Seçime 33 gün kaldı.

Türkiye'nin pek çok sorunu var, bunların bir anda düzeleceğini düşünmek hiç gerçekçi değil, öncelikle olağanlaşmaya ihtiyaç var. Olağanüstü hal (OHAL), var olan sorunlara yenilerini ekledi, demokrasi rafa kaldırıldı, hukuk güvenliği yok edildi, şeffaflık ve yönetimin denetlemesi ilkesi unutuldu. Düşünceyi ifade özgürlüğü olmadığı için sorunların demokratik tartışma ve müzakere yöntemiyle çözümü yolu tıkanmış vaziyette, silahla çözümsüzlük politikası kalıcı hale geldi, döviz almış başını gidiyor, ekonomik kriz kapıda. Bu sorunların hepsi bir şekilde çözümlenebilir. Yeni bir anlayış, demokrasi ve hukukun üstünlüğü düzenine geçilerek, zamanla bu sorunların pek çoğu çözülebilir.

Ülkenin bu sorunlarının yanı sıra bütün dünyanın yaşadığı bir başka kriz daha var, özel olarak iklim krizi, genel olarak ekoloji krizi. Bunu artık hepimiz günlük yaşamımızda hissediyoruz. Henüz daha Mayıs ayında Temmuz, Ağustos ayı sıcaklarını yaşıyoruz, yağışlar afete dönüşüyor, dünyanın ayarı bozuldu. Bu olumsuz koşullar, kendi kendine olmadı; ne pahasına olursa olsun büyüme, ne pahasına olursa olsun daha fazla enerji üretimi, ne pahasına olursa olsun kalkınma anlayışının ürünü olan kapitalist sistemin dünyayı getirdiği hal bu. Yaşadığımız, köy/mahalle, kent, bölge, ülke de dünyanın bu halinden farksız. Bunu fark edebilmek için, başımızı kaldırıp çevremize bakmamız yeterli. Daha fazla gecikme olursa bu sorunlar çözümsüz hale gelecek, yöneticilerdeki bu aymazlık ve vurdumduymazlıkla dünyadaki yaşam bitecek. Buradan bir devrim manifestosu yazacağımı sanmayın, o başka bir şey, ama dünyanın bu gidişini durdurmak için herkesin, hepimizin yapacağı bir şeyler olduğunu söylemek istiyorum.

Madem gündemimizde bir seçim var, sorunların kaynağı uygulanan politikalar, çözümü de uygulanması gereken politikalar olduğuna göre; seçime giderken çevremize ilişkin birtakım tespitler yapmayı, ona göre seçmeyi öneriyorum.
Çok uzağa gitmeye gerek yok, İzmir'e bakalım:
En son haber; Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü'nce yayınlanan listeye göre, İzmir'in Çiğli, Menemen, Foça, Bornova ve yarımada bölgesinden Çeşme, Urla, Seferihisar ile Güzelbahçe ilçelerinde koruma altındaki çok sayıda alanın koruma derecesi düşürülmüş ya da hepten kaldırılmış. "Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı" adı altında korunması gereken doğal varlıklar, talan ve yağmaya açılıyor. EGEÇEP Eş Dönem Sözcüsü Fırat Korkmaz, SİT derecelerindeki değişikliğin Körfez Geçiş Projesi ile bağlantılı olduğunu söylüyor.[1] 24 Haziran'da İzmirlilerden oy isteyecek Cumhurbaşkanı ve milletvekili adayları Körfez Geçişi Projesi hakkında ne düşünüyorlar?

Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından 2007 yılında Gaziemir Aktepe, Emrez Mahalleri ile Karabağlar'ın Aydın Mahallesi arasında bulunan kurşun fabrikası atıkları içinde tespit edilen radyoaktif atıklar öylece duruyor. Aradan geçen 11 yıla rağmen İzmir'in göbeğindeki bu atıklar halen temizlenmedi. Ayrıştırma ve temizleme projesi için geçen yıl Ağustos ayında ÇED olumlu kararı verildiği halde, o günden bu yana hiçbir işlem yapılmadı, şimdi de "Fransız devlet kuruluşu ANDRA'dan danışmanlık hizmeti alınıyor" şeklinde ayak sürünüyor.[2] İzmirlilerden oy isteyen adayların bu radyoaktif bulaşıklı tehlikeli atıklar için ne gibi projeleri var?

İzmir ve çevresindeki çevre ve ekoloji sorunlarını çoğaltabiliriz:
Ø Su havzasını kirleten Efemçukuru Altın Madeni
Ø İzmir ve bölge için ciddi sorun yaratan, Aliağa ve çevresini her geçen gün yaşanmaz hale getiren endüstri tesisleri, mahkeme kararlarına rağmen çalışan termik santral
Ø Geriye doğru on yıllık çevresel etki değerlendirmesi dahi yapılmamış olan, Bergama ve çevresini, hukuku kirletmeyi sürdüren Bergama Ovacık Altın Madeni,
Ø Kozak Yaylası'nın ekosistemini mahvedecek, Bergama'nın su kaynaklarını geri dönüşü olmayacak şekilde kirletecek olması nedeniyle mahkeme kararı ile iptal edilen Yerlitahtacı altın madeni projesinin, bu kez Kapıkaya adı altında ortaya çıkması
Ø Kültürpark gibi kentin akciğeri niteliğindeki ender yerlerin yapılaşmaya açılması, kentin ucube gökdelenlerle doldurulması projeleri ve benzeri sağlıklı yaşamımızı doğrudan ilgilendiren sorunlar için İzmirlilerden oy isteyecek Cumhurbaşkanı ve milletvekili adayları ne düşünüyorlar, seçildikten sonra ne yapacaklar?
Gelin bunları sormaya ve sorgulamaya başlayalım, 24 Haziran seçimini yaşamın ve ekolojinin seçimi haline getirelim.

[1] www.egecep.org.tr/index.php/2018/05/19/izmirde-sit-dereceleri-dusuruldu-yeni-yapilasmalar-yolda/
[2] www.haberekspres.com.tr/izmir/izmir-in-cernobilinde-bir-gelisme-yok-h115293.html