İki hafta önce limonun kilosu 6 TL'ye yükselince ilk tepki Ferhunde Hanım'dan gelmişti.

Ayşe Teyze'den önce davranan Ferhunde Hanım, 'Balkonumda limon yetiştireceğim!' diyerek tepkisini ortaya koymuştu.

Açık yürekli bir davranış...

Bu tepkiden bir hafta sonra ise pazarda limonun kilosu 8 TL'ye yükseldi.

6 TL'den 8 TL'ye zıplayış pek hayra alamet değil...

Bakalım bu Pazar yani bugün durum ne olacak?

İşin özü şu:

Mağara depolarda saklanan limonun kilo fiyatı semt pazarlarında 6, marketlerde 10 liraya ulaştığında bir araştırma yaptım.

Ferhunde Hanım'ın tepkisine neden olan limonun fiyat artışı nedendi?

Geçen yıl aynı dönemde kilosu 2- 3 liradan satılan limondaki fiyat artışının nedeninin, hasat döneminde yaşanan don olayına bağlandığını öğrendim.

Dondurucu havaların verim kaybına neden olduğunu, buna bağlı olarak hasat edilen limonun tonajının gerilediğini belirten limoncular, 'Yeterince limon depolanamadı. Güney yarımkürede, özellikle Arjantin'de de limon üretimi iyi gitmedi. Bu yüzden tüm dünyada limon fiyatı arttı. Ancak bu artış geçicidir. Ağustos sonunda turfanda limonun toplanmasıyla fiyat dengesini bulacaktır' dediler.

Yani biz bugün pazarda ucuzluk beklemeyelim...

Zaten Cumhurbaşkanımızı seçmek için sandık başına gideceğimizden, 'Kim kazandı?' diye heyecanla beklerken, pazarda etiketlerin değiştiğine de dikkat etmeyeceğiz.

 
Önce Alaçatı pazarında

Belki anımsayacaksınız.

Çeşme – Alaçatı pazarına İstanbullular akın edip, 'Fiyatı önemli değil, kaliteli olsun!' diyerek bol para saçınca, ilk tepki yerli halktan sonra da yazlıkçılardan gelmişti.

Ama sonuç değişmedi.

Şimdi benzer durum Urla İskele'de yaşanıyor.

Urla, İzmir'e yakınlığı, ulaşım kolaylığının yanı sıra, temiz havası ve tabiat güzelliğiyle dikkat çektiğinden özellikle işadamları, sanayiciler ve hatta çevreciler tarafından tercih edilen bir sahil kenti oldu.

Urla'nın yeni sakinleri de İskele'de, 'Hoş geldin!' diye karşılanıyor.

Etiket yok!

Ya da anlaşmalı...

Tek fiyat!

'İstersen al!' mantığı...

'Yersen!' diyorlar...

Ehhh, başka çare yok ki!

Sıcakta bırakın gezmeyi yürümekten bile bunalan ileri yaşlı teyzeler, amcalar da 'Bir iki liralık fark nedir?' diyerek, halden getirilen sebze ve meyveyi alıyor.

Yine başa dönelim


Limondan başladık nereye gittik?

Biz yine limona dönelim!

Limondaki aşırı fiyat artışının üreticiye bir faydasının olmadığını söyleyebilirim.

Fiyatın yüksek olması üreticinin bir işine yaramıyor.

İşin kaymağını malı stoklayan yiyor.

Şu anda 10 liraya kadar satılan limonu, üretici dalında 80 kuruşa satmıştı. Aradaki fiyat farkı rahatsız edici.

Fiyatların böyle yüksek olmaması ve her dönemde ürün bulunabilmesi için üreticilerin kooperatifler altında toplanması gerekiyor.

Kooperatifler aracılığıyla piyasaya sürülecek ürün sayesinde fiyatlar kesinlikle artamaz.

Aslında, Arjantin'de üretim sıkıntılı olunca tüm dünya limon krizine girdi diyebiliriz.

Bu yüzden Avrupa'da da limonun tanesi 0.85 Avro'dan satılıyor.

Az önce de belirttiğim gibi, ağustos ayının sonlarına doğru fiyatların normale dönmesi bekleniyor.

Öğretici ve bilgilendirici

Tatil günü olduğu için sizinle bir hikayeyi paylaşayım.

Usta bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış. Büyük usta, öğrencisini uğurlamış.

Bu arada çırağına 'Yaptığın son resmi, şehrin en kalabalık meydanına koyar mısın?' demiş.

Sonra devam etmiş:

'Resmin yanına bir de kırmızı kalem bırak. İnsanlara, resmin beğenmedikleri yerlerine bir çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmeyi de unutma!'

Moraliniz bozulmasın

Öğrenci, birkaç gün sonra resme bakmaya gitmiş.

Resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş.

Üzüntüyle ustasının yanına dönmüş. Usta ressam, üzülmeden yeniden resme devam etmesini tavsiye etmiş.

Öğrenci resmi yeniden yapmış.

Usta, yine resmi şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş.

Fakat bu kez yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça koymasını söylemiş.

Yanına da, insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını önermiş.

Öğrenci denileni yapmış. Birkaç gün sonra bakmış ki, resmine hiç dokunulmamış. Sevinçle ustasına koşmuş.

Bazen dozunu kaçırıyoruz

Usta ressam şöyle demiş:

'İlkinde, insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı.

İkincisinde, onlardan müspet, yapıcı, olumlu olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi.'

Sonuç şöyle

Özetle:

- Emeğinin karşılığını, ne yaptığını bilmeyen insanlardan alamazsın.

- Değer bilmeyenlere sakın emeğini sunma.

- Asla bilmeyenle tartışma.

Benim büyüklerimin tavsiyesi bu...

Sizinle paylaşmak istedim...

****

DİP EKSPRES

EGOD Akademi kuruldu


 Geçen ay yapılan genel kurul ile yönetim kurulunu belirleyerek, 3 yıllık faaliyet dönemini başlatan Ege Otomotiv Derneği, (EGOD) sektöre ihtiyaç duyduğu nitelikli elemanı kazandırmak için EGOD Akademi'yi kurdu. EGOD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa İduğ, bunun için EGOD Akademi'yi kurduklarını söyledi.

Yönetim Kurulu bünyesinde 5 kişiden oluşan eğitim komisyonu koordinatörlüğünde çalışacak olan EGOD Akademi, Ege Üniversitesi Meslek Yüksekokulu, Mimar Sinan ve Yenişehir Motor Meslek Lisesi işbirliği ile sektörün ihtiyaç duyduğu alanlarda verilecek eğitimlerle nitelikli iş gücü ihtiyacını karşılayacak.