Atatürk'ün Türk gençliğine emanet ettiği Cumhuriyete ve onun kazanımlarına yönelik saldırılar her geçen gün artarak devam ediyor. Saldırılar sadece Cumhuriyetimizin kazanımlarına yönelik değil. Öyle bir kesim var ki, Atatürk'ün heykellerine bile tahammül edemiyor.  

Geçtiğimiz aylarda önce muhalefet kulisindeki mareşal üniformalı Atatürk tablosu, ardından da Atatürk'ün Savarona Yatı'nda rakı eşliğinde yemek yediği tablo Meclis'ten kaldırılmış, gelen tepkiler üzerine her iki tablo da yeniden yerlerine asılmıştı. Son tahammülsüzlük örneği ise Rize'de yaşandı. Rize Belediye Başkanı Reşat Kasap, daha önce kaldırıp yerine çay bardağı koymak istediği Atatürk heykelini, park düzenlemesini gerekçe göstererek kaldırdı. Tepkiler sonrası, heykelin valilik önüne yerleştirileceği açıklandı.

'Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır' diyen, 'Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse, bilimi seçin!' öğüdü veren eşsiz bir liderin, küllerinden yarattığı bu cennet ülkede akıldan, bilimden her gün biraz daha uzaklaştırılıyoruz. Onu anlamak bir yana, onun işaret ettiği aydınlık yoldan sapmak için korkunç bir çaba var.

Bugün bu ülkeyi yönetenlerin adını bile söylemekten imtina ettiği, anısına, heykellerine saldırdığı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dünyanın dört bir yanında heykeli bulunuyor, en az 35 yere ise ismi verilmiş.

O anıtlardan biri Şili'nin başkenti Santiago'da. Belediye kentte yaşayan kişilerin örnek alması için Apoguindo Caddesi Novigod Parkı'na bir Atatürk anıtı yaptırmış. Atatürk'ün sözlerinin de yer aldığı anıtta şu sözler yer alıyor: Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, vatanının fedakâr ve sadık hizmetkârı, benzeri olmayan kahraman, insanlık idealinin canlı emsali... Bütün hayatını Türk Milletine vakfetmiş, milletine kendi ruhunu, ateşini vermiştir. Hatırası milletinin ruhunu ateşli tutan, sönmez bir meş'ale olarak yaşamaktadır!


Venezuela'nın başkenti Caracas'ta bulunan bir parktaki Atatürk heykelin altında ise 'Modern Türk Devletinin kurucusu Kemal Atatürk' yazısı bulunuyor.

Küba Havana'da da iki adet Atatürk heykeli bulunuyor. İlk Atatürk heykelinin altında Türkçe ve İspanyolca olarak 'Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu - Yurtta Barış, Dünyada Barış' yazıyor. 2011 yılında Küba devlet yetkililerinin isteği üzerine heykeltıraş Metin Yurdanur tarafından yapılan yeni Atatürk heykeli de başkent Havana'nın gözde mekânlarından olan Puerto Caddesi'ndeki bir parka konuldu. (Küba'da Atatürk'ten başka hiçbir yabancı devlet adamının heykeli bulunmamaktadır)

Bir diğer Atatürk anıtı ise Avustralya'da. Çanakkale Muharebesi'nde şehit düşen Türk ve Anzak askerlerinin anısını yaşatmak için iki ülke arasındaki görüşmeler sonucu ANZAC Savaş Anıtı karşısında Atatürk Anıtı açılmasına karar verilmiş.

Macaristan'da, Pakistan'da, Bangladeş'te, Meksika'da, İsrail'de, ABD'de, Belçika'da ve daha bir çok ülkede caddelerde, meydanlarda Atütürk ile karşılaşmak mümkün.

Onun değirini, büyüklüğünü bütün dünya anladı bir tek bizim Cumhuriyet ve Atatürk düşmanları anlamadı.

Yıl 1938, Atatürk'ün ölümünden sonra Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde aynen şu cümleler yer alıyor: Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse, başına Mustafa Kemal gibi lider getirir.

Yunan Başkomutanı Nikolaos Trikupis'in hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet Bayramı'nda Atina'daki Türk Büyükelçiliği'ne giderek, Atatürk'ün resminin önüne geçip saygı duruşunda bulunduğu anlatılır.

Yıl 1996, Haiti Cumhurbaşkanı Jean-Bertrand Aristide, vasiyetinde mezar taşına yazılmasını istediği bir metin bırakmıştır. O metinde şu cümleler yer alıyor: Bütün ömrüm boyunca Türkiye'nin lideri Mustafa Kemal Atatürk'ü anlamış ve uygulamış olmaktan dolayı mutlu öldüm...

Askerlerimizin hemen her gün şehit düştüğü, 2 askerimizin IŞİD tarafından yakıldığına dair videoların yayınlandığı karanlık günlerden geçiyoruz. Ülkeyi yönetenler ise tüm bu yaşananlara bakıp Atatürk'ü daha iyi alamaya çalışmak yerine, onun heykellerini kaldırma derdine düşmüş durumda.
Atatürk'ü sevmeyen bu ülkeyi de sevmiyor demektir. Çünkü o hep doğruları söyledi, doğru yolu gösterdi. Heykelini yıksanız ne çıkar, o hep dimdik ayakta ve şöyle sesleniyor dünyanın bütün caddelerinden Türk milletine ve insanlığa: Milletimi şimdiye kadar söylediğim sözlerle ve hareketlerimle aldatmamış olmakla gurur duyuyorum...