Akhisar Belediyespor, bu sene hiç tat vermiyor. Kalitesinden pek bir şey kaybetmemesine rağmen, formundan çok şeyler yitirmiş görüntüsü çiziyor. Özellikle defansta yapılan hatalar, basit goller yemesine sebep oluyor.
Rakip her ne kadar geçen senenin şampiyonu Beşiktaş olsa da, şansı her zaman yaver gitmişti. Galibiyet için bir umut vardı. Fakat maçın başlamasıyla, defans yine ön plana çıktı. Beşiktaş'ın yeni transferi Talisca bir denedi olmadı, 2.'yi denedi olmadı ama 3.'de golü buldu. Tüm bunlar sadece 8 dakika içinde oldu. Gökhan İnler'in uzak mesafeden, yerden verdiği pasa hiç kimsenin müdahale edememesi ve Talisca'yı bomboş bırakmaları, bu lig oyuncularına hiç yakışmadı doğrusu.
Yenen golden sonra Beşiktaş geriledi, Akhisar rakip kaleye yüklenmeye başladı. Pozisyonlar da buldu, skora yansıtamadı. İlk yarının bu sonuçla biteceğini düşünürken, Rodegella kaleleri şaşırdı, Beşiktaş'ın 2. golüne adını yazdırdı.
Bu skordan sonra geri dönüş Beşiktaş karşısında çok zordu ama imkânsız değil. 2. yarıda Akhisar daha atak oynadı, yüklendi, ilk yarıdaki gibi pozisyonlar buldu, golü bulamadı.
Beşiktaş sahada sadece attığı ilk gole kadar vardı sadece. Sonra durdu, Akhisar çabalamaya başladı. Akhisar hata yaptı, Beşiktaş golü attı, Beşiktaş hata yaptı ama Akhisar golü atamadı, Sahadan 2-0 mağlubiyetle ayrıldı.

Göztepe zirveye doğru...


Kadro değeri olarak, rakibinin neredeyse 2 katı idi Göztepe. Bunun yanında bir de daha genç oyunculardan oluşması ve de üstüne evinde oynuyor olması, sarı kırmızılıları ön plana çıkarıyordu. Bu maçı kazanmayacaksın da hangisini kazanacaksın. Öyle de oldu. Tüm avantajlarını kullandı, rakibinden çok daha iyi oynadı, net bir skorla, Şanlıurfaspor'u 2-0 yendi, zirveden de uzaklaşmamış oldu.

10 kişi Denizli, 3 puanı aldı

Denizlispor, 0-0 giden maçta,  İsmail'in 2. karttan atılmasıyla, Sivasspor karşısında 10 kişi kaldı. 50 dakikadan fazla bir süre vardı maçın bitmesine. İlk yarıyı gol yemeden tamamlamayı başardı.
45 dakika daha vardı. 'Bu skoru ne kadar koruyabilir' derken, golü bulan takım Denizlispor oldu.
Maçın bitmesine hâlâ çok vardı. Elbet yorulacaktı bir süre sonra. Ama bir mucize gerçekleşti. Hava kararmaya başladı başlamasına fakat ışıklar yanmadı. Hakem de oyuncuları soyunma odasına gönderdi. 27 dakika boyunca, dinlenme fırsatları oldu. Eksik de olsalar, iyice dinlenmişler, dinçleşmişlerdi.
Gel gör ki, 83'de gelen gol moralleri bozdu. Sivas galibiyet golünü ararken, defansında verdiği açığı çok iyi değerlendiren Denizli, 3 puanı getiren golü bulmayı başardı. Bu skorla da kendini ilk 6 içine atmış oldu.

Fırtınalı günler, puana mani olmadı

Altınordu, fırtınalı günler sonrası, ligin en güçlü ekiplerinden biri olan Adana Demirspor deplasmanında sahaya çıktı. İtiraf etmeliyim ki, bu maçta Altınordu'ya hiç şans vermemiştim. Her şeye rağmen, bu zorlu deplasmandan 2-2 berabere kalarak, puanla dönmesi alkışlanacak bir şey. Ev sahibi takım da taraftarlarını bir o kadar şaşırttı. Beraberlikler takımı oldu çıktı.

Deneyim kazandı

Manisaspor, Giresunspor'dan 4-5 yaş daha genç bir kadroyla sahaya çıktı. Bu bir avantaj olarak görülse de, ev sahibi takımın oldukça tecrübeli oyunculardan oluşması bir dezavantajdı. Teknik Direktörü Hasan Akçaylı da bunun farkındaydı ve takımını temkinli oynatmayı tercih etti. Yetmedi ve kazanan 3-1'lik skorla, deneyimli ekip oldu.

Kardeşcesine

İki kardeş takım Bandırmaspor ile Balıkesirspor, maç sonunda da sahadan kardeşçesine ayrıldı. 90 dakika sonunda gol atmayı başaramadılar. Oysa maçta her iki takımda gollük pozisyonlar yakaladı ama topu bir türlü filelerle buluşturamadı. Balıkesir takımları birer puan kazandı fakat üst sıralarla olan fark daha da açıldı.

Dipten kurtuluş

Oynadığı 2 maçtan da sahadan boynu bükük ayrılan Bucaspor, deplasmanda Fatih Karagümrük karşısında 3-2 galip geldi. Pek de beklenmedik bir galibiyet sayılmaz elbet. Bucaspor kadro olarak rakibinden daha değerli bir takım. Deneyim olarak da çok üstün. Öyle ki, Karagümrük takımı çok çok genç oyunculardan kurulu. Yaş ortalaması 21.9. Bu hafta diplerden çıkmayı başardı. Sıra çarşamba günü oynayacağı Türkiye Kupası maçında geldi.

2. Lig Kırmızı Grup'tan

Aydınspor 1923, deplasmanda 2 maçta 2 galibiyet alan Hatayspor ile karşılaştı. Bu mücadelede Aydınspor1923'ten en az 1 puan beklemedim değil. Olmadı. 1-0 yenildi. Hatayspor bu sonuçla zirveden inmedi. Ama burada pek fazla kalacağını düşünmüyorum. Eh tabi geçen seneki Leicester City mucizesini de unutmamak gerekir.
Karşıyaka, kendisi gibi 2'de 2 yapmış rakibiyle oynadı. Ankaragücü'nün cezası nedeniyle maç tarafsız sahadaydı. Bu grupta favori gördüğüm takımların başında geliyor sarı lacivertliler. Maça hâkim olan takımdı. Pozisyonlara girdi, pozisyon pek vermedi. Maçta kaleci Erhan öne çıktı. Geçen sezon son haftalarda devraldığı kalede, hatasız maçlar çıkardı, çıkarmaya da devam ediyor. Kalesini gole kapatan genç kaleci maçın son dakikalarında, 88. dakikada çaresiz kaldı. Bu gelen tek gol maçın skorunu belirledi. Karşıyaka hala bazı silahlarını yedek kulübesinde tutuyor. Onları takıma monte ettiği takdirde, çok daha büyük işler başaracaktır elbette.
Menemen Belediyespor'da, daha maçın 22. dakikasında, yıldız oyuncusu Gökhan Ünal sakatlanarak oyunu terk etti. 36. dakikada da geriye düştü. İlk yarı böyle bitti. Aklıma gelen şey, 'bu kadroya rağmen, bu haftada mı galibiyet yüzü göremeyecek' idi. Çok şükür ki, 2. yarıda attığı 2 golle, ilk galibiyetini almayı başardı.

2. Lig Beyaz Grup'tan

Nazilli Belediyespor'un, Amed Sportif'le 1-1 berabere kalması, 1 puan kazanmak değil, 2 puan kaybetmekti. Kazanması gerekiyordu. Ama bu grupta, puan kaybetmeyen takım yok ve şampiyonluk için aday da doğal olarak çok. Zorlu bir sezon olacak gibi.
Fethiyespor için kolay bir hafta idi maç öncesi. Maçın daha 6. dakikasında yenen gol şok etse de, cevabın kısa sürede gelmesi rahatlattı. Amma velakin Ofspor'un 2. golü bulup öne geçmesi ve üstüne de 38. dakikada kırmızı kartla 1 kişi eksik kalmak, derin bir offff çektirdi Fethiyelilere. 10 kişi olmak, 2-2'nin yakalanmasına engel olmadı. Bu da hiç yoktan iyi idi.

3. Lig'den

Altay'a Tekirdağspor dur dedi, 2 puanını aldı götürdü. Kadro değeri olarak Altay rakibinden 5-6 kat daha üstündü, bu üstünlük yetmedi. Sevindirici şey, bu puan kaybı Altay'ı zirveden indirmedi.
Kızılcabölükspor, sahasında 24 Erzincanspor karşısında da galibiyetle tanışamadı, 0-0 ile ikinci beraberliğini aldı.

***

Bodrumspor, Mümin Aysever'in 2 golü ile 3 puanı almayı başardı, zirvenin 1 puan arkasında, 3. sırada yerini aldı.
Manisa BBSK 4 köşe. Çarpıcı bir skorla Derincespor'u 4-1 mağlup etmeyi başardı, ligde 4. sıraya yükseldi.
Tire 1922'de bu haftanın modasına uyanlarındandı. Kendi sahasında geriye düştü, sonra beraberliği yakaladı ve 1 puana razı oldu. Yeşil Bursa'dan daha iyi bir takım ama bu skora yansımadı.

***

Muğlaspor, lige puan silme cezası ile giren Orduspor deplasmanında idi. 9 puan geride başlamasına rağmen Orduspor'un kadrosu iyi. Küme düşmeyecektir. Bu takımdan deplasmanda 2-2 berabere kalarak puan alabilmek, başarı sayılır.
Afjet Afyonspor, en az 1 puan alabileceği Payasspor maçında, 4-1 gibi farklı bir skorla mağlup oldu. Ama bu grup, bu sonuçların affı olmadığı izlenimi veriyor maalesef.
Galibiyet yüzü göremeyen Bergama Belediyespor'un, mağlubiyet yüzü görmeyen Darıca Gençlerbirliği'ni, deplasmanda yenmesi (1-0), büyük sürprizdi.
Sürpriz sonuçlardan birine de Denizli BBSK imza attı. Ama bu sürpriz aleyhine gerçekleşti. Puanı olmayan Ankara Adliyespor'a sahasında 1-0 yenildi, taraftarını üzdü.

Topsuz oyunun önemi

Fenerbahçe'nin geçen hafta oynadığı Avrupa Kupası maçından bahsetmek istiyorum. Sarı lacivertliler maçın favorisi idi ama gel gör ki beraberlik son dakikada da değil, son saniyede kurtarılabildi.
Üzerinde duracağım konu ise, son saniyede atılan gol değil, yenen gol. Başrol oyuncusu ise Ozan Tufan.
Zorya Luhansk, kendilerine göre sağ kanattan atağa kalktı. Orta sahadan bir oyuncu da hızla ileriye çıktı, kanattaki arkadaşından pası aldı, bekletmeden geriden gelen başka bir takım arkadaşına, çok güzel bir pas çıkardı. Kendine doğru gelen topa, normalden çok çok daha hızlı suç çekilir. Öyle de oldu, top füze gibi gitti ve ağlarla buluştu.
Şimdi de Ozan üzerinden devam edeyim.

Ozan rakip atağa kalkmışken kendi kalesine doğru koşmaya başladı. Orta sahayı biraz geçmişken, önünden rakip takım oyuncusu geçti. Fakat o toptan gözünü ayırmadı, rakibi hiç önemsemedi. Taa ki ceza alanı önünde, sağdan atağa kalkan kişinin, sadece bu önemsenmeyen oyuncu dışında pas atacağı kişi kalmayıncaya kadar. İşte o zaman müdahaleye kalktı ama uzaktı, yapabileceği bir şey yoktu. Eğer Ozan bu kişiyle birlikte koşmuş olsa, topla oynayan Zoryalı, pas verecek kişiyi bulamayacak, topu da kaptıracaktı. Bir halkanın bile zayıf olması, takım ne kadar iyi olursa olsun, sonucu böyle hüsran olur. Bu yenen golün sadece 1 sorumlusu var, o da yazımın başrol kahramanı.
Bu topsuz oyunun ve aklın ne kadar önemli olduğunu gösteren güzel bir örnek, herkes için. Maalesef ülkemizde topsuz oyun hiç önemsenmiyor, Avrupa'nın kaale bile almadığı futbolcuları, yıldız olarak görüyoruz. Sonuç olarak da Avrupa'da, kendinden kat kat daha ucuza kurulmuş takımlara bile elenip, evimize dönüyoruz.
Bir ek daha yapayım. Ağaç yaşken eğileceğinden, bu tür pozisyonları futbol okullarında mutlaka izlettirmeliler ve o yaşta beyinlerine kazımalılar. Sadece top peşinde koşturarak, yıldız oyuncu yaratılamaz.