Galibiyeti olmayan Boluspor ile deplasmanda karşı karşıya geldi Menemenspor. Buraya 3 puan için gelmişti ama oyunu hiç de öyle değildi.
Topu verdi rakibine, çekildi kendi yarı alanına. İzledi rakibinin pas yapmasını. Ancak rakibinde ne hırs vardı ne de istek. Sadece topa sahip oldu, hiç bir şekilde baskı kuramadı.
Sarı lacivertli takım, ileride oynayan 3 yabancısının hızına sığındı, defansta kaptıkları topları, ileride onlarla buluşturmaya çalıştı. İşe de yaradı, bu sayede pozisyon olarak altta kalmadı.
Az pozisyon vardı. Bazıları netti. Ancak onları gole çevirecek kalitede oyuncular yoktu. Böyle olunca maç golsüz beraberlikle sona erdi. 
Hemen bir örnek vereyim. Tidjani, defans arkasında topla buluştu, ceza alanına girdi, çaprazdan şut çekti, yan ağları sarstı. Tamamen amatörce bir vuruştu. Tüm gücüyle ayağını savurdu, kaleye vurmak istedi. Kafasını kullanıp da oradan nasıl vurulması gerektiğini düşünmedi. Gol atma yeteneği yok denecek kadar az. Çok ama çok çalışması gerekir. 
***
Menemenspor'un ilk haftalarındaki o savaşçı kimliğini, bu maçta pek göremedim. Bu takım savaşmadan oynarsa, kötü günler yaşayabilir. 
***
Sarı kartla oynayan Cem, topu ayağından açtı, hamle yapmak isterken o kadar ağır kaldı ki, rakibi daha önce topla oynadı, böyle olunca o da ayağına bastı. 2. sarı kart ve oyun dışı. Ben pozisyon gereği, istemeden basmalara kart gösterilmemesinden yanayım. Maalesef bu kadar ağır kalınmasında çıkarılacak karta itiraz edemem.
***
Temizlikçi Rıdvan... Yağmur yağdığından dolayı yerler ıslaktı. Sağ taraftan tüm taçları Rıdvan kullandı. Ama her taçtan önce topu formasıyla sildi. Bembeyaz forma, simsiyah oldu. Onun dışında formasıyla silen yoktu. 

Akhisarspor zor yırttı

Gençlere yönelen Akhisarspor, kendi gibi genç ağırlıklı kadroyla mücadele eden Bursaspor'u ağırladı. Göze hoş gelen bir karşılaşma izledik. Her iki takım da galibiyeti istedi, her iki takım da topa sahip olmaya çalıştı, pas yaptı, her iki takım da oyunu çirkinleştirmeyi, zaman geçirmeyi pek düşünmedi.
Oyunda üstün taraf yoktu. Bu ligin ortalamasının üzerinde pozisyon vardı, kaçan goller vardı, güzel goller vardı, son saniyelerde de kaçan ya da kurtarılan penaltı vardı.
Net pozisyonlarda üstünlük Bursaspor'daydı. Örneğin Ali karşı karşıya kalmışken, ceza alanı çizgisi üzerinden direk dibine plase yapmak istedi, auta vurdu. Kale içinde ıska geçilmesi yüzünden kaçan yüzde yüzlük pozisyon da vardı. 
***
20 yaşındaki Hasan Ali Adıgüzel 7. dakikada güzel bir gol attı ve yeşil siyahlı takımı öne geçirdi. 18 yaşında, Galatasaray'da da forma giymiş Ayhan Akman'ın yeğeni Ali Akman, 21. dakikada aynı güzellikte attığı golle cevap verdi ve skora beraberliği getirdi.
Sonradan oyuna giren Çekdar, takımını tekrar öne geçirdi. Karşılaşmanın uzatmalarında Musa Nizam'ın koluna çarpan topta, kazanılan penaltıyı, Lukac ayaklarıyla çıkardı.
***
Akhisarspor, son saniyelerde deriiin bir oh çekti, 2-1'lik galibiyetin mutluluğunu yaşadı.
Her iki takımın da gençleri güzel oynadılar. Yetenekleri var. Bu performanslarının üzerine katarak devam ederlerse, ilerleyen yıllarda onları iyi yerlerde görebiliriz.

Kırmızı kart doğru karar mıydı?

Beşiktaş'tan Josef de Sousa, Denizlispor maçında, 67. dakikada doğrudan kırmızı kartla cezalandırıldı. Topla giden Varela'yı faulle durdurmak istemişti. Buna, kırmızı kartın ağır olduğunu söyleyen var. Benim fikrime göre burada 2 tane sarı kart var. 
İlki; kasti bir faul var. Tehlike oluşabileceğini düşünüp, faul yapma gereği duydu. İkinci olarak da ayak tabanı, rakibinin arka baldırına denk geldi. Hem baskı uyguladı hem de kramponunun dişleri sıyırıp geçti. Derinin soyunmasına neden olabilir. Ben hakem olsam, iki sarı kartı da toplayıp, kırmızıyı gösterirdim. Maçın hakemi Alper Ulusoy, uyarı sonrası, VAR'dan bakıp da karar verebildi ancak, yoksa gözünden kaçmıştı.