı. Bandırma'nın bu oyununa beraberlik yakışmadı.

2.Lig Kırmızı Grup

Menemen Belediyespor için farklı bir hafta geride kaldı. Bu fark skordu sadece. 4-0 galip geldi ancak goller rakibi Bugsaşspor'un 10 kişi kaldıktan sonra, 67. dakikadan itibaren geldi. 90'lara da 2 gol sığdırdı. Alınan 3 puan, Menemen'i 3.'lüğe taşıdı.
Aydınspor 1923, aynı puana sahip olduğu Niğde Belediyespor deplasmanından puan çıkaramadı. Yarım saatten fazla eksik oynaması ve golün uzatma dakikalarında penaltıdan gelmesi, oldukça üzücü bir durumdu.

2.Lig Beyaz Grup

Bucaspor, tehlike bölgesinden uzaklaştı ve üst sıralara göz kırpmaya başladı. Kahramanmaraşspor deplasmanında aldığı 2-1'lik galibiyet, gelecek için ışık verdi.
Fethiyespor için 6 puanlık bir hafta sonu idi. Alt sıralardaki rakibi Konya Anadolu Selçukspor'u deplasmanda Volkan Koçaloğlu'nun kendi kalesine attığı golle 1-0 yenmeyi başardı.
Nazilli Belediyespor da 90'lar kervanına katılanlardan. 1-1 süren maçta Keçiörengücü'nü 90+4'te bulduğu golle devirdi ve biraz nefes aldı.

Çirkinliği yaşanmadan engelleyebilmek

Gazetemizin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Deniz Hancı... Ailecek basketbolu çok severler ve özellikle Pınar Karşıyaka'nın maçlarını bir mani olmadıkça kaçırmazlar. Geçen hafta sonu eşi ve çocuğuyla gittiği karşılaşmada sporun çirkin yüzünü yaşamak zorunda kaldı, bir kez daha. İşte kendi ağzından olanlar:
2015-2016 sezonu, Pınar Karşıyaka-Beşiktaş maçı. Konuk taraftarlar takımlarını coşkuyla destekliyor. Şiddeti yaşam biçimi gören biri çıkıyor ve salonun içinde ses bombası patlatıyor. Gerginliğin fitili ateşlenmiş oluyor. İki takım taraftarları küfürleşmeye başlıyor. Ortam zar zor sakinleşmişken bir başka Beşiktaşlı tünelde sis bombası patlatıyor. Salonun içine ağır bir duman kokusu yayılıyor. Bombanın patlatıldığı yakın yerlerde ise göz gözü görmüyor. Bütün herkes nefes almakta zorlanıyor. Karşıyakalıların yoğun protestoları üzerine polis Beşiktaş seyircisini sahadan çıkartıyor.
Günümüzün 3 gün önce, Cumartesi... Beşiktaşlılar yine Mustafa Kemal Atatürk Spor Salonu'nda konuk taraftar. Ancak bu seferde uslu durmuyorlar. Beşiktaş tribününde bir taraftar meşale yakıyor. Salon yine karışıyor. Karşıyakalı taraftarların salona girişinde 70 yaşındaki kadının çakmağına bile el koyan polis, Beşiktaşlıların salona meşale sokmasını nasıl engelleyemiyor?
Şimdi merak ettiğim. Meşale yakanı cezalandırmak kadar görevini layıkıyla yerine getiremeyen ve bu duruma göz yuman polisler için de bir ceza uygulanacak mı?

Duygusal karşılaşma

Pınar Karşıyaka, ligde doludizgin giden ve galip gelirken fark atan Beşiktaş Sompo Japan'a ilk mağlubiyetini tattırdı. Maçın öncesi ve sonrasında, eski baş antrenör Ufuk Sarıca lehine tezahüratlarda bulunuldu, çiçek takdim edildi. Tahminim şu ki, Beşiktaş SJ baş antrenörünü tüm bunlar duygusal yönden oldukça etkiledi ve maça konsantrasyonunu bozdu. Bu da gelen galibiyetin en büyük etkenlerinden biri oldu.