İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in üreticiye verdiği destekler sürüyor. Başkan Soyer, bugün de “Manda Yetiştiriciliğinin Yeniden Canlandırılması ve Desteklenmesi" projesi kapsamında Kınık'ın Dündarlı Köyü'nde 12 üreticiye, Bergama'nın Dağıstan Köyü'nde de 10 üreticiye toplamda 73 manda hibe etti. Böylece İzmir'de üreticilere dağıtılan manda sayısı 198'e ulaştı. Dağıstan Köyü'nde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in üreticiye verdiği destekler sürüyor. Başkan Soyer, bugün de “Manda Yetiştiriciliğinin Yeniden Canlandırılması ve Desteklenmesi" projesi kapsamında Kınık'ın Dündarlı Köyü'nde 12 üreticiye, Bergama'nın Dağıstan Köyü'nde de 10 üreticiye toplamda 73 manda hibe etti. Böylece İzmir'de üreticilere dağıtılan manda sayısı 198'e ulaştı. Dağıstan Köyü’ nde düzenlenen manda dağıtım töreninde, ilk defa manda sahibi olan üreticiler, heyecanlı anlar yaşadı. Töreneİzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mustafa Özuslu, Bergama Belediye Başkanı Hakan Koştu, Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz, Köy-Koop Birlik Başkanı Neptün Soyer, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Ali Onat Çetin, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ertuğrul Tugay, CHP Bergama İlçe Başkanı Mehmet Ecevit Canbaz, CHP Kınık İlçe Başkanı İsmail Yılmaz ile ilçe kadın ve gençlik örgütü, İlçe Tarım Müdürü Ümmiye Çelik Saygın’ın yanı sıra Bergama’da bir çiftlik alarak burada yaşamaya başlayan klarnet sanatçısı Hüsnü Şenlendirici, belediye meclis üyeleri, kooperatif başkanları, muhtarlar ve üreticiler de katıldı.

Büyük katkı sağlıyor

Düzenlenen törende konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, manda besiciliğini, İzmir’den başlayarak ülke genelinde yeniden canlandırmak istediklerini söyledi. Manda yetiştiriciliğinin yeniden yaygınlaştırılması için ilk adımın, bir dönem manda besiciliğinin yaygın olarak yapıldığı Selçuk ilçesinde atıldığını anımsatan Soyer, İzmir’in her yerinde bu işi yaygınlaştırmayı hedeflediklerini açıkladı. Mandacılığın, üzerinde yaşanılan bu toprakların en önemli değerlerinden biri olduğunu ifade eden Soyer, “Dünyada en yaygın kullanılan peynirlerden mozerella peyniri, Doğu Akdeniz ve Anadolu'dan Batı Akdeniz'e doğru yayılmış olan mandaların sütünden yapılıyor. Düşünün ki başka bir ülke, bu ülkenin mandasının sütünden tüm dünyaya pazarladıkları bir marka yaratıyor. Böylece hem üreticisine, hem ülkenin milli gel irine büyük katkı sağlıyor” dedi.

Marka yaratmalıyız

Bereketli toprakların değerini bilerek İzmir’de yerelden kalkınmanın refah mücadelesini yürüttüklerini belirten Soyer, şöyle konuştu: “Bu toprakların bize sunduğu nimetleri; adil, sağlıklı ve güvenilir bir üretimle yerelden dünyaya pazarlamayı hedefliyoruz. Son yıllarda yanlış tarım politikaları nedeniyle kır ile kentin ilişkisinin bozulduğunu, köylünün toprağını bırakıp kentlere göç ettiğini, işsizlik ve yoksulluk gibi pek çok sorunun ortaya çıktığını gördük. Ancak biliyoruz ki bu dertlerin dermanı, bu sorunların çözümü tamamen bizim elimizde. Yeniden yerele, kırsala, köye ve buralardaki çiftçimize, köylümüze, üreticimize sırtımızı yaslarsak, bereketli topraklarımıza sarılırsak, tüm bu sorunları aşmak çok kolay.

Hijyen kiti ve gıda kolisi

Kınık’a bağlı Dündarlı Köyü’nde 300 kişiye hijyen kiti ve gıda kolisi dağıtıldı. Belediye ekipleri de yurttaşların koronavirüs salgınından korunmasına yönelik eğitim verdi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Toplum Sağlığı Dairesi Başkanlığı tüm dünyayı tehdit eden koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında 300 kişiye içerisinde dezenfektan, kolonya ateş ölçer, sıvı sabun el sabunu ve maskenin yer aldığı hijyen kiti ile gıda kolileriniKınık’a bağlı Dündarlı Köyü’nde dağıttı. Aynı zamanda eğitimin de verildiği köydeki programa İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile eşi Neptün Soyer ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ertuğrul Tugay da katıldı.
Köy kahvehanesindeki konuşmasında belediyenin yaptığı çalışmalar hakkında bilgi veren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Büyükşehir Belediyesi Toplum Sağlığı Dairesi Başkanlığını kurma gerekçelerini anlattı. Koronavirüs gibi bir hastalığın çıkacağını kimsenin bilmediğini söyleyen Başkan Soyer, “Böyle bir salgın yaşanacağını kimse bilmiyordu. Biz de bilmiyorduk. Toplum Sağlığı Dairesi Başkanlığı'nı 'İzmir’de böyle bir hastalık olursa ne yaparız' diye düşündüğümüz için geçen yıl kurduk. İyi ki kurmuşuz, şimdi daire başkanlığımız bu salgınla mücadele etmek için hem İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yol gösteriyor, hem de İzmir’de mümkün olduğu kadar herkesin hastalıktan korunması için çareler üretiyor. Bu salgın bütün dünyayı kasıp kavururken, biz İzmir’de bundan daha a z nasıl etkileniriz, nasıl sağlıklı kalabiliriz, bunun için size yardımcı olmaya çalışacağız” dedi. 

Kooperatif kurun

Konuşmasında tarımın önemine de değinen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, ithalata dayalı bir tarım politikası sürdürmenin mümkün olmadığını söyledi. Ülkenin artık ithalattan kurtulması gerektiğine dikkat çeken Soyer, bunun formülünü de şu sözlerle açıkladı: “Nasıl kurtulacağız? Kendi gücümüze güvenerek ve kendimiz üreterek. Bunun için kooperatif çatısı altında buluşmanız lazım. Aksi takdirde ürününüzü satmanız, karşılığını almanız mümkün değil. Ancak kooperatif çatısı altında buluşursanız emeğinizin karşılığını alabiliyorsunuz. Ürününü satabiliyorsunuz. Siz üretin, kooperatif çatısı altında örgütlenin, ben o zaman ürettiğiniz ürünleri satın alacağım. Çünkü sizin üretmenizden başka çaremiz yok. Sizin kendiniz iç ;in de bizim için de şehirli için de üretmenizden başka çaremiz yok.”


 

Editör: Haber Merkezi