Terör yine yüzünü gösterdi. Terörün spora etkilerini bir kaç ay önce görmüştük ve ben de köşeme taşımıştım. Bu son olayın da etkileri spora yansımaya başladı. Basketbol Uluslararası U-20 Kızlar Turnuvası iptal edildi ve sonra da Uluslararası Buca Belediyesi Başkanlık Tenis Kupası'na birçok tenisçi katılamayacaklarını ilettiler. Bu daha başlangıç maalesef.
Sporda tam da transfer zamanı. Kulüplerimiz maddi anlamda batak içerisinde. Fütursuzca harcanan paralar, artık dert olmaya başladı. Gerek UEFA, gerek TFF kulüplerin yakasına yapıştı. 
Kaliteli oyuncular ülkemizi tercih etmiyorlar. Getirtebilmek için mecburen 2 katı ücretler ödemek zorunda kalınıyordu. Terör bu fiyatı şimdi 3-4 misline çıkardı. Daha ucuza getirmenin yolları aranırken, iyice çıkmaza girildi. 
Saldırıların yapıldığı yer de ülkenin can damarı. Ülkemize gelenlerin mutlaka geçmek zorunda olduğu yer. Türkiye'ye her giriş yapanı psikolojik olarak etkilememesi mümkün değil. Bu şartlar altında, yıldız oyuncuları sadece televizyonlarda görebileceğiz ne yazık ki. 
Başka bir vahim durum var ki, o da politikacılar. Olaylarda hiç bir zafiyetin olmadığı söylemi, 'elimizden geleni yapıyoruz ama yine de saldırı düzenleyebiliyorlar, baş edemiyoruz' olarak yorumlanıyor yabancılar tarafından. Bu elbette tüm sportif faaliyetlerin önünü tıkayacaktır. Tüm önlemlere rağmen, saldırı düzenlenebiliyorsa, herhangi bir organizasyonda, ne kadar önlem alınırsa alınsın, teröristlerin insafına kalınacak. Kim bunu göze alabilir ki?
Transfer köşesi
Göztepe: 22 yaşında, Galatasaray alt yapısında yetişmiş stoper Emre Can Coşkun'u 50 bin euro karşılığında transfer etti. Sağ bekte de oynayabiliyor. Kiralık olarak 1. Lig'de 41 kez görev aldı. Geçen sezonun ilk yarısında Alanyaspor'da, 2. yarısında Giresunspor'da forma giydi. Üst düzey bir katkı sağlayabileceğini düşünmüyorum. Bazı sorunlar da yaşanabilir.
Balıkesirspor: Konyaspor'dan 123 bin euro bedelle, 23 yaşındaki ön libero İshak Çakmak'ı transfer etti. Orta saha ortasında ve sağında da oynayabiliyor. Az da olsa Süper Lig tecrübesi var. Son 3 hafta sakatlığı sebebiyle kiralık oynadığı Gaziantep BB'de forma giyemedi. İstikrarlı olsa da, 1. Lig'de üst düzeye çıkabileceğini düşünmüyorum.
İnegölspor'dan, bedelsiz olarak 28 yaşındaki kaleci Atilla Özmen'i transfer etti. Altay'ın altyapısında yetişmiş, Beşiktaş'a kiralanmıştı. Fakat gittiği hiç bir takımda ki 2. Lig dâhil, pek forma şansı bulamadı. Gereksiz bir transfer olduğunu düşünüyorum.
Adana Demirspor'dan 29 yaşındaki santrafor Abdulkadir Özgen'i bedelsiz olarak transfer etti. Forvet arkası ve sağ kanatta da oynayabiliyor. Bucaspor ve Manisaspor formasını da giydi. Süper Lig tecrübesi var. Geçen sene kadroda pek tercih edilmedi. Yine de faydası olabileceğini düşünüyorum.
1860 München'den, 28 yaşındaki sol kanat oyuncusu Arnavut Valdet Rama'yı transfer etti. Her iki ayağını da kullanabiliyor. Bu sebepten sağ kanatta da oynayabiliyor. Bir diğer oynayabildiği mevki de santrafor. Geçen sene sadece 16 maçta görev alabildi 2. Bundesliga'da. La Liga'da Real Valladolid'de forma giydi. 15 kere milli formayı terletti. Fakat vasatın üzerine çıkamadı hiç bir zaman. Pek faydalı olabileceğini düşünmüyorum.
Akhisar Belediyespor: Sporting CP'den 29 yaşındaki Portekizli sağ bek Miguel Lopes'i kiralık olarak kadrosuna kattı. Kariyeri boyunca pek forma şansı bulamadı ve inişli çıkışlı performans sergiledi. 4 kez milli takım formasını giydi. Geçen seneyi La Liga'da, Granada'da geçirdi. Sürekli tercih edilen bir oyuncu olamadı ve 26 lig ve 3 Kral Kupası maçına çıktı sadece. Çok başarısız bir performans sergiledi. Gereksiz bir transfer olduğunu düşünüyorum.
Menemen Belediyespor: Kocaeli Birlik'ten 36 yaşındaki ön libero Ertuğrul Arslan'ı bonservis bedeli ödemeden transfer etti. Orta sahada da görev yapabiliyor. Süper Lig'de 86 maçta forma giydi. Geçen sezon Göztepe ve Kocaeli Birlik'te çok az forma şansı bulabildi. Yaşının çok ilerlemiş olduğunu da göz önüne alırsak, pek fazla katkısı olabileceğini sanmıyorum.
Bandırmaspor: Gençlerbirliği'nden 20 yaşındaki santrafor Atabey Çiçek'i transfer etti. Geçen sezon 2. Lig'de mücadele etti ve 19 maçta 6 gol atabildi. Performansını yükseltmesi gerekir, aksi halde takıma pek katkısı olmaz.
Derslik pozisyonlar
Galler ve Belçika maçı. Dakika 31. Galler, Belçika'nın sol tarafından korner kullanıyor. Ceza alanı içerisinde boş pozisyondaki Ashley Williams, kafayla topu direk dibinden ağlarla buluşturuyor. Oysa korner atılırken Belçikalı Kevin De Bruyne direk dibini tutuyordu. Top ceza alanına doğru süzülürken, kalenin ortasına, kalecinin yanına doğru kaymaya başladı. Oraya gelecek topu kaleci kurtarır zaten. Direk dibine giden toplara uzanamaz. Olması gerektiği yerde kalsa, top üzerine gelecekti.
Neredeyse tıpa tıp aynı pozisyon, Fransa ile İzlanda arasındaki maçta yaşandı. İzlanda'nın solundan kullanılan korner atışında Pogba kafayı vurdu ve direk dibinden topu ağlara gönderdi. Burada da İzlandalı oyuncu direkten 1 adım uzaktı. Yapması gereken direğe tutunmak ve onu hissetmekti. Çünkü direğe doğru yapılan hamlelerde, direğin yerini tam olarak algılanamadığı için çarpmaktan korkulur. Tutunmak, bir de 10 cm. kadar önde olmak sayesinde bu korku hiç bir zaman yaşanmaz.
Formula 1, fanları çok konuşturdu
Formula 1 hafta sonu Avusturya'daydı. Yarışta lastikleri çok zorlayıp, piste mümkün olduğunca geç girmek isteyen Sebastian Vettel'in lastik patlatması ve sonrasında kaza yapıp yarış dışı kalması, Ferrari taraftarlarını oldukça kızdırdı. Herkes gibi daha erken girip, yeni lastikler takması gerektiği ortak fikirdi. Fakat Ferrari cephesinden 'lastiklerin daha uzun dayanabileceği, patlamasının başka sebeplerden ötürü olduğu' açıklaması yapıldı.
Son turda lider Nico Rosberg ile arkasındaki Lewis Hamilton'ın teması yarışa damgasını vurdu. Rosberg kanadını kırdı ve 4. sıraya geriledi, Hamilton ise yarışı ilk sırada bitirdi. Yarışseverler bu konuda ikiye bölündü ve kimi Hamilton'ı, kimi de Rosberg'i savundu. Her ne kadar hakemler Rosberg'i suçlu bulup, bir de ceza verseler de sanal âlemdeki tartışmaları bitiremedi.