Adının nereden geldiğini araştıramadım ama bence İzmir'imizin gizli hazinelerinden biridir Ali Paşa Şadırvanı. Yerini bilmeyenler olabileceğini düşünerek ufak bir anıştırma yapayım. Bu gizli hazine; Kemeraltı'nda  863. Sokak ile 866. Sokağın kesiştikleri yerde ufacık bir parkın içindedir.

Bizim Güzel İzmir'imizin İstanbul'dan farklı bir konumu vardır. Bilinen eski İzmir çoğunlukla düzayak olduğundan mıdır nedir  güzel anıtlarını uzaklardan hele denizden pek göremezsiniz. İşte Hisar Camii, işte Salepçioğlu Camii ve bunlara  benzeyenleri tüm güzelliklerini ve haşmetlerini bizlere tam olarak sunabiliyorlar mı? Üstelik bizler; benzer bazı değerleri de dar alanlara sıkıştırıp kendi hallerine bırakmışız. Şunun şurasında Saat Kulemizin ötesinde, alanlara yayılmış başka bir anıtımız var mı? 

Ben; Ali Paşa Şadırvanı'nı da hep bu açıdan değerlendirmişimdir. Gerçekten; belki de ülkemizin hiç bir yerinde rastlanmayacak kadar güzellikleri taşıyan bu eserin gerçek değeri hemşerilerimiz tarafından bile tam olarak bilinmemektedir.  Bakınız; İstanbul'da Sultan Ahmet Meydanı'nda bir Alman Çeşmesi vardır. Bildiğim kadarıyla Alman İmparatoru Wilhelm tarafından 1890'lı yıllarda II. Abdülhamit'e hediye amacıyla yaptırılmıştır. İstanbul kartpostallarının vazgeçilmezidir. Öyledir ama; bence, basık ve kalın sütunları ile birlikte değerlendirilecek olursa hiç de estetik değildir.
Şimdi de bizim bu eşsiz şadırvanımızın özelliklerine gelelim. 10 metreyi aşkın yarıçaplı bir daire etrafına 3'er metre aralıkla yerleştirilmiş 8 adet ortalama 3 metre yüksekliğinde ipincecik mermer sütun üzerine kondurulmuş devasa kubbe. Gözünüzde canlandırabiliyor musunuz?

İşte bu güzelim eserin üç dört sene önce başına neler geldi bilir misiniz? O güzelim kubbenin üzerindeki kurşun kaplamaların bir bölümü gece çalındı. Evet çalındı, insanın inanası gelmiyor ama resmen çalındı. Adli soruşturmanın ne olduğunu bilemiyorum. İlginç olan nedir? Daha sonra yapılan tamirat, kubbenin tamamını kapsamadı. Şu anda kubbenin çıplak kalan bölümü ilgi bekliyor. 
Bence; bu eserin ilgi bekleyen başka noksanlıkları da bulunmaktadır. Şadırvanın su haznesinin üzerinde bulunan eski yazılı kitabe okutulup parkın bir bölümüne yerleştirilmelidir. Çevredeki esnaf hiç şeyi düşünmeksizin gölgelik olarak kullandıkları tenteleri gelişigüzel sütunlara bağlamışlardır, anıt görünmez olmuştur. Belediye tarafından yapılmış olan parka dikilen ağaçların gelişmeleri  değerlendirilmemiştir. Mevcut çınarların köklerinin gelecekte anıta zarar verebileceği  düşünülerek daha küçük boylu ağaçlarla değiştirilmesi uygun olacaktır.
Ben; İzmir'imizin bu güzel  anıtı için aklıma gelenleri  sıralamaya çalıştım. Karar  işin uzmanlarına kalıyor.
Esenlikle kalınız...