Ülkede olup bitenlerden doğru düzgün haberimiz olmadığı için endişelenip endişelenemeyeceğimizi bilmiyoruz.

Artan hayat pahalılığı bozulan insanlık ilişkileri ile hırsımızı birbirimizden çıkarmaya devam ediyoruz.

2011’den beri devam eden savaş nasıl aniden bitti. Bunun ülkemize yararı ya da zararı nedir? Ülkedeki Suriyeliler gidecek mi? Orman yangınlarından sonra sıra sel basınlarında mı? Deprem ufak ufak alarmlar vermeye devam ediyor, terör devam. En azından hızlı bir şekilde okullar ailelere, ‘Hayatta kalma’ eğitimi verilebilir. Sahip olduğumuz her şeyin bir anda biteceğini düşünüp gardımızı almalıyız İşte bunca sorunları bilip şaşkınlığımızı atamamak farklı endişelere neden oluyor. Çünkü en kötülerden kötüsü, insan insanın insani yönünün hızla çöküşü.

Herkes gün içinde yoğun bir endişe halinde. Nerden kim, nasıl vuracak diye bakıyoruz. Bir şey satın almaya internete giriyorsun dolandırıcıların tuzağındasın. ‘Alo’ diye arayıp devletten arandığınızı söyleyip  teröre ‘hesabınızdan destek var’ deyip hesabınızın boşaltılması haftada artık birkaç kez olmaya başladı.

Dolap bozuluyor servis çağırıyorsun bekle ki gelsinler kime şikayet edeceksin? Başka tamirci çağırıyorsun, ‘Beyni yanmış’ deyip yapıyor on bin lira istiyor. Ama ertesi gün yine aynı problem. Nasıl olsa anlamıyoruz. Sular kesiliyor, elektrik kesiliyor, bitmeyen arızalar elimizi kolumuzu bağlıyor.

Hangi tamirciyi çağırsan diğerini beğenmiyor malzeme üç yüz, tamir beş bin lira, Kaç kat fiyattır bu?

Hastaneye gidiyorsun, ‘Acaba lüzumsuz ilaç ve tetkik mi yapacaklar’ diye korkuyorsun. Pazarcı çürük mü verecek, komşu yalan mı söyleyecek, oğlan para mı tırtıklayacak endişesi var hep içimizde.

Araba bozuluyor sanayiye götürsen bir dert, yetkili servisi iki dert. Dostum dersin arkadan vurur, ağzımdan laf çıkmaz diyen lafı sakız eder. Özveri değil hoşgörüden bahseder herkes, uygulayan yok.

‘Dışarda yediklerin zararlı mı, duyduğun vitaminler yararlımı?’ Söyleyen kim, kim söyler, kim dinler endişesindeyiz.

Bırakın gençlerle aileler arasında çocuklar ve öğretmenler arasında da pedogojik destek yok. Kimse kimseyi anlamıyor. Her köşedeki insanlar şiddetten yakınıyor ama tabanca yoksa sopalar konuşuyor en küçük problemde.

Hepimiz her şeyi biliyoruz ama birbirimize güvenmeyi ve sevmeyi unuttuk. Yarın bir terslik olsa nasıl bir araya geleceğiz, nasıl birleşeceğiz bu bilinmezlik…