1980'lerde, iş dünyasının tanınmış algı yönetimi uzmanı Dr. Richard Lowell, büyük bir şirketin toplantısında son derece kritik bir sunum yapacaktı. Ancak, şirket yönetimi ona yeterince güvenmiyordu ve sunumun sonunda bütçe onayı alması pek olası değildi. Bu zor durumda, klasik yöntemler yerine dikkat çekici ve sıra dışı bir strateji geliştirdi: kırmızı bavul tekniği.
Kırmızı bavul ve merak stratejisi
Sunum sabahı, Dr. Lowell toplantı salonuna parlak kırmızı bir bavulla girdi. İçerideki herkesin dikkati anında bavula kaydı ve gözler Lowell’ın üzerindeydi. Sunuma başladığında, kimse söylediklerine tam olarak odaklanamıyordu; herkes bavulda ne olduğunu merak ediyordu. Bu sırada, yönetim kurulu üyelerinin kafasında Dr. Lowell’ın projesiyle ilgili bir algı oluşmaya başladı: beklenmedik, ilginç ve gizemli.
Son hamle: Bavulu açmak
Tam sunumun sonunda, Lowell kırmızı bavulu açtı. İçinden yalnızca boş bir dosya çıkardı ve gülümseyerek şunları söyledi: “İnsanlar, anlamını bilmedikleri şeylere her zaman daha fazla değer yüklerler. Bugün boyunca kırmızı bavulun içinde ne olduğunu düşündünüz; çünkü merak ve belirsizlik yarattım. Tıpkı size sunduğum bu proje gibi. İçeriğini bilmeden reddetmeyin, önce anlamaya çalışın.”
Bu sözlerin ardından yönetim kurulu üyeleri birbirlerine baktı ve projeye bütçe onayı verildi. Dr. Lowell, kırmızı bavul tekniği sayesinde algıyı kendi lehine çevirmeyi başarmıştı.
Kırmızı bavul etkisi nedir?
Bu olay, iş dünyasında “kırmızı bavul etkisi” olarak bilinen bir kavramın doğmasına sebep oldu. Kırmızı bavul etkisi, belirsizlik yaratarak insanların dikkatini çekmek ve merak duygusunu harekete geçirerek algıyı şekillendirmek anlamına gelir. Belirsizlik, doğru kullanıldığında insanların kararlarını etkilemede güçlü bir araçtır.