Pazar günü yapılan halk oylaması tüm yönleriyle toplumun geniş bir kesiminde hala bir numaralı gündem maddesi. Oyların sayımı sırasında gözlemlenen birçok usulsüz uygulama ve mühürsüz zarfların, seçimin ve bir anlamda ülkenin ve cumhuriyetin kaderini değiştirdiğini söyleyebiliriz. Ben bazı dostlarım gibi, seçim sonuçların değişebilmesine ihtimal vermiyorum. Gerçeklerle yaşamalı ve gerçekçi çözümler üretmeliyiz.

Bu seçimler bir kez daha gösterdi ki bu ülkede bir Recep Tayyip Erdoğan gerçeği var. Bu gerçekliği öncelikle muhalif kesimlerin kabul etmesi ve bunun üzerinden alternatif politikalar üretmesi gerekir. Ülke geleceği için uzun soluklu karar verilen bir seçimi de uzun soluklu değerlendirmek gerekir. Bu seçim gösterdi ki Recep Tayyip Erdoğan faktörü olmadığında yıllardır iktidar olan AKP'nin çok etkili bir gücü yok. AKP'ye alternatif olabilecek siyasi partilerde de ciddi lider krizleri ve tükenmişlik söz konusu. Hiçbir parti bu seçimde kendini başarılı kabul edemez. Ne AKP, ne CHP, ne MHP, ne de HDP bu seçimin kazananı olmayı başaramamıştır. Seçimin tek galibi, tek adam Recep Tayyip Erdoğan'dır.

Bu seçimlerle birlikte 2003'ten beridir ülkeyi tek başına yöneten iktidar, bunu bir süre daha tek başına yapmayı devam ettirmeyi kesinleştirdi. Dediğim gibi uzun soluklu düşünmeliyiz. İki ihtimal var. Ya bizim gibi düşünenler yanılıyor olabilir ve ülke çok daha iyi yöne ilerleyebilir. Bu yanılgı olsa sanırım hepimiz mutlu oluruz. Fakat diğer ihtimalde, bizlerin haklı çıkması durumunda ülkeyi zor günlerin bekleyeceği muhakkak. Bu kötü gidişat, ekonomik zorlukları ve hatalı dış politikalar daha çok can kayıplarını getirecektir.

Ben her zaman gençlerimizi umut olarak görmeyi arzu ettim. Bugün en az 2019'a kadar tek parti yönetiminin süreceğini varsayarsak bir nesil tek parti yönetimi ile büyümüş olacak. Bizlerin kaygıları ve korkuları haklı çıkarsa bu gençleri çok zorlu bir gelecek ve hayat başlangıcı bekliyor olacak. Gençlik demek umut demektir. Gençlik, her zaman değişimden yanadır. Mevcut durumunu değiştirmeyi ve risk etmeyi en çok gençler ister. İşte bu yüzden, benim gelecek için umudum var. Bu kötü siyasetin ve korktuğumuz ekonomik sıkıntıların gençler tarafından değiştirilme arzusu olacağına inanmaktayım. Ama değişim önce muhalefet parti ve liderlerinden başlamalıdır. Son 15 yılda girdiği her seçimi kaybetmiş siyasi partiler de kadrolarında değişiklikler yapmalıdır. Muhalif partilerden çıkacak yeni adaylar, gençler için umut olmalıdır. Eğer muhalif partiler kadrolarını yenileyemezse, değişiklik isteyecek gençlerin umudu olma şanslarını yitirirler. O sebeple bizler iktidarı değiştirmeyi başaramadıysak, muhalefeti değiştirmeyi başarmalıyız.