Şu hayatta ben hiç yalan söylemedim diyen yalan söyler. Kimileri çok büyük kimileri ise küçücük şeyler için yalan söyler, söylüyor.
Küçük ya da büyük, yalanın her türlüsü kötüdür. Ama affedilebilir ve affedilemeyen yalanlar vardır. Yalan söylemenin sıradan hale geldiği bir ülkede bunun ayrımını yapmak çok da zor değil aslında. Başınızı kaldırıp etrafınıza şöyle bir bakmanız, yaşananlar ve söylenenler üzerine birazcık olsun düşünmeniz yeterli olacaktır.

Bir tarafta kendinden başka hiç kimseyi düşünmeyen, şahsi çıkarları için insanların gözünün içine baka baka, hiç sıkılmadan, yüzleri bile kızarmadan büyük ve affedilmesi imkansız yalanlar söyleyenler var bu ülkede. Makamları, koltukları büyüdükçe yalanları, kinleri de büyüyor. Diğer tarafta ise kendisi dışında her şeyi, herkesi düşünenler... Onlarınki küçücük, affedilebilir beyaz yalanlar, söylerken yüzleri kızarıyor, seslerinin rengi değişiyor.

Geçen gün bir haber dikkatimi çekti. Şırnak dağlarında sırtlarındaki elli kiloya yakın teçhizatlarıyla, tozlu botlarıyla operasyona giden askerlerden birisi gazetecilerin fotoğrafını çektiğini fark ediyor. O asker gazeteciye aynen şunları söylüyor, 'Lütfen beni çekmezseniz sevinirim. Çünkü annem beni Erzurum'da asker sanıyor. Ben buraya kendi isteğiyle gelenlerdenim...' Kim nasıl kızabilir ki bu yalana, üzmemek, kırmamak için sevdiklerimizi, hangimiz yalancıklar söylemedik ki?

Hiç unutmam, koğuştaki telefon her çaldığında bir asker yalan söylemeye giderdi. Bir anneyi üzmemek için, endişelendirmemek  için söylenmiş küçücük affedilebilir bir yalan. Çünkü telefonun diğer ucunda çoğu zaman sesi titreyen bir anne olurdu. 'Oğlum' derdi, 'Oğlum Ahmet orada mı? Telefona çağırabilir misin?' Ahmet operasyonda ise telefonu açan askerin dudaklarından zor da olsa küçük bir yalan dökülürdü, 'Annecim Ahmet şu an eğitimde gelince ben kendisine aradığınızı iletirim...' Anne, insana huzur veren o sıcacık sesiyle, 'Tamam yavrum. Allahım sizleri korusun' der kapatırdı telefonu. Ben anneme 'eğitimde' olduğum zamanlarda aslında operasyonda olduğumu askerden çok sonra söyleyebildim. 

Bazı yalanlar gencecik insanların hayatını kaybetmesine neden oluyor bugün bu topraklar üstünde, büyük ve affedilmesi imkansız olan yalanlar bunlar. Kimin yalan söylediğini görmek için ise o büyük makamları işgal edenlerin dün ve bugün dediklerine birlikte bakmanız yeterli. Unutmayın. Size yalan söyleyenleri iyi tanıyın, o yüreği kocaman askeri annesine yalan söylemeye mecbur edenleri iyi tanıyın.