Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğü ekipleri Bayraklı ve Bornova'daki binalarda belirtildiğine göre 'detaylı tespit' çalışmalarına başladılar.

Yine verilen bilgiye göre; bunları az, orta ve ağır hasarlı olarak kategorilere ayıracaklar.

Bu işlemler 10 gün içinde bitirilecek...

İlk bakışta normal hatta alkışlanacak bir çalışma olarak görülüyor.

Bu arada Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay da ilçede 2 binin üzerinde hasarlı bine ihbarı aldıklarını, bu sayının 4 binlere varabileceğini belirtti.

Biliyorsunuz;

Bayraklı, Bornova ile Karşıyaka'dan alınan mahallelerle ilçe haline getirilmişti.

Gökdelenleri yapmakla ünlü bir İzmirli müteahhit Bayraklı'da AKP'den belediye başkan adayı gösterilmiş, son model jeep ile yoksul mahallelerde oy istemeye gidince başta kendi partililere olmak üzere semt sakinleri tarafından protesto edilmişti.

Şimdi yine ortada ve 'Benim binalarım sağlam' diyor...

Bunu da televizyonda belli bir görüşü olan bir kadın araya sıkıştırıyor...

Neyse konumuz bu değil...

Sabahtan bu yana Bornova'da kiminle görüşsem, 'uzman' diye adlandırılan ya da sayılan, düşünülen kişilerin evlerini, apartmanlarını kontrole geldiklerini ifade ettiler.

Çoğunluk 'sağlam' iddiasında bulunuyor...

Sadece tanıdıklarımdan ikisinin apartmanları 'çürük' yani 'ağır hasarlı' olarak gösterilmiş...

Biri için ise ilk ekip kesin karar verememiş, daha uzman kişilerin geleceğini açıklamışlar.

Şimdi Şeytanın avukatlığını yapayım?

Memurların halini hepimiz biliyoruz....

Hatta doğrudan memurlardan öğreniyoruz...

'Salla başını al maaşını' diyenler var...

Bilgisayarın başında oturup mesleğinin inceliğini unutanlar bile...

Bunlar da görevli ise başarı oranı yüzde kaç olur?

Bu arada açık ve net önerim;

Kesinlikle ve kesinlikle belediyeleri ve memurlarını bu işe karıştırmamak lazım...

Çünkü onlar bazıları ile senli benli olmuşlardır...

Ya akrabaları vardır ya da komşuları...

Bir kahvenin 40 yıllık hatırı burada ortaya çıkar ve 'sağlam' derler...

Bazı muhtarların partililerini kayırdıklarını da bilmeyenimiz yoktur...

Önceki yıllarda bağışların, hatta devletin verdiği yardımların kimlere gittiğini tüm medya yazmıştı...

Aynı durumla karşılaşmamız lazım...

Ya ustalar ve çalışanlar!

İlk kez bir mühendisin bir doğru konuştuğuna tanık oldum...

Ama nedense kulak veren olmadı....

Müteahhitlerin Allah Cezasını versin, diyoruz...

Bir kısmını ayırarak...

Mühendislerin bir kısmı için de aynı laflar ediliyor...

Tabii ki acılı durumda kimse bir şey söyleyemiyor...

Rüşvetçi memur ya da yetkilileri de biliyor ya da duyuyoruz...

Bu konularda içimizdeki şüphe hiç gitmiyor, beynimizi de deliyor...

Ama mühendis hanımın dediğine kulak asan yok!

Söylediği şu:

İstenilen randımanda beton dökülsün, tamam!

Ya sonrası;

Bunun vibratörle dağılması daha doğrusu mikser gibi karıştırılması lazım...

Bunu da ehli olan yapar...

Aksi halde içindeki hava kabarcıklarından tutun da teknik olarak uzmanların bileceği büyük hatalar doğar ileride...

Yani o beton işe yaramaz...

Görüntüde vardır...

Demirciler bağlantıları nasıl yapacak?

Kaçı biliyor?

Bunların denetimi var mı?

'Denetim elamanları' başlarında mı?

Tuğla'nın kullanımdan önce ıslatılması lazım...

Yani su içinde bekletilmesi...

Siz hiç buna uyanı gördünüz mü?

Dökülen betonun sabah akşam mutlaka sulanması gerekiyor...

Bunu yapan kişinin kaçı görevinin bilincinde...

Yani işçilik sıfır oluyor, üç beş kuruş kazanılacak diye...

İşçiler kimler?

Yani sanatkâr denilen ya da usta denilen kişileri...

Daha düne kadar 'ucuz' diye Suriyeliler kullanıyordu...

Ya da dağdan şehre inen bir kısım sözde göçenler...

Denizi burada görenler...

Bunların ellerinde hiçbir sanat yok...

Bilgileri de bu konularda sıfır..

Bir ara kurslar açıldı, ustalık belgesi verildi ve 'olmayan çalışamayacak' denildi hiç denetim yapıldığını gördünüz mü?

En basitini söyleyeyim;

İstanbul'da 'vale' denilen kişiler var...

Çok değerli aracınızı restoran ya da otelin önünden alıp otoparka götürüp getirenler..

Birçoğunun ehliyeti yok...

Ama sohbet ettikleri hangi trafik polisi bunlara 'ehliyetin var mı?' diye sordu...

Bunun gibi bir şey...

Yani Müteahhit, mühendis, usta, işçi ve denetçi konularında çok sıkı takip yapılmalı...

Gözle ya da sadece üç dört saatlik mesai içinde bu iş yeterli olamaz...

Durum değerlendirilmesinde son sözümüz de şu:

'Çirkin paylaşımlar yaparak, insanların inancını, yaşam tarzını, tercihlerini yargılayanlar asla bu milletin bir ferdi olmamıştır.'

KURDELA

Seferihisar'da inşaatlara beton dökümü durduruldu

Seferihisar'da 30 Ekim Cuma günü 6.9 şiddetinde yaşanan depremden sonra alınan karar doğrultusunda inşaatlara beton dökümü durduruldu.

Seferihisar Belediyesi İmar işleri Müdürlüğü, TMMOB ve İnşaat Mühendisleri Odası bu kararın artçı depremlerin devam etmesi nedeniyle alındığını bildirdi.

Belediye Başkanı İsmail Yetişkin "İlçemizde yapı güvenliği önceliğiyle yaptığımız çalışmalar sonucu yaşadığımız deprem felaketinde merkez üssü Seferihisar olmasına rağmen herhangi bir çöküntü ya da yıkım gerçekleşmedi. Artçı depremlerin devam ettiği bu süreçte, inşaatı devam eden tüm şantiyelerde önlem olarak beton dökümünü 1 ay (04.11.2020 – 04.12.2020) süreyle durdurmuş bulunmaktayız" dedi.