Birkaç gündür sizden uzakta idim…
İki gün önce şu satırları hazırladım.
Ama şimdi yayınlıyorum.
Bizim için bu hafta her gün 26 Ağustos…
Şimdi sizinle paylaşıyorum:'
‘Bugün 26 Ağustos...
Gece sabaha kavuştuğunda, ayaza kesti Afyon ovası. 
Alacakaranlıkta dağlar, gözlerde belirirken ova da çıt çıkmıyordu.
Atlarının üstündeki süvarilerimiz, ölüme dörtnala koşacak can yoldaşlarının yelelerini okşuyor, sessizce dualar okuyordu..
131 bin 409 yaya askerimiz, yere çömelmiş, biraz sonra kopacak kıyamette mutlak zafere ulaşmak için koşacakları yüzlerce kilometreyi düşünmeden sessizce gelecek emri bekliyorlardı...
8658 subay birliklerinin başlarında, elleri kılıçlarının kabzasında, biraz sonra ‘hücum!’ diye bağırdıklarında ölüme arkalarından uçarcasına koşacak askerlerinin başında ‘zafere kadar ölüm’ emrini bekliyorlardı.
Topların batıya, ufka çevrilen namluları buz kesmişti zafer alevinden önce.
Afyon ovasında bir dev sessizce nefes alıyordu.
Tek duyulan karıncaların sabah telaşının sesiydi. 
Ova da çıt çıkmıyordu.

 ‘Helal olsun!

Saat 04.45
‘Hakkınızı helal ediniz’ dedi mavi gözlü dev Mustafa Kemal, çok kısık sesle süvarilerin komutanı zaferin kahramanlarından Fahrettin Altay'a.
Kulaktan kulağa 200.000 kişiye sessizce ve saniyeler içinde ulaştı ve cevabı aynı hızda kulaktan kulağa geri döndü ‘Helal olsun!’
Beyaz at, koca ordunun önüne iki adım çıktı.
Tüm ova ayağa kalktı, metal sesleri, at kişnemelerine karıştı ova nefesini bırakmıştı.
Beyaz atın süvarisi önünden geçen birlikleri selamlayarak izledi.
Eyerde dikildi, kılıcını kınından çıkarttı;
‘Ordular ilk hedefiniz Akdenizdir ileri’ sesi ovayı kapladı.
Mavi gözlü dev Başkomutan Mustafa Kemal, ‘ya istiklal ya, ölüm!’ demişti.
Ova şaha kalktı,
Süvariler ya ‘lın kılıç atıldılar, nihai hedef İzmir'di.
Ovadan yükselen toz, süngüleri alacakaranlığı delen binlerin ölümsüzlüğü idi.’

14 gün süren…

‘Bugün 26 Ağustos,
Büyük taarruzun başladığı, Cumhuriyetin temellerinin atıldığı gün.
14 gün süren amansız mücadelenin başladığı, yok olmayla var olmanın bıçak sırtında olduğu gün, bugün.
Bizler, buruk dönerken yanık tenler ve tatlı yorgunlukla Akdeniz ve Ege’den konvoylarla, Tam da geçtiğimiz yerlerde yer gökle birleşmiş,
‘YA İSTİKLAL YA ÖLÜM’ deniyordu.
O gün kavurucu sıcak altında zafere koşan on binleri bir an düşünün yeter.
Tüm şehitlerimize Allah rahmet eylesin.
26 Ağustos Cumhuriyet'in temellerinin atıldığı gün kutlu olsun.
Tabii ki 30 Ağustos Zafer Bayramımız…
İki gün önceden, iki gün sonraya selamlar olsun…

Sabah erkenden

Şimdi şanlı tarihimize, o kutsal günlerimize bir de Salih Bozok'un 30 Ağustos Hatıraları’ndaki notlarından bir göz atalım:
‘26 Ağustos günü taarruzun icra edileceği zaman sabahleyin erkenden çadırları terkettik. 
Henüz hava karanlıktı, yolu görebilmek üzere önümüzden bir iki fenerli asker çıkardık. 
Vadi ile tepe arasında muntazam yol olmadığı için hayvanlara binmiştik. Kocatepe'ye muvasalat ettiğimiz zaman şafak yeni sökmeye başlamıştı. Birinci ordu kumandanını orada bulduk. 
Saat dörde gelmişti, herkes büyük bir heyecanla dürbününe sarılarak düşman mevzilerini tarassuda başlıyordu. 
Mukarrer saat hulûl etti, bir anda cehennemî bir tarraka âfakı titretti, müteaddit çaptaki toplarımız gürledi: 
Taarruz başlamıştı. 
Yarım saat süren topçu ateşinden sonra mitralyöz ve piyade tüfekleri işlemeye başladı. 
Bundan kıtaatımızın düşman mevzilerine tekarrüp ettiğini anladık. 
Pek az zaman sonra Kalecik sivrisi kahraman askerlerimiz tarafından işgal edildi, buna mümasil birtakım düşman mevzilerinin de işgal olunduğu bildirildi. 
Hepimiz birbirimizi tebrik ediyor ve temadi-i muvaffakiyet için temenniyatta bulunuyorduk.
Güneş biraz yükseldi, Kocatepe'de bulunanlar düşman tarafından görülebildi. 
Tam bu sırada düşmanın büyük çaplı toplarından birinin mermisi bizim bulunduğumuz tepenin altında patladı. Bu mermiyi ikincisi, üçüncüsü, dördüncüsü takip etti. 
Anladık ki düşman, oradan geçmekte olan hasta nakliyatına mahsus arabalarımızı hedef ittihaz ederek ateş açmaktadır. 
Düşmanın yaralılarımıza karşı bu denaetkârane tecavüzleri devam etmekte iken, kahraman efradımız da Tınaz ve Belen tepelerindeki Yunan mevzilerine şiddetli hücumlarda bulunmakta idi.
Yine bu sırada 57'nci fırka kumandanının karşısındaki tepeyi dediği saatte alamamasından mütevellit teesssürle intihar ettiği telefonla bildiriliyordu. 
Akşama kadar devam eden taarruz muvaffakiyetimizle neticelenmiş, düşmanın bir çok mühim noktaları elimize geçmişti. 
Akşam karanlığı etrafı sarınca, ufukta patlayan mermilerin çıkardığı alevler seçilmeye başladı. 
Geceleyin de tarruza devam edilmesi mukarrer olduğundan muharebe sabaha kadar fasılasız sürdü.’

DİP EKSPRES

 36. Ödemiş Milli Fuarı iptal edildi 
 
Ödemiş’in düşman işgalinden kurtuluşunun 98. yıl dönümü etkinlikleri çerçevesinde düzenlenmesi planlanan 36. Ödemiş Milli Fuarı, Koronavirüs salgınına karşı alınan tedbirler kapsamında iptal edildi. 
26 Ağustos 2020 tarihinde toplanan Ödemiş Kaymakamlığı İlçe Hıfzıssıhha Kurulu, 3-13 Eylül 2020 tarihleri arasında düzenlenmesi planlanan 36. Ödemiş Milli Fuarı’nın, son günlerde artışa geçen Koronavirüs vakaları da göz önüne alınarak, salgınla mücadele tedbirleri kapsamında iptal edilmesine karar verdi.