Hayat zor! Yıllar önce bir üniversite bitirmek hatta lise mezunu dahi olmak kolaylıkla iş bulmak için yeterli geliyorken günümüzde bu durum farklı bir hal almıştır. Artık kolay iş bulabilmek için yerine göre tek üniversite bitirmek, tek yabancı dil bilmek bile yeterli gelmemektedir.

Ülkelerin gelişmesinde ve kalkınmasında sanayileşmenin temel unsuru olan bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarına sahip yüksek verimi gerçekleştirecek kalifiye insan gücünün yetiştirilmesi gerekmektedir. Kalifiye elemanların bilgi ve becerisi, ekonomik başarının temelidir. Mesleki eğitim özellikle iki amaca yöneliktir: Bir tarafta genç insanlara başarılı bir meslek yolu hazırlamak, diğer yandan ekonomiye vasıflı eleman yetiştirmek. Günümüzde, hızlı teknolojik değişme ve dünya düzeyindeki yapılaşma değişiminde Mesleki Teknik Eğitimin öneminin çok büyük olduğu herkes tarafından bilinen ve söylenen gerçektir.

Üniversite mezunlarının sayısı arttıkça diplomalı işsizlerin de sayısı doğru orantılı olarak artmaktadır. Fakat iş dünyasında ilginç olan şey üniversiteli işsizler değil de belirli sektörlerde sürekli istihdam açığının olmasıdır. Yani birileri acil bir şekilde eleman ihtiyacını gidermeye çalışırken birileri de iş bulmaya çalışmaktadır. Bu olumsuz durumun yaşanmasının en büyük nedenleri arasında insanların yanlış alanlara yoğunlaşmış olması ve eğitim sisteminin eksikliğidir. Gençlerin ihtiyaç olmayan alanlara sadece üniversite bitirmek için yöneliyor olmaları şüphesiz işsizlik sorununun büyümesine neden olmaktadır. Bu da diplomalı işsizlerin veya kendi bölümüyle ilgili olmayan başka sektörlerde çalışan kişilerin çoğalmasına neden olmaktadır.

Günümüzde en çok istihdamın sağlanacağı sektörlere eleman yetiştirmek için mesleki eğitimlere önem verilmelidir. Özellikle özel sektörün, sanayinin sıkıntı çektiği kalifiye eleman sorununun çözülmesi için mesleki eğitime ağırlık verilmeli ve sektörün ihtiyacı olan donanıma sahip elemanların yetiştirilmesi gerekmektedir. Başarılı bir mesleki eğitim sonrasında sektörün ihtiyacına uygun olan donanımlarla mezun olmuş bir kişinin işsiz kalması neredeyse imkansızdır. Bu nedenle mesleki eğitime önem verilmesi işsizlik sorununu azaltabileceği gibi sektörde kalifiye eleman bulmada yaşanan güçlüğü de azaltacaktır diyebiliriz.

Nitelikli işgücü açığının kapatılması için en etkin yol, mesleki eğitimin yaygınlaştırılmasından geçmektedir. Bırakın Türkiye gibi işsizliğin ciddi boyutlara ulaştığı ülkeleri; İngiltere, Fransa gibi işsizlik oranının ülkemize nazaran çok düşük olduğu ülkelerde bile meslek eğitimine büyük önem verilmekte, ülkeler arası karşılıklı eğitim işbirlikleri ile teknolojideki değişimler yakından takip edilmektedir. Gelişmiş ülkelerin meslek eğitimine verdikleri değer, Türk halkına ve küçük işletmelerimize de örnek olmalıdır.

Bugün gelişmiş ülkelerdeki bireyler mesleki eğitimi ön plana çıkarırken, Türkiye'de aileler ve gençler klasik akademik eğitimi tercih etmektedirler. Türk toplumuna mesleki eğitimin getirileri doğru anlatılmalı, gençler meslek sahibi olma yönünde özendirilmelidirler.

Mesleki eğitim programlarının içeriğini uluslararası eğitim standartlarına ve iş dünyasının gereksinimlerine göre belirlemek zorundayız. Ülkemizde yeni teknolojilere ve çağdaş uygulamalara yönelik olarak gençlere temel bilgi ve deneyim kazandırılması konusu büyük bir önem taşımaktadır.

Mesleki eğitimin asıl olarak örgün eğitim kurumlarında verilmeye çalışıldığı düşünülürse, işgücünün niteliğinin yükseltilmesi ve ekonominin gereksinim duyduğu nitelikli insan gücünün yetiştirilmesinin çok yüksek bir maliyeti olduğu ortaya çıkacaktır. Buna bağlı olarak ülkemizde genelde eğitim, özelde de meslek eğitimi ile ilgili olarak yapılacak düzenlemelerin belli bir modele uygunluktan çok kalkınma amacıyla uyumlu olması, eğitimin maliyeti ve verimliliği gibi etkenler göz ardı edilmeden gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Ülkemizin hızlı ilerlemesinin yolu, donanımlı ve bilgili gençlerden geçecektir.