Süleyman Gülen- Türkiye'de sürekli değişen eğitim sistemine bir yenisi daha eklendi. Liseye Geçiş Sınavı (LGS) tercih sonuçları açıklandı ve binlerce öğrenci istemediği okula yerleştiği için mağdur oldu. İzmir'in hemen hemen tüm ilçelerinde mağduriyetlerin görüldüğü tercih döneminde 90 ortalamalı olan bir öğrenci, istemeyerek meslek lisesine yerleşmek zorunda kaldı. Aynı mahalleden farklı ortalamaya sahip olan iki öğrenciden ise daha düşük ortalamalı olan Anadolu lisesine yerleşti, yüksek ortalamalılar açıkta kaldı.

 

Zorlu geçen sınav döneminin ardından Liseye Geçiş Sınavı'na giren öğrenciler tercihlerini yaptı ve heyecanla beklemeye başladı. Geçtiğimiz günlerde açıklanan tercih sonuçlarıyla binlerce öğrenci istemedikleri okullara zorla yönlendirilerek hüsrana uğradı. Süreci değerlendiren Eğitim Sen 1 Nolu Şube Başkanı Merih Eyyüp Demir ise eğitimin çocuk oyuncağı olmadığını ve sabahtan akşama değiştirerek sistemin devam ettirilemeyeceğini söyledi. Demir "Bakanlık tercih klavuzu yayınlamış ancak o kadar karışık bir klavuz ki net anlaşılmıyor. Net anlaşılsaydı bugün "Benim puanım yüksek, neden yerleşemedim" sorusunu sormazdık. Kayıt alanı, komşu kayıt  alanı, okul kayıt alanında bulunma süreleri, tercih öncelikleri, okul başarı puan dilimleri, devamsızlık ve doğum tarihi ile geliyor yerleştirme. Puan en altlarda kaldı. Buradan bakanlık neyi hedeflemiş? Bakanlık "Öğrencileri olumlu hedefleyerek bu durum başarı odaklı bir eğitim yapılmasına daha fazla hizmet edecektir" demiş. Yalnız şunu gözden kaçırmışlar: Akademik başarısı yüksek çocukları meslek lisesine gitmeye mecbur bırakarak meslek liselerindeki başarıyı nasıl yükseltecekler, Anadolu lisesindeki başarıyı nasıl yükseltecekler? Bu  sistem akademik açıdan başarılı öğrenciyi mağdur etti. Velilerden bize bu konuda çok şikayet geldi. Pi sayısını değiştiremezsiniz. 2+2'nin 4 olduğunu değiştiremezsiniz. Eğitim, akşamdan sabaha değişen bir şey değildir" dedi.

'Tebeşir tozu yutmadıklarından böyle oldu'

Türkiye'deki eğitimin bu duruma gelmesinden başa gelen yöneticilerin tebeşir tozu yutmamasından kaynaklandığını söyleyen Demir, "Fen ve sosyal bilimler liselerine 319 taban puanla giren öğrenciler var. Özel proje uygulayan Anadolu liselerine 340 puan, mesleki teknik Anadolu liselerine 157 puan, imam  hatiplere 174 puan gibi taban puanlarıyla öğrenciler girmiş. Bu puanlar gerçekten çok ilginç rakamlar. Eğtimin içinden gelen insanlar bu sistemin böyle ilerlemeyeceğini bilirler. Şimdiye kadar gelenler tebeşir tozu yutmadıkları için böyle bir durumla karşılaştık. Öğrencileri anlamadılar. Bundan sonra Ziya Selçuk'tan bu tip şeyleri duyacağımızı düşünmüyorum. Çünkü tebeşir tozu yutmuş ve işin içinden gelen birisi. Yıllarca meslek lisesinin memleket meselesi olduğu söylendi. Bula bula bu formulü mü buldunuz? Bu çok yanlış bir formül. Bakanlığın yaptığı kontenjanı arttıracağız açıklaması, bu sistemi düzeltmeye yönelik gayretlerinin bir göstergesidir. Şimdi  artık okul müdürlerimize, il ve ilçe yöneticilerimize iş düşüyor. Okul kontenjanlarını arttırmak için ellerinden geleni yapmaları  gerekiyor. Bu bir nebze çözüm olur, tamamen çözemeyiz. Bunu tamamen çözmemiz mümkün değil." dedi.

'Eğitim politikası kangren olmuş'

Türkiye'deki eğitim politikasının AKP ile kangren olduğunu belirten İzmir Eğitim Sen 2 Nolu Şube Başkanı Hasan Ali Kılıç, her yılın bir önceki yılı arattığını söyledi. Kılıç, 17 yıla varan AKP politikalarının milli eğitime uygulanışı bir arapsaçına dönüşmüş  durumda. Her yıl bir önceki yılı aratıyor. Bugün kangren olmuş bir eğitim politasıyla karşı karşıyayız. Ne okul müdürü, ne ilçe milli eğitim müdürü, ne de il milli eğitim müdürü bir sonraki günde uygulanacak eğitim polikalarını biliyor. Bir anda ters köşe  olabiliyorlar. Eğitim politikaları bu ülkede yerlerde sürünüyor. 300-400 bin öğrencimiz istemediği bir okula kayıt yaptırmak zorunda kalıyor. Siz bu ülkede bir öğrenci olarak istemediğiniz okullara milli eğitim bakanlığı tarafından zorla kayıt  yaptırılarak geleceğinizi karartmış oluyorsunuz. 90 ortalamalı bir öğrenciyi meslek liselerine koyarak bu kapitalist sistemde iş gücü yaratmak için onu yönlendirmenin ne kadar yanlış olduğu uygulanan sistemle açıkça görülmektedir. Çocuklarımız ilgi ve kabiliyetlerine göre gideceği liselere yerleştirilmeli ve liselerini kendileri seçmelidir" dedi. n Süleyman Gülen  

Tercih dönemlerini kaçırmayın

4 tane tercih dönemi olduğunu ve velilerle öğrencilerin bu dönemleri kaçırmaması gerektiğinin altını çizen Demir, "Şu anda 342 bin 392 boş kontenjan var. Bunlara tercih yapan çocuklarımız için 4 adet nakil dönemleri olacak, bu nakil dönemlerini sıkı takip etsinler. 6-10 Ağustos, 13-17 Ağustos, 27-31 Ağustos ve 3-5 Eylül tarihlerinde nakille başka okullara geçme şansları olacak, bunu iyi değerlendirsinler. Geçmiş dönemlerde bunları çok yaşadık. 4+4+4 sistemine geçtik öğrenciler mağdur oldu. Bu çocuklar belirli bir dönem 9. sınıfı bu şekilde bir arada okuyacaklar. Görünen manzara bu. 10. sınıfta çocukların mağduriyetlerinin giderilmesi için bakanlığın bir çalışma yapması lazım. Bakanlığın yayınladığı kılavuzda tercih yapmayan öğrencilerle ilgili bir ifade yok. Tercih yapmayanlara bakanlık tarafından bir hak verildi, yine aynı sıralamayla tercih yapacaklar. Bakanlık düzeltmek için büyük gayret içerisinde ancak görünen manzara mahkemedir. Elimizdeki verilerden velilerin mahkemeye gideceklerini görüyoruz. Velilerimize çok iş düşüyor, çocukların moral ve motivasyonlarını yüksek tutmaları lazım. İlerdeki tercih dönemlerini de hesaba katarak çocukların üzerinde baskı oluşturmasınlar. Okullar açılasıya kadar öğrencilerin önündeki 4 tercih dönemi bir nebze de olsa bu mağduriyetleri azaltacaktır. Sınavsız bir sistem düşünüyorsak bunun oturulup konuşulması lazım. Bakanlığın önünde diğer eğitim dönemi için koca bir sene var. Yeni sistemle ilgili oturup bir rapor oluşturulması ve bunun kamuoyuna sunulup görüş alınması gerekmektedir" diyerek sözlerini tamamladı.